Başarmak mı? Ölümüne kadar

29 2 0
                                    


   Bong-Hwa'dan 

  Eğer bu gizli odaya girilicekse bizim düşmanlarımızla saldırmamız gerekitiğini nlamıştım. Biz buraya gönderilidiğimizde bu odaya çalışmak için dövüşmek için getirildiğimizi anlamıştım. O yüzden bu kadar dikkatliyim ve kimsenin zarar görememsiiçin elimden geleni yapıcaktım. Olduğum odadan bir mazeret uydurup çıkmıştım fakat hiç bir şekilde güvensizlik içinde değildim. Bütün ajanlara sonuna kadar güveniyordum. Yakın 1 saattir hiçbir şekilde içeriye girmiyordum artık merak etmiştim hızlıca bilgisayar odasına gidip o odanın olduğu şifreyi girdiğim gibi şoke olmuştum. Peki tamam saldıranların hepsi yerde olabilir fakat bizim çocuklardan birisininin aralandığını görünce bir garip olmuştum. Eun-jo'ya baktığımda ortalıklarda yoktu. Bilgisayardan çıkış yapıp hızlı bir şekilde merdivenlerden inerken karşımda kanlar içinde nefes almaya çalışan Eun-jo'yu gördüğüm gibikucağıma aldıp hızlıca revire götürücekken nefes alamadığını anladığımda yere yatırıp kulaklıktan yangın merdivenine doktor gönderin yaralı var nefes alamıyor. En kısa zamanda burada olucaklardır diyip kalp masajı yapmaya başlamıştım. Nabzına baktığımda yine yoktu, daha çok hızlandım ama yine nabzı yoktu. Ellerim resmen kana bulanmıştı.

 Merdivenden gelenlere baktığımda dövüşen grup olduğunu görünce. '' Salak ajansınız hepiniz kızın yaralandığını nasıl görmediniz. Biriniz hızlıca doktoru çağırsın yoksa öldürücem o doktoru. Haber verdim gelmedi. Kız burda nefes almıyo. '' Nefes almıyo dedğimde herkes işin büyük bir noktaya geldiğini anlamıştı. Ajanlardan hızlıca doktoru çağırmıştı. 2 dakia içerisinde burada olmuştu. Doktor gelene kadar kalp masajı yapmaya devam ediyordum. Doktor '' hızlıca bunu kliniğe götürmemiz gerek bu yangın merdiveninde yapıcak birşeyimiz malesef yok.'' Kucağıma aldığım gibi doktorla birlikte koşarak kliniğe gidip muane etmeye başlıyacaktı ki, ''nefes almıyo' nabzına baktığında şok cihazını getir. Hızlı hareket et yoksa kızı kaybedicez ''demişti.  Şok ihazını getirmiştim benden sonra hemşireler devreye girmişti. 

Eun-jo'ya baktığımda yavaş yavaş yüzünün morardığını farketmiştim. Hızlıca hocamızın yanına gidip olayı anlattığımda benimle birlikte aşağıya gelmişti. Son dakika da odaya girdiğimizde doktor göğüsüne sert bir yumruk atmıştı. Aletten 'dıt,ddddııııtttt dıt '' sesi geldiğinde doktor ''şuan ki durumu stabil yani iyi fakat vücuduna girmiş olan kurşunlar daha derine girşmiş olabilir. Biraz kendine geldikten sonra uyuşturup  amleiyat hanede işlemlerimize devam etmemiş gerek.'' Hocamız hiçbir şekilde cevap vermeden yukarıya çıkmıştı. Kısa bir süre geçtikten sonra Eun-jo gözlerini açmıştı. Yanı başında olduğumu görünce gülümseyip elimi tutmuştu. Bende elini daha sıkı tutmuştum. Asla bu eli bırakmak istemiyordum. Deli gibi hoşlanıyordum fakat 7 kişinin bilmediği birşey vardı. Eğer dışarıdaki suikastimizde başarılı olursak artık hepimiz özgür kalabilirdi. Yani eğer serbest kalırsak Eun-jo'yla birlikte hayatıma devam iterim o yüzden buradan çıkıp o görevi tamamlamız geriyordu. Gözleri yavaş yavaş kapandığında elimide yavaş yavaş bırakmıştı. Ellerimin kan olduunu görünce lavaboya gidip yıkadığımda zar zor çıkmıştı. Doktor seruma uyuşturmak için iğne yaouyordu.

Artık ameliyata girmişti. Sonucu ne olursa olsun Eun-jo ölümüne savaşırdı. Çünkü o bu dünyaya başarmak için gelmişti. O tanıdığım dünyanın en güçlü kadınıydı.Savaşmakla döüşün arasındaki ince noktayı bilen birisiydi. Hernokta da iyi olduğunu herkes biliyordu. Kötü düşünmek istemiyordum. Yanıma gelen ajanlar durumunu öğrenmek istediklerini söylediklerinde herşeyi anlattığımda ''Eun-Jo 'yu tanıyorsak o odadan çıkar. Biz ona bağlandık, o bizi bırakamaz bizde onu bırakamayız.'' Bütün ajanlarla birlikteyuvarıya çıkıpekrandan amiliyat haneyi izlemeye başladık. Doktor yavaş ve dikkatli bir şekilde işini yapıyordu. Saatler geçiyordu fakat bir türlü o odadan çıkamıyorlardı. Ajanlar odaya getirdikleri birkaç bireyle karnımız doymuştu. Uyku yapıcı birşey yediğim için bilgisayarın başında sızıp kalmıştım.

Başımca beni sarsan ajanı görünce 'Eun-Jo uyandı ' hızlıca aşağıya indiğimde yatakta yatıyordu. Doktor yanımıza gelip 'hocanızı çağırıp konuşmam gereken bir konu var. Biraz hızlı davranırsanız daha iyi olur.'' meraklanmıştım. Ajanlardan birisini göndermiştim. 1 Dakika içerisinde burada olmuşlardı. Doktor hocamızla kenarda birşeyler konuşuyorlardı. Konuşmaları bitince'' hepiniz yukarıya çıkın.'' hızlı bir şekilde yukarıya çıkıyorduk fakat merak etmiştim. Kötü birşeyin olduğunu anlamıştım. Odaya vardığımızda hocamız konuşmaya başlamıştı. '' Şimdi sizi beceriksizler beni iyice dinleyin. Bu 7 kişi görevlerinde başarılı olursa ömürlerininin sonuna kadar özgür kalacaklarını biliyorlar. Fakat bu durumdan Eun-Jo'nun haberi yok. Peki bunu bir şekilde siz söylersiniz şimdiki konumuz önemli. Eun-Jo'nun kalbinde olan kurşun çıkartılamamış. Doktor kızı kaybetmek istemediği için ameliyatı kaoatmak zorunda kalmış. Yani kurşun hala kızın kalbinde o yüzden beni iyi dinleyin kurşunun yukarıya deriye yaklaşması için doktorun hazırlamış olduğu suyu hergün içmesi gerekiyo. Bunun için bu durumları anlatması gereken bir ajansa ihtiyacım var. Bu durumu ben açıklayamam o yüzden bir ajan lütfen öne çıksın.'' Herkes bir ağızdan '' Bon-Hwa gönüllüdür hocam '' dedikleri gibi bir adım geriye gittiiklerinde ben önde kalmıştım. Hocayla göz göze geldiğimizde kafasını tamam anlamında sallamıştı. Şimdi ise asıl en önemli noktaya gelmiştik onu. BEN NASIL SÖYLİCEKTİM. Kesinlikle yıkılıcaktı. Eğer bu yapacağımız görevde başarılı olursak ömrümün sonuna kadar onunla devam etmek istiyordum. 

Eun-Jo'nun yanına gitmek için odadan çıkacakken hoca 'dur' dediğinde açtığımı kapıyı kapattım. Bana ne söyliyecek diye merak ederken konuşmaya başlamıştı. Şuan bende kalbime kurşun girmiş gibi hissettmiştim...

SONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin