♠♠♠
Yaşamda kalmanın en zor olduğu an gecedir. 04.00 tüm sırlarımı biliyor.
Günlüğüne birşeyler karalayıp çizerken sürekli gözleri doluyordu. Ayrıca pişmanlıkta duyuyor gibiydi. Tarihi atarken bile yanlış yılı yazmıştı. Sürekli ' bana ihanet etmişim gibi bakıyordu ' düşüncesini kafasından atamıyordu. Şimdi araya yine bir kırgınlık girmişti. Herşey yolunda derken Açelya yine bozuyordu herşeyi.
Dönen sandalyesini masadan diğer tarafa dönderdi. Dolabın aynalarından kendine bakıyordu. Açelya'nın bir sürü aynası vardı. Diğerinde normal görünüyordu ama diğer dolabın kapağından uzun boylu ve biraz yamuk görüyordu. Bu dolabı aslında stres atmak için almıştı. Diğer kapının yanındaki boydan aynası küçük gösteriyordu onu. Şimdi biraz kafasındaki düşüncelerden kendini soyutlamıştı. Ama yinede atamıyordu.
'Hep mi benim yüzümden aramız bozuk? '
'Hiçde bile Açelya eğer o seninle ters, yamuk ve üçgen bir şekilde konuşmasaydı şimdi gayette iyi anlaşırdınız.'
Açelya konuşurken ağzı burnu yamuluyordu bu aynada. Ayna ile konuşması daha tamamlanmamışken Nesrin odaya girdi.
'Küçük hanım hadi bakalım yemek hazır.'
'Nesrin abla ben bugün hiçbir şey yemesem olur mu ?'
'Nedenmiş o bakalım.'
'Üşeniyorum aşağıya gelmeye.'
Nesrin yarım şekilde gülümsedikten sonra, 'Eğer seni aşağıda görmezsem doğum gününde hediye almam.' deyip kapıyı kapattı. Nesrin'i çok seviyordu. Her doğum gününde ilk önce onun hediyesini alırdı. Nesrin'nin bekar olması Açelya'nın da işine geliyordu. Çünkü bazı geceler Nesrin eve gitmeyip onlarda kalabiliyordu.
Ağır ağır yürüyerek aşağıya indi. Merdivenlere basışından Açelya'nın geldiğini herkes anlardı. Yerine oturdu.
"Bugün bitkin misin kızım, hasta mı olucaksın yoksa?"
"İnsanlar her bitkin olduğunda hasta olmuyorlar anne."
"Seni düşünmekte suç oldu. Terliği yeme kafana."
Yemekten sonra kendi tabağını tezgaha koyarken, tezgahın yanındaki masada kırmızı bir kutu gördü. Sanki böyle bir kutuyu daha önce görmüştü. Biraz durdu. Yanındakiler meşgulken kutuyu eline alırken; "Sana mı ait yoksa küçük hanım ?" diye Nesrin kulağına doğru hafif kısık şekilde seslendi. "Şey, galiba... Nerden buldun bunu ?"
"Temizlik yaparken lavobanın yanında buldum."
Açelya dayanamadı Nesrin konuşurken kutunun içine baktı. Bir an korktu. Neden korktu , niye korktu bilmiyordu ama...
İçinde küçük kalp şeklinde kesilmiş renkli kağıtlar vardı. Çok tatlı görünüyordu kutu. Ama kendisine ait değildi. Kendi kendine " Acaba babam anneme süpriz yapmak için mi almıştı ." diye düşünerek odasına çıktı. Babasının böyle şeylerle uğraşacağını da sanmıyordu o yüzden şaşırmıştı. Kutuyu aldığı gibi tekrar yerine bırakmıştı.
Saçındaki tokayı çıkartıp saçlarını rahatlığa kavuşturdu. Saçlarıyla elini dağıtırken bir kaç adım sonra kendini yatağa fırlattı. Başını sola çevirip saate baktı. Ders çalışmak istemiyordu. Hiç bir şey istemiyordu. Uyumakta istemiyordu.
Gözlerini ayırmak istiyordu ama beceremiyordu. En son odasına kahve götürüyordu. Yok galiba rüyaydı. Böyle uyuyakalmıştı. Kendini zorla aydı. Esnerken ince cılız sesi çıkıyordu. Arkadan "Günaydın" sesiyle irkildi. Çığlık atarak arkasını döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AÇELYA'NIN ODASI ♥
Teen Fictionyağmurdan bile kaçıp bir kenara sığınabiliyorum. ama sen öyle misin? hayır. senden kaçsam bile sığınmak için sana dönerim. güzel varlıksın. Lütfen önyargılarınızı bir kenera bırakın ve öyle okumaya başlayın. Yorumlarınız benim için değerli.