12.

3.6K 242 80
                                    

jiminin bana oyun oynamasını kaldıramamıştım üstelik bu oyunu seulgi ile oynamıştı.Hayır neden seulgi ya başka kızmı bulamadın. Bide eski sevgilisi ya. Oflayarak yataktan doğruldum ve bağdaş kurarak oturdum. Telefonum çalınca bakışlarım telefonuma kaydı, ekranda *OYUNCU JİMİN* yazısını görmemle -evet onu böyle kayd etmiştim- telefonu elime aldım ve kırmızı telefon işareti olan yere doğu kaydırdım.Bunca şeyden sonra beni aramaya nasıl yüzü vardı ki. 

Aşağıdan kapı zilini duyunca sinirle ofladım. Rahatça depresyon da yaşayamıyoz be . Aşağı inip kapı deliğinden kim olduğuna baktım ama kapıda kimse yoktu. Annem işteydi ve bu saate eve dönmezdi. Kapıyı açıp etrafa baktım daha sonra yerdeki ayıcık gözüme çarptı. Elime aldım ve kapıyı ayağımla kapattım içeri salona gittim koltuğun üstüne oturdum. Ayıcığın elinde bir tane zarf vardı zarfı aldım ve ayıyı kenara bıraktım. Zarfın üstünde büyük harflerle HWAYOUNG'A yazıyordu.Zarfı açtığımda bir mektup gördüm onu içimden okumaya başladım

Hwayoung ben büyük bir eşşeklik ettim seni üzdüm. 

Ben hayvanın önde gideniyim pislik biriyim

Ama beni lütfen anla.

Ben bu dünyada senden başka kimseyi sevmedim.Ne Seulgi ne Hana nede başka kızlar

Sen benim yaşama sebebimsin.

Umudum,aşkım,düşlerim,papatyamsın

Beni bırakırsan ölürüm,biterim, mahv olurum

Hwayoung beni seviyorsan ve bana değer veriyorsan aşşağıdaki adrese gelirsin

seni seviyorum

sevgilerle jimin

ADRES: ***** SOKAK. APARTMAN: NO 10 DAİRE:5

gözümden akan yaş kağıdın üstüne düşmeyene kadar ağladığımı fark etmeyecektim. Beni bu kadar sevdiğini bilmiyordum. Bende onu seviyordum ve o adrese gidecektim. Ayağa kalktım ve telefonu alıp hızla ayakkabı mı ve montumu giyinip evden çıktım.

Önüme gelen ilk taksiyi durdurdum ve adresi tarif ettim. Hala ağlıyordum. Göz yaşlarımı elimin tersiyle silip camdan dışarı baktım.

Taksici geldiğimizi söylediğinde parayı verip arabadan indim. Önümdeki apartmanı hızlıca süzdüm eski püskü bir binaydı, koşar adımlarla içeri girdim. Gözüm asansör aradı, bulamayınca merdivenlerden hızlıca 5. kata çıktım. Her basamakta kalbim dahada hızlanıyordu sanki. Sonunda kata geldiğimde 5 numaralı kapıya baktım. Kapı açıktı. Yavaşça elimle iteledim içerde kimse yoktu ve yerde güller vardı.

Yüzümdeki gülümsemeyle içeri girdim. Biraz ilerlenyince salana geldim ve arkası dönük bir jiminle karşılaştım. Bneim geldiğimi anlamaış olacakki arkasını döndü ve o güzel gülümsemesiyle bana yaklaştı 

"geldin... Beni hala seviyorsun"

"Evet jimin seni hala seviyorum ve sevmeyede devam edicem"

kollarımı onun boynuna doladığımda oda bekletmeden kollarını belime sardı. Ondan fazla uzaklaşmadan ayrıldım 

"Yazdıkların çok güzeldi duygulandırdın beni Park jimin" 

elini ensesine atıp orayı kaşıdı 

"Aslında onları jungkook yazmıştı" 

kaşlarımı kaldırıp güldüm. Oda gülünce hızlıca gülüşünden öptüm. Şaşırdı ve minik gözleri hızla büyüdü 

"lee sen az önce benimi öptün"

"evet hep siz erkeklermi yapıcaksınız bu öpücüğü canım" 

güldü ve önümde diz çöktü. Gözlerim hızla büyürken (birden patladı sonra kız öldü jiminde benle evlendi nihaha. Tamam tüm ciddiliği bozdum devam) o cebinden çoktan kırmızı kutuyu çıkarmıştı

"o zaman sonsuza dek benim karım olurmusun"

şaşkınlıktan kendim bile zor duyacak bir evet demiştim daha sonra çığlık atarak jiminin boynuna sarıldım oda beni kucağına alıp döndürdü 

"sonsuza dek senin karın olurum kocacığım"

Do not leave me alone Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin