Bölüm 2

63 6 0
                                    


    Gözlerimi açtığımda bir odanın içerisinde yatağa bağlanmıştım. Kelepçeler yüzünden bileklerim şimdiden yara olmuştu. Hocamla vedalaşmadan önce her ihtimale karşı kafamda bir tane tel toka bulunduruyordum. Aklıma tel toka gelince kafamı hareket ettirdiğimde sert birşeyin kafama batmadığını anlayınca beni buraya yetirenlerin aldığını düşündüğümde kelepçeden nasıl kurtulacağımı düşünmeye başlamıştım. Öncelikle sakin olup hızlıca kelepçeden kurtulmam gerekiyordu. Her zaman ki gibi kendi formülümü kulanmam gerekiyordu. İlk önce başparmak! Elime bir miktar tükürük bıraktığım gibi birazda olsa kaygan olmasını sağlamıştım. Bileklerim kanasa da umrumda değildi baş parmağımı yavaş yavaş çıkartıyordum. Çıkartırken kanıyordu ama canım acımıyordu. Sağ-sol, sağ-sol, yavaş yavaş yukarı aşağı ve başparmak çıktı. Baş parmağım çıktığı için diğer parrmaklarımda otomatik olarak çıkmıştı. Şimdi sıra diğer bileğimdeydi. Aynı şeyleri tekrar etmiştim ve bileğimden kurtulmuştum. Ayağımı iple bağlamışlardı ben eğitim sırasındayken bunlardan kaç bin defa yaptığımı hatırlayamıyordum. Şuan bunlar benim için bebek işiydi. Ayaklarımdan kurtuldum ve etrafa bakıyordum. Ameliyat hanede kullanılan bir masa üzerinde yemek, bir yatak ve bir kamera. Peki kamera ne alakaydı ki ? Beni buraya neden getirdikleri aklıma gelmişti, Bakalım bu kelepçe ve ipten kurtulup kurtulamayacağımı zannediyorlardı. Yukarıdaki delikten bulutumsu gibi birşey odayı dolduruyordu. Gözlerimin kapanmasına engel olamıyordum ve yere yığılmak zorunda kaldım. Yine bir iğnenin vücuduma girdiğini anlamıştım. 

   Gözlerimi bu sefer bir odada açmıştım. Karşımda takım elbiseli sayamayacağım adam ve bir kaç tane kadın. Benim uyanmamı bekliyorlardı. Buraya neden geldiğimi bile bilmiyordum. Tam uzandığım yerden ayaklanacakken takım elbiseli adamlar bayanların önlerine geçip benim onlara zarar vereceğimi zanetmişlerdi. Olduğum yerde oturup karşımda duran insanlara bakarken sarı saçlı kahverengi gözlü olan kadın bir anda ''Bong-hwa çekilin önümden''. Kadın söylediği anda bütün takım elbiseli adamlar kadınların önünden çekilmişlerdi. Kadın konuşmaya başladığında '' Hyun-ki'nun anlattığına göre eğitimi bitiren ilk kişi senmişsin. Şimdi söyleyeceklerimi dikkatlice dinle buranın birkaç kuralı var ve sen bizim kurallarımıza uymazsan kötü şeyler olucağını bilmeni isterim. Bazen hiçbir şekilde beklemediğin sonuçlarla karşılaşabilirsin. Sana yapacaklarını söyleyeceğim. Öncelikle buradan kaçmaya çalışmıcaksın. Oda da gördüğün kadarıyla kamera var ve seni hem ben hemde arkamda görmüş olduğun J-2 ajanı her saniyeni izleyecek. Her hangi birşeye ihtiyacın olduğunda Bong-hwa sana yardımcı olacaktır. Şimdi sen neden buraya geldin bunu merak ediyorsun dimi?'' rahat birşekilde 'evet' demiştim.  ''Şimdi sen eğitimini bitirmiş olabilirsin ama burada da  bir eğitimine girip sana verilicek görevi öyle vermek istiyorum. Arkamda görmüş olduğun ajanlarla aynı seviyede başlatacağım eğer onlardan düşük bir performans yaparsan sonuçlarına katlanmak zorunda kalırsın. Şimdi seni bir ameliyathaneye götüreceğiz hiç bir şekilde müdahalede bulunmayacaksın. Gerisine bakacağız'' kadına cidden sinir olmuştum. Artık yapacak birşeyim yoktu, herşeye katlanmak zorundaydım. Ajanlardan birkaçı gelip suratıma geçirilen maske sayesinde yeniden uykuya dalmıştım. 

      Bong-hwa'dan 

Ben J-2 ajanından Bong-Hwa 26 yaşındayım. Eğitimimize birisi katılacağını duymuştum fakat kadın birisinin Hyun-ki nin eğitimini bitirdiğini öğrenince şaşırmıştım.  Bizim çocuklar ekranda toplanmışlardı. Ekrana baktığımda çocukların konuşmasına baktığıma göre eğitimi geçen kız şuan elleri kelepçeli ve ayaklarından bağlıydı. Bakalım başlangıcı geçebilicekmiydi. Yavaş yavaş uyandığında etrafı kolaçan etmişti. Kız cidden çok güzel yüzü  vardı. Eğitimimizde ilk defa bayan olacağı için herkes heyecanlıydı. Şuan herkes ekrana odaklanmıştı. Adını bilmediğim kız yavaş yavaş gözlerini açıyordu. Etrafı kolaçan etmeye başladığı sırada ayaklanmaya kalkmıştı ve bileklerinden ve ayaklarından bağlı olduğunu anladığı sırada ilk önce nefes alıp vermişti. Suratında gülümseyici bir ifade vardı. Bileğine tükürüklemişti. İzlemeye devam ediyorduk. Yavaş yavaş sağ sol yukarı aşağı yaparak bileğindeki kelepçeyi çıkartmaya çalışıyordu. Komple elinden çıkmayacağı için kız zeki davranmıştı. İlk önce baş parmağını çıkartması gerekiyordu. Sağ sol yaptığında sonunda çıkmışıtı. Hızlı bir şekilde diğer bileğinide hallettiği gibi direk ayaklarını tek hamlede açmıştı. Ayaklandığı sırada etrafı kolaçan ediyordu. Birazdan uykusunu getirmek için bir ilaçla odanın içine gönderecekleri sırada dışarıdan birisi '' Bong-Hwa hazırlan içeriye gireceiğz '' dediği anda ekrandan ayrılıp kızın olduğu odaya yol almıştık. Kulağımdaki kulaklıktan onay geldiği anda odaya girmiştik. Kız yerde yatıyordu. Direk kucağıma aldığım gibi toplantı odamıza götürmemiz gerekiyordu. 10 Dakika içerisinde uyanacağı için elimizi hızlı tutmamız gerekiyordu. Toplantı odasına geldiğimiz gibi herkes bizi bekliyordu. Kızı koltuğa koyduğumuz gibi eğitim hocamızın arkasına geçtiğim sırada kız yavaş yavaş gözlerini açtığında bizi gördüğünde zarar vermesin diye eğitim hocamızın önüne geçip yuvarlak olmuştuk. Kız biraz şaşırsada Ga-yeon hocamız bütün kuralları anlatmıştı. Şimdi sıra bilmediğim bir yere gelmişti. Doktorlar kızın arkasına geçmişlerdi. Bizim ajanlardan birisi maskeyi takması gerekiyordu. Kıza yakınlaşıp suratına maskeyi taktığı gibi uykuya dalmıştı. Ga- yeon hocamızın bize söylediğine göre kızın kimliğinin değişmesi gerekiyordu. Birkaç kişi ayarladığım gibi onlar kimlikle ilgileniyorlardı. Diğer bir mesele ise kıza estetik yapılması gerekiyordu tanınmayacak kadar ya güzel ya çirkin olması gerekiyordu. Doktorlarla birlikte ameliyathaneye götürdüğümüz gibi oparasyona başlamışlardı. Uzun bir süre sonra geçtikten hemen sonra odasına götürmemiz gerekiyordu. Suratı ne haldeydi onu bile bilmiyorduk. Uyandığında nasıl tepki vericek onu bile bilmiyorduk. Odasına koyduğumuz gibi direk bilgisayarın ekranına gidip ne olup bittiğini izlemeye başlamıştım. Şuan ekranın başında birtek ben vardım diğerleri saat geç olduğu için uyumaya gitmişlerdi. Kızın herşeyini not alıyordum. Boyu,saç rengi, göz rengi, sesin güzelliğini bile. Saate baktığımda 04.19 geçiyordu. yorucu bir gün olduğu için bende uyumaya başlamıştım. Sabah uyandığımda bilgisayar ekranının karşısında uyuya kaldığımı anladığımda kız hala uyuduğunu görünce bir meraklanmıştım. Saat 07.26 idi. Belkide erken olduğu için uyanmamıştı. Etrafımda bizim çocukların olduğunun farkında bile değilken ellerinde duran deftere bakarak gülüyorlardı. ''Bu boy, yeşil gözlerin''....... çocuklara baktığımda ''kes artık '' hala bana bakıyorlardı. Odaya giren şefimiz ''aşk kokusu mu var '' şuan yerin dibine girseydim benim için daha iyi olurdu. Çocuklarla kahvaltı yapmamız bittiğinde koşarak üst kata koştuğum gibi ekrana baktığımda kız hala uyuyordu. Kesinlikle kötü birşeyler olduğunu anlamıştım. Kulağımdaki ses cizahızını çalıştırdığım gibi ''Ben Bhwa (bu ajanda herkesin kısaltılmış isimleriyle konuşulur) eğitime gelen kız uyanmamış şuan nefes alışverişi ekranda görünmemektedir.'' Ga yeon telefondan beni aramıştı.''Kız nefes almıyo, kaç saattir uyuyo '' sesimde endişe vardı. Hepimiz odanın kapısında toplandığımız gibi odaya girmiştik. Kızın başına geldiğimizde kızın nefes almadığını gördüğümüz anda doktor hızlı bir şekilde kızla ilgilenmeye başlamıştı. ''Şok cihazı'' bağırdığı sırada hemşire koşarak şok aletini getirdiğinde hepimiz odadan çıkmıştık. Hepberaber bilgisayar ekranına geldiğimizde beklenmedik sonuçla karşı karşıyaydık...

SONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin