Benim Evim

668 79 6
                                    

I just called to say I love you I just called to say how much I care I just called to say I love you And I mean it from the bottom of my heart.

Sadece seni sevdiğimi söylüyorum sadece seni ne kadar önemsediğimi söylüyorum sadece seni sevdiğimi söylüyorum Ve bunu kalbimin derinliklerinden gelerek söylüyorum.

Müzik:Stevie Wonder/I just called to say I love you

Yeni bir yıl, yeni heyecanlar ve hiç beklenmeyecek süprizler, yeni bir aşk... Adrian sabahtan beridir Marinette'i düşünüyordu. Onu noeli kutlamaya çağırmıştı fakat ne yapacağını bilmiyordu. Sıradışı bir şey olmasını istiyordu. Evin içinde tur atarcasına yürüyüp bir fikir arıyordu. Karşısındaki sepeti görünce ''Bingo!'' diye bağırdı ardından hazırlıklara başladı.

-

Marinette ise Alya konuşuyordu. Ellerinde sıcak bitki çaylarıyla Balkonda havanın soğuk olmasını umursamadan battaniyeleri alıp çay içiyorlardı.''Bugün kar yağabilir baksana havaya.'' dedi Alya. Marinette'de ''Evet, umarım yağar... Bugün Adrien ile buluşacağım.'' Alya bir ıslık çaldı.''Bu noel çok sihirli geçecek.'' dedi bir yandan da Marinette'in soğuktan kızarmış burnuna bakıyordu.''Haydi içeri geçelim yoksa yakışıklı prensine hasta olarak mı gitmek istersin?'' dedi Alya yüzünde bundan zevk aldığını belli eden bir ifade vardı. ''Pekala ayrıca AMAN TANRIM daha ne giyeceğimi bilmiyorum."' Marinette battaniyesini omzuna almış koşar adımlarla içeri girmişti. Arkasından Alya bağırıyordu.''Biliyordum!Onu hala sevdiğini. Alya Sezair asla haksız çıkmaz.'' sonra kendi kendine söylendiğini fark ederek o da Marinette'in arkasından içeri girdi. Marinette dolabında ne var ne yok çıkarmıştı. Alya ağzı açık bir şekilde bir Marinette'e bir de yatağın üzerindeki kıyafetlere bakıyordu.''Burada bir servet vardır!'' dedi. Marinette Alya'nın dediğine gülmüştü.''Sence hangisi?'' Alya hiçbirine  bakmadan Marinette'i omuzlarından tutup aynanın karşısına götürdü.''Bu.'' dedi ardından devam etti.''Eğer seni seviyorsa olduğun gibi sevmeli. Süslü bir iki parça kıyafet giydiğin için değil.'' Marinette Alya'ya baktı ve onu kucakladı.''Teşekkür ederim Alya. İyi ki varsın.'' Alya'da ona samimi bir şekilde sarılmıştı.''Hediye ne aldın?'' diye sordu sarıldıktan sonra Alya. Marinette bir dakika anlamında elini gösterdi ardından yatağının yanındaki çekmeceli dolabı açtı içinden bir adet kavanoz çıkarmıştı.''Kavanoz?'' dedi Alya. Marinette güldü.''Tabi ki kavanoz değil daha o kadar delirmedim.'' dedi ardından kavanozun kapağını açtı ve içinden küçük bir kağıt çıkardı. Alya'da merakla ne yaptığını izliyordu. Marinette elindeki minik kağıdı Alya'ya uzattı. Alya kağıdı aldı ve okumaya başladı:''Benim evim kalbinin attığı yerde.'' Alya ufak çaplı bir çığlık attı.''Yani itiraf edeceksin...aslında geç bile kalmıştın.'' dedi. Marinette istemeden de olsa kızarmıştı.''Artık umrumda değil ne oolacaksa bugün olsun.''dedi. Alya hala kavanozu inceliyordu.''Bu kağıtlardan kaç tane var?'' Marinette olabildiğince Alya'ya yaklaştı ve fısıldayarak ''Tam olarak üç yüz altmış beş tane var.'' dedi ardından Alya'nın sonuna kadar açılmış olan ağzını kapadı.''Peki ne diyorsun beğenir mi sence? Dün gece sabaha kadar bununla uğraştım.'' Alya Marinette'e baktı ve destek verircesine omzunu tuttu.''Eminim bayılacaktır.'' Marinette Alya'ya gülümsedi ve saatine baktı.''Birazdan gelir.'' dedi. Alya çantasını almıştı.''Ben gidiyorum tatlım ikinize de iyi yıllar diliyorum.'' Marinette Alya'ya el salladı.''Sana da iyi yıllar!'' Alya tam gidecekken durdu.''Sonra bana her şeyi anlatacaksın---'' Marinette geri kalan cümlesini tamamlamıştı.''--bütün ayrıntılarıyla söz veriyorum.'' dedi ve kıkırdadı. Alya'da görüşürüz deyip evden ayrıldı. Daha bir kaç dakika geçmemişti ki kapı çaldı. Marinette hemen kapıya koştu kimin geldiğini biliyordu.''Hoşgeldin Adrien.'' Adrien selam dercesine elini salladı.''Hazırsan çıkalım mı?'' dedi. Marinette kavanozun olduğu poşeti çantasına tıktı ardından montunu atkısını ve beresini giydi.''Evet, hazırım. Hadi gidelim.'' Adrien ile aşağı indiler ardından ikili arabaya bindi.''Nereye gidiyoruz?'' diye sordu Marinette. Adrien araba kullanırken bir yandan da cevap vermeye çalışıyordu.''Eşsiz bir yere.'' dedi. Marinette nereye gittiklerini anlamıştı keyifle arkasına yaslandı ve camdan noel heyecanındaki insanları izlemeye başladı. On beş dakika sonra gelmişi. Adrien arka koltuktan sepeti aldı ve Marinette ile beraber yürümeye başladılar. Marinette Adrien'ın elinde taşıdığı sepete baktı.''Sepet mi?'' dedi. Adrien ise ''Gidince görürsün.'' dedi sadece. Marinette bir of çekti ve bir şey demeden o da yola devam etti. Geldiklerinde Adrien sepeti açtı ve içindeki örtüyü yere serdi ve sepetin içindeki şeyleri örtünün üzerine koydu. Bir şişe beyaz şarap,büyük bir meyve tabağı ve adını bilmediği bir tatlı vardı Marinette'in. Adrien'ın omzuna vurdu ve tatlıyı ı yavaşça yedi. Yedikçe yüzündeki ifade daha mutlu bir hal alıyordu."Adı ne? Sipariş edeceğim kesinlikle! Bu şeyin tadı efsane." dedi. Adrien örtünün üstüne oturdu yanındaki yere vurarak "Gel yoksa Bütün baklavaların bitmesini mi istiyorsun." Marinette adete zıplayarak oturdu."Çok acıkmıştım iyi ki baklava var." dedi gülerekten. Adrien'da açtığı beyaz şarabı bardaklara doldurmuştu. Bardaklardan birini Marinette'e verdi."Baklavaya." dedi. Marinette'de bardağını Adrien'ın bardağına vurarak söyledi."Baklavaya." bu şekilde beraber iki saat geçirmişlerdi. 23.00 Adrien dayanamamış Marinette'e hediyesini uzatmıştı."Biliyorum daha bir saat var ama daha fazla bekleyemeyeceğim." dedi. Marinette büyük bir heyecanla hediyeyi açtı. İçinden harika bir kolye çıkmıştı. Marinette Adrien'a sarıldı."Bu çok güzel. Bayıldım." Adrien Marinette'in hediyesini beğenmesine sevinmişti."Takar mısın?" dedi Marinette ayağa kalkarak Adrien'da ayağa kalkıp kolyeyi özenle taktı. "Sıra benim hediyemde ama şimdi vermeyeceğim biraz sabretmelisin dedi Marinette. Adrien ise tekrar oturdu ve beyaz şaraptan bir bardak daha uzattı."Madem beklemek zorundayım zaman geçmesi için bir şey yapalım." Marinette'de oturdu yere ve Adrien'ın uzattığı bardağı aldı."Ne gibi bir şey?" diye sordu. Adrien Marinette'e döndü."Bir tür oyun. Birbirimize soru soracağız eğer cevaplamazsak her cevaplanmayan soru için bir bardak içmek zorundayız kural bu." Marinette tamam anlamında başını salladı. Adrien  "O zaman ilk ben soruyorum.Sevdiğin çocuk kim?" Marinette bir bardağı kafasına dikmişti bile."Bunu zamanı geldiğinde öğreneceksin şimdi değil." dedi. Adrien biraz bozulmuş olsada devam ettiler."Tamam bu seferki sorum şu benim hakkımda ne düşünüyorsun?"ikiside sarhoş olmuş bir şekilde hala oyunu oynamaya devam ediyorlardı."Bence sen harika bir kızsın ve biliyor musun? İçimde çok harika bir his var bu hissi öncedende birisi için hissetmiştim." Marinette oyunu önemsemeden sordu."Kimdi bu kişi?" Adrien ayağa kalkmış dans eder gibi saçma hareketler yapıyordu."Kim miydi? O Paris'in göz bebeğiydi. O benim ortağımdı. Yo yo hayır o benim leydimdi."dedi Marinette Adrien'ın dediklerini idrak etmeye çalışıyordu."Yani se-sen uğur böceğini mi kast ediyorsun?" Adrien başını salladı."Onu çok sevdim keşke kim olduğunu öğrenebilseydim bunu ben reddettim fakat şu an bilmeyi o kadar çok isterdim ki..." Marinette Adrien'ın elini tuttu."Ben kim olduğunu biliyorum sana söylerim fakat bana söylemen gerek." Adrien Marinette'in elini daha hızlı tuttu ve "Tamam ne söylememi istiyorsan söylerim. Yeter ki içimdeki pişmanlık bitsin." dedi. Marinette Adrien'a yaklaştı. Hiç yaklaşmadığı kadar çok yaklaştı ve dudağına bir buse kondurdu. Adrien'ın içini şahane bir his kaplamıştı. Bu öyle bir histi ki anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalıyordu. Marinette devam etti."Uğur böceği benim fakat ben artık o değilim ve--" Adrien Marinette'e seslendi."Mari." ama Marinette Adrien'ı dinlemiyordu bile."--ve beni sevmiyorsan anlarım çünkü ben uğur böceği kadar cesur biri değilim o maskeni--" Adrien bu sefer Marinette'ı sarstı."Marinette!" Marinette sonunda durmuştu pür dikkat Adrien'a bakıyordu."Beni ruhun ve bedeninle büyüledin. Seni seviyorum,seni seviyorum."
Marinette sanırım ilk kez mutluluktan ağlıyordu."Sanırım hediyeni alma vaktin geldide geçti bile." dedi Marinette ve hediyeyi Adrien'a uzattı. Adrien bir kavanoz görünce biraz şaşırmıştı. Yavaşça kapağını açtı ve içindeki kağıtlardan bir tanesini açtı ve sesli bir şekilde okudu."Benim evim kalbinin attığı yerde." Adrien Marinette'in elini tutup kendine çekti."Ben ne kadar körmüşüm." dedi ve yanağına minik bir buse kondurdu. Ikiside gökyüzüne baktı kar yağıyordu. Her şeyi topladıklarında Marinette saatine baktı.

00.00
Adrien'a baktı ve gülümsedi. Hala aklında bazı sorular kalmış olsada bu anı mahvetmek istemiyordu. Adrien'ın elini tuttu ve yürümeye başladılar...

*Eveet bu bölümünde sonuna geldik. Bu aşk olayını daha fazla uzatabilirdim fakat böyle uzatıp uzatıp son bölümde mutluluklarını görmek yerine burada her an her bölümde mutluluklarını görebileceğiz tabi arada ufak sorunlar olacaktır ve daha çözülmemiş birçok sorunun olduğunuda unutmamak gerekiyor. Ben yazarken çok zevk aldım umarım beğenmişsinizdir. Hepinize iyi yıllar diliyorum. İyi ki varsınız💛💛

*Beni ruhunla ve bedeninle büyüledin seni seviyorum seni seviyorum repliği aşk ve gurur filmine ait bir repliktir.

*"Benim evim kalbinin attığı yerde" kötü kızlar ağlamaz kitabından alıntıdır.

La Vie En Rose ~AdrienetteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin