0.1

595 29 16
                                    

Genç kız mutlu ve bir o kadarda endişeliydi. Elinde tuttuğu anahtarlığa baktı. Ardından çok geçmeden kapıyı açtı. Bir süre içeri girme konusunda tereddüt etti. Yaşadıklarına inanamıyordu. Artık kurtulmuştu. O herkesin ev olarak bildiği fakat onun için tımarhaneden farkı olmayan yerden kurtulmuştu. Bir süre daha kapıdan baktı içeri. Sonra ilk adımını attı ve kendi evine girdi. Kutudan farkı olmayan bu eve kız tüm parasını vermişti. Sırf onlardan kurtulabilmek için kendi vatanından kilometrelerce uzaktaydı. 18 yaşındaydı fakat bütün zorluklara karşı dimdik ayaktaydı. Çocukluğu ve ergenliği biyolojik ailesi yüzünden berbat geçmişti. Ama yetişkinliğini berbat edemeyeceklerdi. Eve biraz göz gezdirdi. Sonra valizini alıp kendi odasına gitti. Ev eşyalı olduğu için en çokta bu yüzden bu evi satın almıştı. Dolabını açtı ve sonra valizdeki kıyafetleri oraya yerleştirdi. Kapı çaldı. Genç kız bunu beklemiyordu çünkü burada tanıdığı kimse yoktu. Açıkçası biraz korkmuştu. Biraz daha bekledi belki her kimse çalar çalar gider dedi. Ama hiç gideceğe benzemiyordu. Sanki zil yokta kapıyı tekmeliyordu. Genç kız koşarak mutfağa gitti. Bir tava aldı ve kapıyı yavaşça açtı. Gördükleri karşısında şaşırmıştı. Kapıyı tekmeleyen sadece küçük bir kızdı. Gülümsedi ve elindeki tavayı sol tarafında olan oval sehpanın üstüne bıraktı. Yaklaşık altı yaşında gibi görünen bu küçük kız söze girdi;
"Kusura bakmayın efendim. Hala zile uzanamıyorum da bu yüzden kapıyı tekmeledim eğer sizi korkuttuysam lütfen beni bağışlayın."

Genç kız, küçük kızı dinlerken çok şaşırmıştı. Sanki bir yetişkin insanla konuşuyormuş gibi hissetti. Çok edepli ve şirin bir kızdı. Genç kız, küçük kızı daha fazla bekletmeden ona cevap verdi;
"Oh, hayır beni korkutmadın."

Yalan söylemişti. Ne kadar çok korktuğunu kendide biliyordu. Fakat küçük bir kız bile olsa insanlara karşı güçlü olduğunu göstermek istiyordu.

"Buraya taşındığınızı gördük ve sizinle tanışmak istedik. Kısacası eğer işiniz yoksa akşam yemeğine annem sizi bekliyor efendim."

Küçük kız konuşurken genç kız onu hayranlıkla izliyordu. Bu kadar saygılı konuşan bir çocuğu ilk defa görüyordu. Onun hizasında olmak için dizlerinin üstüne çöktü. Sıcak ve içten gülümsemesini küçük kıza sergiledi.

"İşim yok yani tabiki gelirim." Biraz durdu ve konuşmasına devam etti. "O halde ben hazırlanayım akşam sizde olurum." diyip ayağa kalktı. Kapıyı kapatacakken küçük kız onu durdurdu.

"13. dairede oturuyoruz efendim." 

"Tamamdır akşam yemeğinde görüşürüz." dedi ve kapıyı kapattı. Yarım kalan işlerini çabucak bitirdi ve hazırlanmaya başladı.

***

Genç kız 13. dairenin kapısının önünde biraz bekledi. Misafirliğe gitmeyi sevmiyordu. Aslında sevmekten ziyade insanlardan biraz çekiniyordu. Çok fazla konuşkan biri değildi. Gerek duymadıkça konuşmazdı. Ama konuşmaya başladığında da susmak bilmiyordu. Kendini hazır hissedince zile bastı. Ve kapıyı oldukça güzel bir bayan açtı. Çok samimi bir gülüşü vardı.

"Hoşgeldiniz, lütfen içeri buyrun."

Genç kız tebessüm etti ve içeri girdi. Oturma odasına geçtiğinde küçük kız ve onun babası vardı. Küçük kız, genç kızı görünce hemen ona sarıldı.

"Hoşgeldin."

Genç kız gülümsedi. Küçük kızın ona öyle sarılması onu mutlu etmişti. 'En azından beni seven kişilerde varmış.' dedi sessizce. Aklına en yakın arkadaşı geldi onu özlemişti ama o şu an hayatta değildi. Belkide öyle sanıyordu... Ona söz vermişti. Onu hatırladıkça mutlu olacaktı. En azından mutlu olmayı deneyecekti.

"Hoşbuldum." dedi ve bir koltuğa oturdu. Küçük kız hemen genç kızın yanına oturdu. Genç kızın elini tuttu. Anlaşılan bu küçük sevimli kız, genç kızı çok sevmişti. Küçük kızın annesi genç kızın karşısındaki koltuğa oturdu.

"Öncelikle Güney Kore'ye hoşgeldin."

:
🌙
:

Görünmez Kanatlı Hayaller |RM| [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin