Birisi hislerimi anlatmamı isteseydi eğer söyleyeceğim şey; bir çocuğa en çok istediği oyuncak alınmış kadar mutluydum. Min Yoongi'nin yanında olmak bile bana mutluluğun en güzel renklerini tattırsa da şuan mutluluk seviyesini aşıp ne hissedeceğini bilemediğim bir ruh halindeydim.
Salona girdiğimde annem "Bu saate kadar neredeydin?" dedi tek kaşını kaldırarak. Tek kelimeyle "BTS konseri." dedim. "Yılbaşına onlarla girecek kadar onları seviyorsun demek? Doğruyu söyle kızım, sevgilinle falan mıydın?" dedi. "Evet, sonra anlatırım." diye geçiştirmemin ardından koşarak odama girdim.
***
Dersten çıkışımın ardından telefonumun titrediğini hissettiğimde elime aldım. Yoongi arıyordu. Çabucak açıp "Efendim Yoongi?" dedim. "Okulun çıkış kapısına gelsene bi'." dedi, bunun üzerine tamam deyip hızlıca kapıya ilerledim.
Çıktığım gibi gözüm Yoongi'yi aradığında, onu aracına yaslanırken buldum. Her ne kadar dikkat çekmemeye çalışsa da çevresi kalabalıklaşmıştı. Kalabalığın arkasından dolanıp hızlıca kendimi yolcu koltuğuna bıraktım. Kalabalıkla mücadele bana dağınık bir saç kazandırmıştı... Dışarıya baktığımda Yoongi hayranlarıyla fotoğraf çektirmeye devam ediyordu.
Yarım saatin ardından Yoongi sürücü koltuğuna oturmuştu. "Çok beklettim mi seni?" diye sordu. "Hayır, sorun değil." dedim gülümseyerek. Yanımda olması bile beni mutlu ederken A.R.M.Ylerle arasına girmeye çalışacak son kişiydim.
Nereye gideceğimizi sorduğumda az kaldığını ve zaten birazdan ulaşacağımızı söyledi. Geldiğimiz yer fazla işlek olmayan bir sokakta minik bir lokantaydı. Duvarları mavi tonlarındaydı ve sakinliğin, huzurun rengiydi. Masaların üzeri minyatür müzik aletleriyle dekore edilmişti ve Spring Day çalıyordu.
"Nasıl, beğendin mi?" diye sordu Yoongi. "Hem de çok." dedim, çevreme hayranlıkla bakıyordum. "Sen burayı nasıl keşfettin? Şehirden uzaktayız sanki." diye sordum. "Bir keresinde çocuklarla dolaşmaya çıkmıştık, bir süre sonra acıkınca mekan aramaya başladık ve sonrasında Jin burayı işaret edip 'Bence buraya bakmalıyız.' demişti. O günden beri arada bir uğrarız buraya. Hoşuna gideceğini tahmin ediyordum, o yüzden seni de getireyim dedim." dedi gülerek. "Çok teşekkürler." dedim tebessüm ederek, çok mutlu olmuştum. Yemek yememizin ardından ellerimi ellerinin arasına aldı ve buradan çıktık. Bir saat boyunca sadece yürüdük, çok güzeldi.
Geri dönmek için arabaya bindiğimizde Yoongi'nin telefonu aralıksız mesaj sesiyle doldu. Kendisi baktıktan sonra telefonu bana çevirdi.
Jungkook:
Hyung, Jennie'yle fotoğraflarınız magazin sitelerine yayılmış.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Without You #Yoonnie
Fanfic#3Yoonnie #18Blackpink "Sen bir idolsün ve ben senin idol haline de, öncesine de çok aşığım."