Samira o kadar dalgındı ki yanlış yöne gittiğini anca fark edebilmişti .
Adımlarını tekrardan geldiği yöne doğru atmaya başladı .
Yürürken içinde kafeye gidip bir şeyler yazma isteği vardı . Elinde kahvesiyle yağmuru izlerken bir şeyler yazmanın harika olacağını düşünüyordu .
Zaten ne zaman hava yağmurlu olsa içini bir hüzün kaplıyordu . Aslında seviyordu yağmurlu havayı . Ama bulutlar ağladığı için üzülüyordu .
Uzaktan bir kafe gördüğünde kocaman maviyle yazılmış Samira yazısı dikkatini çekti . Sonunda bulmuştu kafeyi .
Hızlı hızlı adımlar atarken hemen varmak istiyordu kafeye .
Kapıdan içeri girdiğinde en arkada camın kenarında olan masaya oturdu . Biraz dışarıyı izlemeye karar verdi çünkü çok güzeldi .
Yağmur damlaları sanki camla sevişiyor gibiydi . Dışarda arabalar ve insanlar bir telaş içinde hareket ediyordu . Ağaçlar rüzgardan dolayı sallanıyor ve yaprakları hışırdıyordu .
İnsanların yüzü ifadesizdi. Bir tebessüm bile yoktu. Bütün herkeste bir yorulmuşluk edası vardı.
Dışarıyı izlemeyi bıraktığında yanına garson geldi . Garsonun sesini duyduğunda o tarafa dönmeye bir türlü cesaret edemiyordu . Bir şeylerle yüzleşmekten korkuyordu . Yine karşısına o kız çıkmıştı . Kader kesinlikle Samira'ya bir oyun oynuyordu .
Siparişini verdiğinde kız da hızla oradan uzaklaştı . Defteri eline aldığında sanki kendi defteri değil gibiydi . Oysa defterinin dışı aynıydı .
Defterin kapağını açtı ve defterden yere bir fotoğraf düştü .
Fotoğrafı eline alıp baktığında o an evden hiç çıkmamış olmayı diledi .
Göz yaşları düşüyordu o ise sadece elindeki fotoğrafa bakıyordu .
Yıllar önce çekilmiş bir fotoğraftı .
İki tane genç kız vardı . Erkeksi olan diğer kızın yanağını öperken çekilmişti .
Sadece kısacık bir süre zarfında onlarca duygu hissetti .
Acı , özlem , hüzün , aşk ...
Anlamıştı ki yolda çarpıştığı kişi Rüzgar'ın ta kendisiydi .
Kafasını kaldırdığında iki yaşlı göz birbirini buldu .
Rüzgar da şaşkınlıkla onu izliyordu .
İkisinin de içinden koşarak birbirine sarılmak geldi . Samira oturduğu yerden kalkamadı . Oraya çivilenmişti .
Halbuki o an ikisi de kalkıp birbirlerini kucaklasa 6 senelik özlem son bulacaktı .
İkisi de yapamadı .
Samira'nın göz yaşları fotoğrafı ve defterin açıkta olan sayfasını ıslatırken Rüzgâr'ın göz yaşları parkeleri ıslatıyordu .
Yıllardır birbirlerinden uzakta ağlarlarken karşılıklı ağlıyorlardı şimdi .
Samira kendinde kalkacak gücü bulamıyordu bir türlü .
Rüzgar ona doğru gelirken elinde bir kahve fincan ve Samira'nın defteri vardı .
Rüzgar göz yaşlarına aldırış etmeden yürüdü .
Kahve ve defteri Samira'ya uzattığında konuşmaya başladı .
- Hanımefendi sanırım defterlerimiz karışmış elinizdeki defteri ve fotoğrafı bana vermenizi rica edeceğim ve kahvemizde buraya ilk kez geldiğiniz için bizden bir armağan olsun .
Samira yüzündeki acı ve alaycı gülümsemeyle Rüzgar'a baktı .
- Bu bir oyun mu ne yani tanımamazlıktan mı geliyorsun ?
Rüzgâr'ı terk edip giden oydu hesap sormaya hakkı yoktu bunu bile bile hesap soruyordu .
- Dış görüşünüzden anladığım kadarıyla ikimizde oyun oynayacak yaşı geçmiş bireyleriz .
İkisi içinde çok zordu . Birisi yıllardır sevdiği insan tarafından tanınmamazlıktan geliniyordu .
Diğeri ise canından çok sevdiği insanı tanımamazlıktan gelmek zorunda kalıyordu .
Samira en çok sormak istediği soruyu sonunda Rüzgar'a sorabildi .
- Saçlarını neden uzattın ?
Rüzgar en sonunda dayanamayıp karşısına oturmuştu . Gözlerinden yaşlar damlarken sessiz ve acizce çıkan ses tonuyla konuşmaya başlamıştı .
- Samira neden sende benim gibi yapmıyorsun bak seni tanımamazlıktan geliyorum sen neden öyle yapmıyorsun .
Derin bir nefes aldı göz yaşlarının ardı arkası kesilmiyordu .
- Çok mu merak ediyorsun şu lanet telleri neden uzattığımı
Ellerini saçlarına geçirdi ve çekmeye başladı .
Samira ise ağlayarak onu izliyordu . İkiside hala acı çekiyordu .
- Neden uzattım Samira biliyor musun senden sonra aylarca evden çıkamadım yemek yiyemedim . Üzüntüden hasta oldum .
Buruk ve alaycı bir tebessüm etti .
- İnsanlar bana deliymişim gibi bakmaya başladı . En sonunda yavaş yavaş kendime gelmeye başladığımda insanları bir türlü iyi olduğuma inandıramadım . Bende inansınlar diye saçlarımı uzattım . Aslında iyi falan da değildim . Sadece acım ilk günkü kadar ağır değildi .
Samira içinden kendine küfürler ediyordu .
- Bak işte bu yüzden seni tanımamazlıktan geliyorum . Kendime yeni bir hayat çiziyorum seninde istediğin gibi .
Rüzgar ayağa kalktığında defterini ve fotoğrafı eline aldı . Son kez konuşmaya başladı .
- Şimdi gidiyorum , sen ister burada otur ister git . Çünkü seninde diğer müşterilerden bir farkın yok .
Rüzgar hiç söylemek istemediği şeyleri söylemek zorunda kalıyordu . Ama mecburdu her ne kadar özlemiş olsa bile tekrardan ona gidemezdi .
Samira hıçkırarak ağlarken zar zor birkaç cümle kurabildi .
- Özür dilerim Rüzgar beni unutman ve seni unutmam için elimden geleni yaptım . Üzgünüm ikimizin de unutmasını sağlayamadım .
Uzun uzun birbirlerinin gözlerinin içine baktılar .
İki aşık insan sadece bakışlarla bile konuşabilirdi .
Onların bakışmasını bir ses bölmüştü .
- Rüzgar sevgilim yeni müşteriler geldi onlarla ilgilenir misin
Bir sonraki bölüm final :)
Şimdiden okuyan herkese teşekkür ederim .
Vote verseniz fena olmaz yaniSon olarak bulutları ve mavi kalpleri sevin arkadaşlar ☁️☁️💙💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıllar geçti sen geçmedin
JugendliteraturSana yazdığım şiirleri yakacağım Artık varlığına değil , yokluğuna şiirler yazacağım .