Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
2541 beğeni 422 yorum
behlulutkumadenci Nasıl da kavuştuk ama
**
Yeşil Göz: Beni partide bırakıp nereye gittin acaba?
Eve gitmek istiyorum
Mesajları niye görmüyorsun?
Lan beni çağırıp kendin nereye gittin?
Keşke gelmeseydim
Sana diyorum
Arıyorum açsana
Gerçi duyamam seni
Millet iyice sapıttı
Nuri hocaya çocuğun biri kucak dansı yapıyor Keşke kör olsaydım
Heh şimdi anlaşıldı nereye gittiğin
Kız peşindeymişsin
Niye şaşırmadım acaba
Her neyse sana iyi eğlenceler
PilavBoy: Geliyorum
Yeşil Göz: Hayır
PilavBoy: Ne demek hayır? Yanına geleceğim
Yeşil Göz: Siktir git amk çocuğu
PilavBoy: Noluyor be?
Yeşil Göz: Sikeyim sana inanıp geleni Git kimi sikiyorsan sik Ama bana yaklaşma Benden uzak dur Allah belanı versin
PilavBoy: Noluyor Bi dur
**
Mesajım tek tikte kalırken yanımda uzanan çıplak bedenin şaşkınlığı ile doğruldum. Çınar bir çok mesaj atmıştı ama ben daha yeni görüyordum. Toparlanıp otel odasından aceleyle çıktım.
Sanem şaşkın şaşkın bakarken ona bir şey demek istemedim. Bu abazalığım bir gün başıma bela olacaktı. Sanırım bu gerçekleşiyordu.
Çınar'ı zorla buraya getirmiştim. Sonrada Sanem'le karşılaşıp onu tek bırakmıştım. Ama büyük bir hata yapmıştım.
Sikeyim hiç arkadaşı yoktu ki! Nasıl eğlenecekti?
Bana attığı o öfkeli mesajlardan başka şeyler olduğu da belliydi.
Asansöre binip balo katına indim.
Çok fazla kişi kalmamıştı. Kalanlarında kafası güzel gibiydi.
Kısa siyah saçları görmek için etrafa bakındım. Ama yoktu.
İleride demlenen Cenk'in yanına koştum. "Çınar nerede lan?"
Yüzünü sakin gibi korusada kaşlarını çattı. "Gitti. Bak orada Boralar onunla dalga geçti. O da gitti. Onu buraya sürüklemeseydin daha iyiydi. Abi o çocuk bize ayak uyduramaz." Beynime kan gitmiyordu sanki. Öfke ile dolmuştum.
Sinirlenmiştim. "Tam olarak ne oldu?"
"Boralar sen gidince çocuğa laf falan atmaya başladılar. Hocalarda gidince iyice azıttılar."
Daha fazla dinlemeyecektim. Hızla kalkıp kızlarla dans eden dallamaya yürüdüm. "Ulan sikerim senin gelmişini de geçmişini de!" O daha ne olduğunu anlayamadan yumruğum gözüyle buluşmuştu bile.
Ardından kafasından tutup karnına dizimle vurdum. Boyum ondan çok daha uzundu. Onu dövmem benim için çocuk oyuncağı idi. Ama daha fazla uğraşmayacaktım.
Onu bırakıp çıkışa koştum. Çınar'ı bulmam gerekiyordu. Her şeyi yanlış anlamıştı büyük ihtimalle.
Ben tam bir gerizekalıydım. Bana yavaş yavaş alışmaya başlamıştı. Çok güzel olacak olan arkadaşlığın içine sıçmıştım.
Otelden dışarı çıkınca etrafa bakındım. Ona dair hiç bir şey yoktu. Birden omuzundan geri çekildim.
Ümit kararan bakışlarıyla bana bakıyordu. Benim bir şey dememe fırsat vermeden yumruğu elmacık kemiğime geldi. Sikeyim gavura vurur gibi vurmuştu.
İnsanlar bize bakarken beni yakalarımdan tutup kaldırdı. "Benimle gelip bu kepazeliği anlatmazsan seni de yirmi iki yıllık kardeşlerimizi sikip atarım!" Neden bu kadar sinirli olduğu ise iki saniye sonra dank etmişti kafama.
Onu daha önce bu kadar gözü dönmüş görmemiştim. Kasılı yüzü ve sık alıp verdiği nefesleri onu bambaşka biri gibi gösteriyordu. Yutkundum. Ümit'in gizli kalmış bastırılmış kişiliği şimdi günyüzüne çıkarsa Çınar'ı bulmam imkansız olurdu.
"Önce Çınar'ı bulmam gerek. Bırak beni."
"Fırat eve götürdü onu. Sen benimle geleceksin. O çocuğun neden ağladığını bana söyleyeceksin."
"Çınar ağladı mı?" Yutkunamadım. Onun ağlamaması gerekti. Daha bir kere gülerken görmemiştim.
Ümit beni kolumdan çekerken "Evet amın oğlu. Sana onun hayatının zor olduğunu söylemiştim. Onunla gerçekten arkadaş olamayacaksan uzak dur dedim. Neyse evde konuşuruz bunları." dedi.
Benim arabamın yanına geldiğimizde ne ara otoparka geldiğimizi anlamamıştım. Tek düşünebildiğim Çınar idi.
Yarın o Bora'yı sikecektim.
Ümit cebimden anahtarı alıp arabayı arabaya bindi. Yanına oturuken bir şey demedim. Düşünmem gereken almam gereken bir gönül vardı.
