"Sevdim seni bir kere başkasını sevemem deli diyorlar bana. Desinler değişemem.
Mevsimler değişemem." Böyle miydi bu şarkı ya?Yanlış söylüyordum kesin. Ama hiç sikimde değil. Burada aşk acısı çekiyordum.
Çınar beni öyle güzel görmezden geliyordu ki kendimi görünmez gibi hissetmeye başlamıştım.
Tam öpüştük, sevgili oluruz derken her şey mahvolmuştu. Hayır açıklamada yapamıyorum. Kaçıyordu benden.
O yüzden kendimi latteye vurup kantinde bu şarkıyı söylüyordum.
Latte yüzünden selülitim olmazdı umarım. Latte selülite neden olurmuş. Bir kız demişti. Kimdi hatırlamıyorum. Çok da önemli değil.
Ama ya Çınar beni selülitli bu diye beğenemezse. Aman Allah'ım!
Gerçi o beni şimdi de beğenmiyor olabilir.
Canım ya ne de güzel beğenmiyor beni.
Ne de güzel beni görünce kafasını çeviriyor.
Sürekli gözümün önüne geliyor hayali.
Bir dakika bu hayal değil. O burada!
Hemen koşup ona saldırmalıyım! Pardon sarılmalıyım.
Kantin sırasına girdiğinde peşinden gittim.
Önüme Bora iti geçince gözlerimi kıstım.
Çınar ile resmen arama girmişti. Ulan bunu gebertirim ben!
"Biraderim müsade et." Onu sıradan itince ne olduğunu anlamamış gibi şaşkınca bana baktı, geri zekalı.
Koşup beni o itti.
Yere yapıştığımda tüm kantin bana bakıyordu. Rezil olmuştum. Normalde olsa asla umursamazdım ama Çınar bana bakıyordu.
Ağlayacaktım resmen.
Hızla ayaklanıp Bora'yı dövmeyi akıl ettim.
Ama ben kalkmadan güzel bir el kolumdan tutup kaldırdı beni.
"İyi misin?"
Kafamı salladım. Şaşkınlıktan konuşamıyordum. Resmen beni yerden kaldırmıştı. Ay bi çocuk bana aşık mıydı yoksa?
Beni kaldırdıktan sonra etrafa bakış atıp "Kendin yürü o zaman." Deyip kolumdan çıktı.Herkes bize bakıyordu.
Peşinden bir adım atıp kendimi yere attım.Okul çıkışında buraya pas pas olarak ise girebilirdim.
Benim yanında olmadığımı fark edince dönüp bana baktı.
"İyi misin?" Gözleri endişeyle dolarken, sesini kontrol edememişti.
Kendimi kötü hissettim.
"Düşünce ayağım burkuldu sanırım." Yalan. Külliyen yalan.
Dikkatle dudaklarıma baktıktan sonra "Tamam ben seni tutarım. Revire gidelim." dedi.
Kafasında hare mı belirmişti bu çocuğun. Resmen bir melek!
Belimden tutup kendine çekti beni. Kolumu omzuna dolayıp yavaşca ona yaklaştım. Ama bu çocuk neden böyle güzel kokuyordu?
Ne yaptığımı bilmeden kokusunu içime iyice çekmeye başladım. Kendimi fazla kaybetmiş olacağım ki ''Köpek misin sen?'' Diye sordu.
Haklıydı. Boynuna iyice yaklaşmış balici gibi kokluyordum adamı. Gerçi baliciler burundan değil ağızdan çekiyorlardı sanırım.
Her şeyi de biliyordum. Keş olmak böyle bir şey.
Çınar gözlerini devirirken ona bir şey söylemedim. Çok güzel koktuğunu söylersem kesin beni döverdi.
"Revire değil ama eve gitsem iyi olur. Biraz dinlenirsem geçer." Tüm dikkati dudaklarımdayken konuşmak cidden çok zordu.
Hele ki iki defa öpüştükten sonra. Onu yine öpmek istiyorum.
"Tamam seni arabana kadar götüreceğim. Sonrasını sen halledersin. "
Oha ama!
İnsanlık bizi terk etmiş resmen. İnsan ayağı burkulmuş numarası yapan birine bunu yapar mıydı?
Yapardı.
"Araba kullanamam bu halde."
"Taksi çağırayım."
Sikecem ama!
"Evde kimse yok." Dudaklarımı büzüp ona yavru köpek bakışlarımı attım. Buna hayır diyemezdi.
"Tamam ben seni bırakırım." Sinirle iç çekti.
Gülümsedim. Allah'ım bana gidecektik.
Çınar'a biraz dikkatli baktığımda göz altlarında morarmalar gördüm. Uyumuyor muydu?
Ama neden?
Sonunda taksiye bindiğimizde ben adresi vermiştim.
Çınar'ı eve götürüp ona her şeyi açıklayacaktım.
O fotoğrafın bir değeri olmadığını umursamadığını bu yüzden çekenin kim olduğunu bile unuttuğumu söyleyecektim.
Ona anlatacaklarımı aklımda prova ederken omzumda bir ağırlık hissettim. Bu çocuk bir gün benim kalbime inme indirecekti!
Omzumda uyuyan kalan çocuğu biraz daha kendime çektim. Sahiden gece uyumamış olmalıydı. Yoksa asla benim gibi birinin yanında böyle uykuya dalmazdı.
"Biraz yavaş gider misiniz?"
Taksi şoförü dediğimi yaparken gülümsedim.
Hep böyle kalamaz mıydık biz?
O benim omzumda böyle yıllar geçirse, ben onun kokusunu içime çekip dursam...
Daha başka bir şey istemiyordum.
Kalbim hızlı hızlı atarken kafamı başının üzerine yasladım.
Evin önüne geldiğimizde Çınar'ı uyandırmamaya dikkat edip ödemeyi yaptım. Hemen gidip evin kapısını actıktan sonra arabaya koştum.
Allah'tan ev müstakildi.
Çınar'ı zorlanarak kucağıma aldım.
Bu çocuk sadece kemikten ibaretti.
Bir erkek neden bu kadar zayıf olurdu?
Uyuyan yüzüne baktım. Güya o beni eve bırakacaktı.
Evden içeri geçerken dünyanın en mutlu insanı ben olmalıydım.
Evlilik sonrası gelinini kucağında taşıyan damat gibiydim resmen.
Önceden kapıyı açmam iyi olmuştu. Çınar'ı uyandırmak istemiyordum.
Azıcık uyurken izlerdim.
O böyle güzel uyurken bu fırsatı nasıl kaçırırdım.
Uyandığında beni öldürecekti ama olsundu. Buna değerdi. O her şeye değerdi.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geri Vites // Boy×Boy
NouvellesBehlül Utku ve onun çıkmazı 2. Kitap Aşkımcım'ın yan hikayesidir. Teksting