🔹SANA ÇIKAR YOLLARIM🔹(Final 2/1)

408 57 34
                                    

Yaşlı at son sürat ormanın içine daldığında son kez dönüp arkasına bakmıştı Luhan. Kasvetle kaplı gösterişli şatonun sık dallar arasında kayboluşunu izledi. Birden birkaç hafta öncesi zihnine düşmüştü. Babasının evini yine böyle terk etmişti. Tıpkı bir süredir yaşadığı şatoyu terk ettiği gibi. Ancak bu kez bir sözü vardı. Gönlüne taht kuran sevdiğine verdiği sözü...

 Gönlüne taht kuran sevdiğine verdiği sözü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


**

"Gitmelisin Luhan." Sehun'un endişeli sesi kulağına dolduğunda bakışlarını aynadan çekip kararlılığın ve hüznün yer edindiği gözler ile buluşturmuştu. Tuzlu saydam sıvı ile kapanan görüşüne rağmen Sehun'un acı gülümsemesini görebiliyordu.

"Onlara yardım etmelisin. Ben bekleyebilirim." Bu kesinlikle yalandı. Bu gün gülün son yaprağı düşecekti ve zaman kalmamıştı. Ancak Sehun biliyordu ki eğer Luhan ailesinin yanına gitmezse uğruna sonsuza dek lanetli kalmayı bile göze aldığı aşkı, yapraklarını döken o gül gibi solup gidecekti. Sevdiğinin gözlerinde hep hüznün ve pişmanlığın gözyaşları olacaktı. Bu yüzden ne olursa olsun onun gitmesine razı geliyordu. Aşk bazen fedakarlık gerektirirdi. Ve o, sonsuza dek bir canavar olarak kalmayı sevdiğinin tek bir damla gözyaşına tercih ediyordu.

"Ama sen-" cümlesi boğazından kaçan bir hıçkırık ile bölünmüştü. Sehun tekrar gülümsedi ve sivri dişlerini çevreleyen sıcak dudaklarının Luhan'ın balköpüğü saçlarına bastırdı.

"Bana bir şey olmayacak. Söz veriyorum." Ellerini genç çocuğun yanaklarına koyup gözlerine derince baktı. "Şimdi ailenin yanına dön." Kararlı ses tonu Luhan'ın kalbini daha da acıtmıştı. Onu bırakmak istemiyordu. Ama ailesine de bir zarar gelsin istemiyordu ki zaten başlarına bir şey geldiği belliydi. Gözyaşları yanaklarından sicim misali akarken başını salladı.

"Tamam, gideceğim. Ama... Geri döneceğim, bunu unutma. Saat on ikiyi vurmadan önce burada olacağım. Beni bekle." Sehun ona sıcak bir gülümseme verdiğinde sıkıca beline sarıldı. Sıkı bir kucaklaşmanın ardından Luhan ayrılıp yaşlı gözleri ile kehribar renginden koyu kahveye dönen gözlere baktı. Bu sıra da Sehun eline az önceki aynayı tutuşturdu.

"Her ihtimale karşı yanında bulunsun." Demiş ve onu az önce çıktıkları salona iteklemişti.

**

Şimdi babasının yaşlı atının üzerinde daha önceden geldiği yolu geri gidiyordu. Kalın kar örtüsünün üzerinde son sürat ilerlerken sık dallar yüzünü, ellerini, kollarını ve bacaklarını çiziyordu. Üzerindeki beyaz altın işlemeli elbise lekelenmiş ve yer yer parçalanmıştı. Sırtında rüzgar ile savrulan pelerini dallara takılıyordu. Belinde duran aynayı sık sık kontrol ederek ilerlemeye devam etti. Durmadı. Kurtarması gereken bir ailesi ve geri döneceğine söz verdiği bir sevdiği vardı.

At küçük taşra evine giden ormanlık yoldan çıktığında görüşüne evin bahçesinde dolanan silüetler takılmıştı. Oldukça kalabalıklardı. Hızını kesmek yerine dizginlere daha sıkı asılıp biraz daha hızlanmayı umdu. Çünkü kalabalık topluluk ellerinde meşaleler ile evin etrafına topladıkları odunları ateşe vermeye çalışıyorlardı.

La Belle et La BeteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin