Yeni bölüm yazmayalı uzun zaman oldu arkadaşlar kusura bakmayın sınavlar falan derken gerçekten vaktimiz olmadı. Şimdi gerçekten uzun bir bölüm geliyoor. Bakalım Ege'yi ve Masal'ı neler bekliyor..
İyi okumalaaar :*
Restaurantın merdivenlerinden aşağıya inerken babamın ismimi bağırmasını duydum ama onu umursamadan inmeye devam ettim. Gerçekten neden böyle birşey yaptığımı bilmiyorum. Tam dışarı çıkarken ayağım bir masanın ayağına takıldı ve tam kendimi düşmeye hazırlarken biri beni tutup kendine doğru çekti.Kafamı yukarı doğru kaldırıp baktığımda sinirle bana bakan Ege'yi gördüm . Dengemi sağladıktan sonra kendimi ondan ayırarak uzaklaştım. Evet doğru ondan korkmuştum resmen beni parçalayacakmış gibi bakıyordu. Arkasını dönüp restauranttan çıktı. Biraz arkasından bakıp kaldıktan sonra korkarak peşinden gittim. Siyah arabasının tekerlerine tekme atıyordu hemen koşarak yanına gittim. Topuklu ayakkabılarla çimlerden koşmak beni fazlasıyla zorlamıştı. Yanına geldiğimde nefes nefeseydim biraz durakladıktan sonra,
"Teşekkür ederim" diyebildim.
Ege hala kızgın duruyordu bana doğru yaklaşırken çenesi iyice gerilmişti. Yanıma iyice yaklaştığında yüzlerimiz arasında 5cm ya var ya yok gibiydi. Kulağıma yaklaşıp şu sözleri fısıldadı,
"Teşekkür etme. Herşeyin bir bedeli vardır küçük kız. Bu evliliği kabul ettiğine göre hayatın çokta kolay olmayacak buna kendini hazırlasan iyi edersin." dedi ve hiddetle arabasına geri döndü kapıyı açtı ve hızlıca içine bindi kapıyıda çarptı. Nasıl bir şeyin içindeydim ben?
Bana dediği şeyleri düşünürken restaurantta bıraktığım annemlerin bizi izlediğini gördüm. Lanet olsun !! Bunu bilerek yapmıştı. Kafamı tekrar ona çevirdiğimde arabanın üstüme doğru geldiğini gördüm ve aniden geri çekildim. Ama o üstüme gelmeye devam ediyordu en sonunda durdu. Beni bir an ezecek sanmıştım ama hızlıca dönerek yola çıktı ve uzaklaştı. O giderken arkasından,
"Seni pislik bunu ödeyeceksin!" diye bağırdım sinirden titriyordum. Bende oradan uzaklaşarak kendimi arabaya attım ve sürmeye başladım. En sonunda beni rahatlatacak bana huzur verecek olan yere gelmiştim.
Çimlerin arasından yürüdükten sonra evimi gördüm. 15 yıldır bu evi görmemiştim ve çok özlemiştim ağaçların arasında babamla birlikte yaptığımız ağaç evi gördüm onu yaparken ne de çok eğlenmiştik. Bunları düşününce gözümden akan yaşlara engel olamadım olmakta istemedik ağlamak beni rahatlatıyordu. Ayakkabılarımı çıkarıp ağaç eve çıktım hala eskisi gibi duruyordu aynı 15 yıl önce bırakıp gittiğimiz gibi. Köşedeki eskimiş biraz da kirli olan mindere oturdum. Ege'nin dediklerini anlayamıyorum beni düşmemem için tutmuştu bende teşekkür etmiştim ona kötü birşey yapmamıştım.
Biraz daha düşündükten sonra onu haklı buldum. Bekarlık hayatını bitiriyordum ama ben istememiştim ki bunu bana da soran olmamıştı ki...
Benim hayallerim vardı üniversiteyi bitirip sevdiğim aşık olduğum adamı babamla ve annemle tanıştıracaktım onlar artık büyüdüğüm için beni sevmeye başlayacaklardı. Beraber yemek yediğimizde bu gün kü gibi kavga sesleri değil gülüşlerimiz her yerden duyulacaktı. Evlenmeden önce annem ve babamın arasına girip uyuyacaktım mutlu bir hayatım olacaktı. Ama şimdi sevmediğim üstelik beni de sevmeyen bir adamla evlenecektim. Bana zor bir hayatım olacağını kendi ağzı ile söylemişti zaten zor ve kötü olan hayatım daha ne kadar kötü olabilirdi ki...
Ağlamamı artık durduramıyordum yere kıvrıldım ve ağlamaya devam ettim..
Sabah gözlerimin yanmasıyla uyandım hala yerde yattığımı hissettiğimde hayal kırıklığına uğradım bir kez daha. Bu evden gitmeden önce babam bana geceleri hikayeler anlatırdı onun kolları arasında uyur kalırdım sabah kalktığımda yine odamda olurdum. Ayağa kalktım ve ağaç evden aşağı indim. Evimize doğru gittim kapının yanındaki saksıyı kaldırdım ve anahtarı aldım eskiden hep oraya koyardık orada kalmıştı anlaşılan anahtarı çevirip içeri girdim.
Yukarı çıkıp banyoya girdim ve aynaya baktım berbat gözüküyordum. Gözlerim kıpkırmızı ve etrafında mor halkalar oluşmuştu. Yüzümü yıkadıktan sonra saçlarımı topladım ve banyodan çıktım evimizi öçok özlemiştim en güzel zamanlarım hep burada geçmişti. Artık tekrar daha fazla ağlamamak için evden çıkmam gerekiyordu dışarı çıktım ve arabama bindim. Çantamdan telefonumu çıkardım ne arama var ne mesaj ne bekliyordum ki merak edip aramalarını mı?
Eve geldim sıcak bir duşa girdim ve üzerime eşofmanlarımı geçirdim. Çok acıkmıştım hemen mutfağa indim. Mutfakta Duygu ile karşılaştım . Duygu,
" Kahvaltı hazır efendim geldiğinizi gördüğümde hazırladım." dedi. Sadece kahve istiyordum.
"Kahvaltı yapmayacağım sadece kahve istiyorum Duygu salona geçiyorum oraya getirirsin." dedikten sonra salonda ki mavi koltuğa oturdum ve televizyonu açtım. Duygu geldi ve kahvemi verdi.
1-2 saat televizyon izledikten sonra içeri birisi girdi. Annemi görünce şaşırdım eve erken gelmişti. İçeriye geçti ve karşıma oturdu. Duygu'dan kahve istedikten sonra konuşmaya başladı.
"Masal seninle konuşmak istediğim bir konu var. Evlilik tarihinizi dün ayarladık hazırlıklar başlatıldı. 3 hafta sonra evleniyorsun. Rachel o süre içerisinde onlarda kalmanı istiyor. Bizde bunda bir sakınca görmedik. Bu gün akşam seni yemeğe bekliyorlar. Yanında eşya götürmene gerek olmadığını söylediler. Artık hazırlanman gerek kuaförün yukarıda istersen bir duş al herşey hazır giyeceklerini de hazırladım onları giy seninle tartışmak istemiyorum dün giydiklerin tam bir fiyaskoydu cenazeye gider gibi. Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar yukarı çıkabilirsin. Akşam 19.30da şoför seni bekliyor olacak."
Hala konuşmanın başındaki şoku atlatamadım. 3 hafta sonra evleneceğim ve bu 3 hafta içerisinde onunla aynı evde mi kalacaktım. Sakınca görmemişlermiş(!) tabi benden ne kadar çabuk kurtulurlarsa o kadar iyi. Onlardan hala nefret edemediğim için onlar için hala göz yaşı döktüğüm için kendimden tiksiniyorum.
Annem cevap vermemi bile beklemeden yukarı çıkmıştı. Bende kahvemi bitirdikten sonra odama çıktım ve kuaförleri umursamadan duşa girdim çıktıktan sonra şortumu ve askılımı giyip aynanın karşısına oturdum. Bir yandan saçlarım yapılırken bir yandan makyajım yapılıyordu.
Neden bu kadar hızlı yapıyorlar diye düşünürken saate baktım ve saat 6 olmuştu. 2 saat vardı demekki annem o kadar da erken gelmemişti. Saçlarım ve makyaşım bittiğinde sinirden çıldırmak üzereydim resmen yüzüm yağlı boya ile boyanmış gibi duruyordu bu neee!!
Hemen makyajı sildim ve kuaförleri odamdan defettim. Saçlarımı doğal bir şekilde örmüşlerdi. Hazırlanıp giyindikten sonra saate baktım ve sadece 20 dakika vardı. Hızlıca geçti o zaman da şoför gelmişti.
Artık gitme vakti bakalım beni orada neler bekliyor...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ege'nin Masal'ı
Teen FictionİKİ ZENGİN İNSAN İLGİSİZ BÜYÜMÜŞ MASAL ŞIMARIK EGE BİRBİRİNDEN FARKLI İKİ İNSANIN ZORLA HAYATLARININ BİRLEŞTİRİLMESİ..