5.Bölüm: İzmir

35K 1.7K 195
                                    

Herkese merhaba. Yeni bölüm geldi umarım keyifle okursunuz.

Hikâyemizin ismi ve karakterlerimiz değişti. Umarım bu yeni halimizi sevmişsinizdir.

Bölüm şarkısı: Demet AKALIN: Afedersin. Mediada var.

~~~~~~~

Martılar süzülüyorken deniz kenarından usul usul gökyüzüne, insanlar güneşli bir Cumartesi gününün tadını çıkardu. Sanki hepsi yorucu geçen bir haftadan öclerini alıyordu.

  Minel ve Deniz, ellerinde Sevgiyolu'ndan aldıkları kitaplarla dolu poşetler ile zar zor Alsancak Kordon'da yürürken, Minel etrafa şaşkınlıkla bakıyor, gördüğü herşeyi aklının bir yerine kazıyordu. Biliyordu ki bugünler de gelip geçecek ve o eski hayatına geri dönecekti. Bu nedenle burada kaldığı süre boyunca her anın tadını çıkarmaya karar verdi.

" Minel, haydi gel şuradan geçip Konağa doğru yürüyeceğiz. "

İkisi de Deniz'in tarif ettiği yönde ilerlemeye başladılar. Hava ne soğuk ne sıcaktı. İzmir sanki Minel'e kendince hoşgeldin diyordu.

" Saat kulesinde fotoğrafımı çekersin değil mi? Babamlara yollayacağım. "

" Tabikide çekerim. Hatta ikimiz çekiliriz onu da yollarsın. Babamlar demişken Uğursuz abin gitmiş mi eve? "

  Sıkıntılı bir nefes alıp verdikten sonra konuşmaya başlayan Minel'in morali, Okan'ı düşününce aniden bozulmuştu. Onunla yaşadıkları ve kendisine dediklerini halâ kendine yediremiyordu.

" Evet gitmiş mesaj attı. Bazen diyorum da ben ne yanlış yaptım da Okan gibi birisi girdi hayatıma? Yani kendisinin düşündüğü tarzda ona yaklaşmadım. Kendisi yaklaşmaya çalıştı çok sert tepki gösterdim. Halâ anlamamak için çabalaması beni deli ediyor. O benim üvey de olsa abim. Neden anlamıyor ki bunu? "

" Elbet bir gün o da anlayacak kuzum. Senden tek istediğim sabır etmen. Şimdi sen yoksun evde. Bakarsın yarın öbür gün birisini bulur evlenir. Bence seni sevmiyor, takıntı gibi birşeysin onun için. "

" Bir şekilde o evden kurtuldum ya. bundan sonra herşey daha iyi olacaktır. Zamanla göreceğiz. "

  İki dost Konak'a gelene kadar bir daha konuşmadılar. Saat kulesinin önüne geldiklerinde poşetleri güvenli bir yere koyarak bol bol fotoğraf çekindiler. Daha sonrasında Kemeraltı'na girmeye karar verdiler. Biraz kalabalık olduğu için poşetlerle yürümesi zor olsa da evin kalan birkaç eksiğini de buradan aldılar.

  Kemeraltı'nın saat kulesi çıkışından çıkarlarken Deniz'in korktuğu nihayet başına gelmiş, kendilerinden yaşça büyük falcı bir teyze peşlerine takılıp onlara musallat olmuştu.

" A be güzel kızlarım, bakayım el falınıza para falan istemem. "

  Minel tam elini uzatacakken Deniz gözlerini belertip Minel'in elini hızla avunun arasına aldı ve sıkmaya başladı.

" Hep öyle deyip sonrada gönlünden ne geçerse diye peşimizi bırakmıyorsunuz bilmiyor muyum ben sizi. Haydi canım haydi başka kapıya. "

Falcı kadın Deniz'in sert çıkışıyla ona kızgın bakışlar atarak yanlarından ayrılmış, yeni avların peşine düşmüştü.

  Kızlar gülüşerek okula çok da uzak olmayan mesafedeki evlerine gittiklerinde ikisinin de perti çıkmıştı. Minel eşyalarını daha yeni düzenlediği odasına bırakıp üzerine pijamalarını geçirdi. Pofuduk terliklerini giyip saçını at kuyruğuyla topladı.

  Deniz poşetinden çıkardığı spagetti makarnaları ortadan ikiye bölüp, ocakta kaynamakta olan tuzlu suyun içine koyarken bir yandan da şarkı mırıldanıyordu. Mutfakta vakit geçirmek en sevdiği hobilerinden birtanesiydi.

NİKÂH MASASI ( TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin