Media: DIA-Will You Go Out With Me
Ertesi gün yataktan kalktığım gibi hazırlanıp kahvaltı masasına oturdum. Hızlı olmalıydım. Bugün... Çok özeldi. Onu uzun zamandır tanıyordum ancak bugün o da beni tanıyacaktı.
Hızlıca evden çıktığım gibi sözleştiğimiz kafeye ilerledim. Girdiğim gibi onu gördüm, çoktan gelmişti. Ruhumun diğer yarısının beni beklediğini düşünmek kalbimin patlamasına neden oluyordu.
Hızlıca sandalyemi çekip karşısına oturdum. "Çok bekletmedim, değil mi?" diye sordum, saate baktığımda erken gelmediğimi gördüm. "Hayır, ben de şimdi geldim." deyip gülümsedi.
Siparişlerimizi vermemizin ardından çok düşündüğüm soruyu sordum. "Daha dün hastaneden çıktın, doktor dinlenmen gerektiğini söylemişti ama." dedim kızar bir bakışla. Gülerek "İstersen gideyim." dedi. Bir anda "Hayır, gitme." dedim ve bunu anın heyecanıyla yüksek sesle söylediğimi farkedip utandım. Sonra, "Şey, yani evden çıktın bir kere... Neden geri gidesin, değil mi?" dedim. Gülerek; "Tamam, tamam. Gitmiyorum bir yere." dedi.
Bir süre sessizlik oluştuktan sonra Yoongi, "Beni ne zamandır tanıyorsun?" dedi. Bir anda seviyorsun derse utanacağımı düşünmüş olmalı ki, bu şekilde sordu.
"Önceden de dediğim gibi ortaokulda aynı okula gidiyorduk. Senin çevrendeki insanlara yaklaşımın, benim çevremin bana yaklaşımından o kadar farklıydı ki ilgimi çektin. İlk başlarda bu gerçekten sadece ilgimi çekme durumuydu ancak bir gün yanıma geldin -Bunu büyük ihtimalle hatırlamazsın- ve bana dedin ki; 'Güçlü ol, bunu dene. Gülümsemeni kaybedersen her şeyi kaybedersin.'
O günden sonra sana daha fazla dikkat etmeye başladım; çevren için her zaman bir umut kaynağıydın. Hareketlerin karşındaki insanı iyileştirecek türdendi. Gülüşün ise... Ah, Tanrım; o benim için cennet kelimesinin sözlük karşılığıydı."
Uzun konuştuğumdan duraksadım, son cümlemin üzerine gülümsemişti ve bu beni mutlu ettiğinden dolayı konuşmaya devam ettim.
"Ve, ortaokuldan mezun olduk. Liseye başladığımda ise farklı okullara gittiğimizi öğrendim; senden çok ayrı bir okulda olmak beni sinirli yapıyordu. 4 sene boyunca seni sadece sokaktan geçerken ya da markette karşılaştığımızda gördüm. Açıkçası, bu sırada çevreni araştırıp hangi üniversiteye gitmek istediğini öğrendim -Üniversite olarak net bir seçeneğim yoktu- ve senin üniversitene başvuruda bulundum. Ve sonunda kabul mektubu geldiğinde heyecandan delirecektim.
Okul başladığı zaman artık susmak istemediğimi farkettim ve aklıma gelen takma adla dolabına mektuplar bırakmaya başladım. Bu içimdeki hisleri az da olsa dışa vurmama sebep olmaya başladı. Sonunda bir gün okula gelmemeye başladın ve bu sefer sosyal medya üzerinden sana ulaşmaya karar verdim."
Konuşmam bittiğinde ona bakıp gülümsedim. Şok olmuş bir ifade vardı yüzünde... "Bunca yıl... Ne diyeceğimi gerçekten bilemiyorum, kusura bakma..." dedi. "Yok, yok; sorun değil." dedim. Sonra birden sessizlik kapladı ortalığı.
Sonra sormak istediğim bir şeyin daha olduğunu hatırladım; "Sen neden yoğun bakımdaydın?" diye sordum. Onu düşünmekten arkadaşlarına sormak tamamen aklımdan çıkmıştı. "Arabayı gereğinden hızlı kullanıyordum sanırım, kontrolü kaybetmişim." dedi, bu konuda kendine kızdığı belliydi; üstelemedim. "Boş ver, şuan iyisin ya bunu düşünmene gerek yok." dedim.
Bir süre sonra kafeden çıkmak için kasaya yöneldik. Ödemeyi yapmamızın ardından dışarıda yürümeye başladık. Evimin önüne yaklaştığımızda veda etmek için el salladım. Tam bu sırada bir şey dedi.
"Jennie... Seni gerçekten tanımak istiyorum. Ne dersin; bir deneyelim mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Without You #Yoonnie
Fiksi Penggemar#3Yoonnie #18Blackpink "Sen bir idolsün ve ben senin idol haline de, öncesine de çok aşığım."