Mesaj

396 37 4
                                    

Birçok ses duyuyordum. İlk önce rüyadayım sanmıştım ama rüya falan değildi. Örtümü daha da üstüme çektim.

Sokaktan gelen ve ne olduğunu çözemediğin seslere, çalan alarmın beynimi kemiren sesine (kim kurmuştu bu lanet şeyi?), kulağımı tırmalayacak şekilde bağırarak odama yaklaşan Baekhyun'a güzel küfürlerimden sunuyordum.

Ama içimden.

Bu kadar ses fazlaydı ve zaten pek de ses kaldıracak durumda değildim doğrusu. Art arda "Neden ben?" diyerek yatakta sağ sola yuvarlanırken odamın kapısı açıldı.

"Git başımdan!" konuşmasına fırsat vermeden yatağımda duran Pinku Pinku'yu Baek'e fırlattım. Fırlattıktan sonra biraz pişman olmuştun. Baekhyun için değil elbette benim kıymetli Pinku Pinku'm için.

"Ne diye dudağını büzüyorsun aptal?"

Cümlesini söylerken Pinku Pinku'yu bana geri atmıştı.

"Kalk artık. Oturma odası berbat durumda. Yalnız başına nasıl beceriyorsun hayretler içindeyim doğrusu."

Söylenen bir Baekhyun'dan daha kötüsü ise annemdi. Yatakta hızla doğrulup yüzüne baktım. Biraz başım dönmüştü.

"Anladım anladım hadi git de kendime geleyim, başımı daha da ağrıtıyor sesin." derken aynı anda da elimle git işareti yapıyordum. Gözlerini devirip bana orta parmağını göstererek çıkmıştı odamdan. Eh çıkarken de bir miktar kapımı çarpmıştı. Canım kapım!

——

Beni kendime getiren şeylerden biri duş almak olduğu için duş alıp oturma odasına geçtim. Görüntü beni mutlu etmişti çünkü Baekhyun ortalığı temizleyip toparlamıştı.

Telefonumu koltukta görünce elime aldım, kapalıydı.

"Hayır yani neden kapalısınki gece açıktın ve şarjın da vardı. Yani öyle hatırlıyorum. Durduğun yerde şarjın bitiyor. Bıktım senden yollarmızı ayırmanın vakti geldi belki de."

"Kimle yollarınızı ayırmanın vakti geldi?"

Telefonumu şarja bırakıp mutfaktan sesi gelen Baekhyun'un yanına, mutfağa yöneldim. Sandalyelerden birine oturdum.

"Telefonumla konuşuyordum."

Hazırladığı tabaklardan birini önüme itti. "Kimle konuşuyordun peki?"

"Telefonumla."

Pek bir şey yiyeceğimi sanmıyordum.

"Kiminle diyorum. Kimle konuşuyordun telefonda?"

"Manyak mısın? Telefonumla diyorum ya biriyle değil." bıkkınlıkla cevap verdim. Baekhyun'a baktığımda ise bana asıl manyak olan sensin bakışları atıyordu. Yani belki de öyle değildi ama ben öyle yorumlamıştım.

——

Telefonumu alıp odama çıktım. Zaten pek bir şey yemediğim için Baekhyun söylenmişti.

"Senin için hazırlamıştım o kadar."

"İstediğin zaman da ben hazırlamayacağım, göreceksin."

"Bilemiyorum belki yollarımızı ayırmanın vakti gelmiştir."

Birkaç şey daha söylemişti ama hatırlamıyordum. Her zamanki Baekhyun, sorgulamıyordum artık.

Biraz daha uyusam her şey daha güzel olacak gibiydi. Gülümseyerek yatağıma uzandım. Ama çok geçmeden açılan telefonun sesi ve art arda gelen bildirimlerle rüya aleminden çıkmıştım. Hafif bir uykum vardı ve buna düzenli olarak lanet ediyordum.

Ekranı kaydırdım, çoğunlukla Instagram'dan bildirimler gelmişti. Ofladım. Telefonu tam kenara atacakken bir mesaj dikkatimi çekmişti.

"Yanlış okuyorum herhalde."

Doğruldum ve mesajı açtım.

Hyung
(08.47 ÖÖ)
Hyung? ✓✓

Birkaç kere daha okudum.

"Nasıl ya?"

• • •

Okuduğunuz için teşekkürler~
Oy verip yorum da yaparsanız sevinirim~

Cafe Universe || SekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin