AY IŞIĞI

290 164 30
                                    

Tüm gün gülümsediğim insanlar, ortamlar. Oynadığım o mutluluk oyunları, içimde büyüttüğüm sevgim... Geceleri daha bir zor geliyor üstesinden gelmek. Gökyüzünün bana eşlik ettiğini hissediyorum. İçim gibi, karanlık... Umursamaz... Güçlü... Sonra sen geliyorsun aklıma, geceye meydan okuyan Ay ışığı gibi. Aydınlatıyorsun yüreğimi, hislerimi.
Kaldığım çukurlardan tutup çıkarıyorsun beni. Kalbimin acımasına sebep olan olaylarda bir bakışınla yok ediyorsun bütün sancılarımı. Gözlerinle sarıldığını hissediyorum çoğu zaman. Kalbini görüyorum. Gülüşün... Ay ışığı gibi.
Umut dolduruyor yüreğime, sen varsan her şey geçer diyorum. Kurtulurum tüm kalp ağrılarımdan.
Kırık tüm parçalarımı birleştiriyorsun tek bir kelimenle. Bir daha hiç kırılmam gibi hissediyorum. Sonra, daha sert kırıyorsun. Sanki acı çektirmek ister gibi, toparlayıp toparlayıp daha sert fırlatıyorsun kalbimi. Oyuncağı paramparça olmuş, ısrarla tamir etmeye çalışan bir çocuğa dönüyorum. Atmaya kıyamıyorum çünkü. Gözlerim yaşlı umut ediyorum hala ısrarla.
Şimdilerde ay ışığı bile yok pencerem de, sahi en son ne zaman baktın bana sarılırmış gibi?  Ne zaman gülüşün tüm kırık parçalarımı birleştirdi? Ne zaman gözlerinin içi güldü bana bakarken?
Işığımı kaybettim, yolumu kaybettim. O bitmek bilmeyen gecelerde kalbime umut ışığı bırakıp giden ay ışığım nerede?
Nerdesin?
Beni çıkmazlardan tutup çıkaran sen neredesin?
Hisset, lütfen hisset. Şuan sana ne kadar ihtiyacım olduğunu hisset. Bakma bana öyle küçümser gibi. Sana olan sevgimin büyüklüğünü bilsen böyle bakmazdın inan. Bilmezsin sen uzaktan sevmenin ne olduğunu. Geceleri yokluğuna sarılıp uyumak ne demek bilmezsin. Zerre umudun olmadan sevmek ne demek bilmezsin. Hiç kavuşamayacağın birini her gün deli gibi özlemek ne demek bilmezsin. Hiçbir şey bilmiyorsun. İçimde sakladığım yaralarımın her gün hiç durmadan kanamasının ne demek olduğunu bilmiyorsun. Bilme de zaten. Ama tek bir şeyi bilmeni istiyorum. Ben seni şu Dünya üzerinde ki her şeyden çok sevdim. Dünya yıkıldı üstüme bazen, gözler bana acır gibi baktı, saçma buldular çoğu zaman... Ben pes etmedim, edemedim. Senin varlığın tüm zorlukları gözüm yaşlı, gülümserken yolcu etmeyi öğretti bana.
İçimden ağlamayı öğretti.
Eline kıymık batsa, ilk benim canım acır.
Bilemedin, göremedin sen.
Senin gözünde hep aptal küçük bir kızdım. Canın nasil isterse öyle davrandın. Ben de gözlerim buğulu izledim öylece.
Yaşadığım her şeyin sonunda gelip sana sarılmak istedim, kollarım sonraki işti. Sana bakarken kocaman sarıldım her seferinde, sahi hissetmedin mi?
Rüyalarıma geldin, uyandığımda bir kez daha nefret ettim hayattan. Seni bana engel kılan her şeyden bir kez daha nefret ettim. Günden güne büyüdü aramazdaki duvarlar. Aşmaya çalıştım, ama sen her seferinde bir tuğla daha ekledin. Şimdi gözlerin yok, gülüşlerin, burnun, saçların. Göremiyorum seni, sesini duyuyorum uzaktan. Gücüm yetmiyor duvarlarını kırmaya. Başa çıkamıyorum hayatla...
Yardım et bana, tut ellerimden. Sana en ihtiyaç duyduğum, çıkmaza düştüğüm bu günlerde örme duvarlar aramıza. Lütfen...
Hani beni üzgün görmek istemezdin sen, hep mutlu olmamı isterdin. İnanayım mi şimdi buna?
Sen olmadan mutlu olabileceğimi hangi kuşlar fısıldadı sana. Sen yoksan, sonum ziyan. Eksiğim, yarımım ben...
Sen, kalbimde açtığın bu yarayı, başka biri kapatabilir mı sandın? Başka insanlar, başka yüzler...  Sen şimdi gülsen, sadece kanaması durur yaralarımın. Artık sen bile kapatamazsın. Tedavi gecikti, yara dağıldı her yere. Kalbimin ölümü yakındır. Ama tutunduğum bir şey var, bu kalp en çok, ve en son seni sevdi... Senin ellerinde öldü...

Şimdi penceremden içeri giren ay ışığım yok. Karanlıklardan aydınlığa çıkaran, bana umut veren, daha sıkı tutunmamı sağlayan ay ışığım yok.
Karanlıktayım, aydınlığa dair bir ışığım yok.
Korkuyorum...
Son kez, son kez gülümser misin? Sabaha ulaşmam için, ay ışığını görmem için. Lütfen...
Son kez...

UÇURUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin