Uyumak için hemen yatağıma girdim yarın büyük gündü hemen eğitimlere başlayacaktık . Biraz ayağım sızlasada umursamadan gecenin karanlığına gözlerimi kapattım .Erkenden kalktım dün gece doktorun yaptığı akupunktur fazlasıyla işe yaramıştı . Kahvaltı yapıp savaş eğitimlerinin yapıldığı alana vardık .
Ilk gün çok fazla yormadım onları oğle arası mola verdikten sonra sarayın bahçesinde biraz dolaşmaya başladım . Büyük bi ağacın altına uzanmaya gidecekken ayağım takıldı ve düştüm . Tam doğrulacakken- Bu ne gürültü ya bi uyutmadınız
- Gelip ormanın ortasında otların arasına saklanır gibi uyursanız tabikide gürültü olur
- Sen de kimsin
- Osmanlıdan gelen elçiyim ben . Asıl siz kimsiniz sarayın bahçesinde aylak aylak uyuyan
ufak bi kahkaha attıktan sonra
- Ben öğretmenim burada
- Nasıl bi öğretmen aylak aylak uyur böyle
- Mola vermiştik ve dinleniyorum . Ayrıca hesap vermek zorunda değilim
- Sizi nasıl denetliyorlar anlamıyorum . Neyse beni ilgilendirmez zaten
ardından bi kaç adım ilerisinde yere uzandım garip bi şekilde bana baktı ve gülümseyerek tekrar yattı .
- Osmanlı nasıl bi yer ?
- Güzel bi yer ama buradan farkli yinede yemekleri , giysileri , sarayları hatta ağaçları bile ...
dedim tam o sırada yaprakların arasından gözüme gelen güneşi kapatarak .
- Bana uzak diyarları anlatırmısın . Oranın kültürünü .
- Evet ama bi şartla
- Söyle
- Sizde bana buraları ve yakın çevreleri anlatırsanız
- Anlaştık
gülümsedim .
- Neden gülüyorsun .
- Benim buraya gelme amacımı ve neler yapacağımı biliyormusunuz ?
- Hayır
- Kültür etkileşimi yapacağız . Siz buranın kültürünü bana öğreteceksiniz bende benim memleketiminkini bu yüzden söz vermesem bile anlatmam gerekiyordu .
kahkaha attı .
- Sevindim
- Biraz dinlensek fena olmaz sanki
dedim ve gözlerimi kapattım .
Aradan bi saat geçti ve uyandım . Adının Yoongi olduğunu öğrendiğim öğretmen hâla uyuyordu onu rahatsız etmeden kalktım ve gittim .
Alptekin ve Balamanı arıyordum . Onların neler yapması gerektiğini söyleyecektim derken bi kaç ses duydum saray kapısın yakınlarında
- Bırakın beni sen nasil bi kuzensin dışarıya çıkmak istemiyorum hem abilerimde yanımda değil
- Ya Taeghyong sen bana güvenmiyormusun eğleneceğiz sadece hadi gel
- Dong Hyun istemiyorum bırak beni
- Hadi itiraz istemiyorum gidiyoruz .
ardından sarayın kapısından çıktılar ikiside sıradan halk gibi giyiniyorlardi ama adının Dong Hyun olduğunu öğrendiğim kişi hiç iyi niyetli durmuyordu . Ne olursa olsun insanlara yardımcı olmam gerekti , bende hemen onların peşine düştüm .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANCI GÖZLER (BTS)
Teen FictionOsmanlıdan kore hanedanligina gitmekle görevlendirilen kız hem korece bildigi icin hemde erkeklere döğüş sanatında yardımcı olmak adına erkek kılıgına girmesi gerektir . Oraya elçi olarak giden kiz 6 prensle gayet iyi anlasırken prenslerden biriyle...