Düşüncen neyse Hayatında odur.Hayatın gidişatını,
değiştirmek istiyorsan düşüncelerini değiştir.
"william-shakespeare"
28 Ocak (5 YAŞINDA)
Babasının doğum günü hediyesini vermesini bekleyen küçük kız bu karanlık yere neden geldiklerini anlamaya çalışıyordu.
"Babacığım neden buraya geldik?" Diye sordu masumca.
Genç adam zamanın harmanlanan tozlarının, yapıştığı dudaklarını araladı.
"Sana hediyeni vermek için geldik kızım." dedi.
O esnada elini paltosuna götürüyordu.
O gün onun doğum günüydü ve babası hic bir zaman küçük kızının doğum günlerini kaçırmazdı.
paltosundan bir kum saatini çıkardığını gören küçük kız ona anlamayan gözlerle baktı.
Ve tarçın kokusunun sindiği minik parmaklarıyla "Bu ne baba?" diye sordu.
Kızı gizleyemediği bir hayretle soru sorduğu için gülümsedi fakat içten bir gülümsemenin aksina acı bir gülümsemeydi bu.
"Bu mu..." elindeki kum saatine baktı.
"Bunu sana aldım senin hediyen bu."Küçük kız umutla dolup taşan mavi gözlerini genç adamdan bir türlü ayırmak istemediği gibi son sözlerinden sonra koskocaman bir sırıtışla karşılık verdi.
Genç adamsa birazdan ve bundan yıllar sonra olucaklar için üzüntüsünü taze tutsada Pişmanlığını göz ardı edecekti. Sonuçta ileride küçüğünü de yanina alacaktı.
Kum saatini yanına koydu. Ve
kizının küçük ellerini nasırlı ellerinin arasına aldı.Küçük kızın elleri babasının elleri arasında kaybolmuştu
Gözlerini dünya mavisi gözlere dikti.
"Seni ne kadar çok sevdiğimi ve her zaman senin yanında olacağımı bilmeni istiyorum küçük kızım"
5 yaşında hiçbir şeyden haberi olmayan bu kız babasının son sözlerini idrak edemese de ona büyük bir gulumseyisle "Bende seni seviyorum babacım. Hemde annemden daha çok" babası güldü kızının bu söylemine. Küçük kız sözlerine devam etti "Ama anneme söyleme tamam mı baba? Yoksa bana çok kızar."
Genç adam kafasını olumsuz yönde salladı "Söylemem." Nasil soyleyebilirdi ki artık istese de söyleyemezdi. Gülümseyerek köşeye bıraktığı kum saatini alıp kızına verdi.
Kücuk kız hevesle aldı kum saatini ve incelemeye başladı.
Ilk defa görüyordu boyle bir oyuncağı. Kıkırdadı. Sallayinca ileri geri giden kumları olan bu sey onun ilgisini çekmişti.
2-3 dakika elinde tuttugu hediyeyle uğraşırken babasi onun elinde tuttugu kum saatini nazikçe aldi ve nihayet konusmaya başladı.
Küçük kiz anlamayan gözlerle bakıyordu.
"Şimdi ben bunu çevireceğim ve bu kumlar tamamıyla aşağı inene kadar yanında olacağım... tamam mı meleğim?" Ne yani gidecek miydi?
"Gidicek misin?"
"Evet küçüğüm ama çok uzun sürmeyecek geri geleceğim"
Babasının paltosuna yapıştı büzdugu dudağıyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PANZEHİR🍷(VENENUM)
Teen FictionDudaklarının arasında hayat bulan sigarayı, ince soluk parmaklarımla yavaşça aldım. Bu yaptığım hareketin hoşuna gitmediğini belli eden ufak bir hırıltı yükseldi boğazından. Benden geçerli bir cevap bekliyordu. Elimde tuttuğum sigarayı yere atıp, a...