TUTANKAMON - YENİDEN DOĞUŞ

NATURA

-Doğa. Adım Doğa.
-Doğa değişik bir isim. Bildiğimiz 'Natura' manasına geliyor değil mi? Yani latincede. Bunları söylerken aynı zaman da kolunu yerine takmaya çalışıyordu.
-Paslanmışım biraz. Değil mi Natura? Sana Natura diyebilir miyim?
Hiç tepki vermedim.
-Niye bana o kadar korkunç bir şekilde bakıyorsun. Tamam belki biraz kötü görünüyorum. Hatta ilk çıktığımda odaları dolaşırken bir sürü cam olan garip bir yere girdim. Kapısında WC yazıyordu. Camlardan birisine baktığımda çok korkunç bir şey gördüm. O kadar korkmuştum ki ağzımı bile açamadım. Sonradan onun 'speculum' yani ayna olduğunu farkettim. Tabii bizim zamanımızda bu kadar gösterişli değildi.
Ne yapıyordum ben böyle durmuş konuşan bir mumya dinliyordum. Ama alışmıştım bile sanki.
-İlk başta inanamadım. Bu ben olamazdım. Ama zaman her şeyi değiştiriyormuş. Aynı benim gibi. Eskitiyormuş mesela. Bayağı üzüldüm, kendime acıdığımı hissettim hatta. Böyle tanıdım ben de kendimi yani ne yapsan haklısın Natura. Sonra oradan çıkınca birisini gördüm. Büyük ihtimalle benden korkacak diye düşünüyordum ama daha fazlası oldu. Yanına gittim arkası dönüktü. Omuzuna dokundum 'Merhaba' dedim. Sonra çığlık atarak koşmaya başladı. Halbuki çok kibardım.
-O sen miydin? Güvenlikçi bir mumya gördüğünü iddia ediyordu herkes delirdiğini düşünüyordu.
-Mumya mı? Ah pardon bazen mumya olduğumu unutuyorum.
-Peki nasıl? Nasıl tekrar geri gelebildin? Kimsin sen? Niye geldin? Neden benimle konuşuyorsun?
-Çok hızlı konuştun bazılarını anlamadım.
-Diyorum ki...
-Şaka şaka anladım. O zaman kim olduğumdan başlayalım. Ben Tutankamon eski Mısır Kralıyım 12 yaşında tahta geçtim. En son 18. doğum günümü hatırlıyorum.
-12 mi? Çok erken değil mi?
-Evet evet öyle.
Bunları derken tabutuna doğru yürümeye başladı. İçine baktı.
-Hah işte buradasın.
Bir asa çıkarttı. Neredeyse beline kadar gelen ve ucunda yılan kafası olan mor,beyaz,gri ve siyah renkler taşıyordu. Mor hafif pembeye de kaçıyordu bazı yerlerde. Ama o kadar güzel işçilikle yapılmıştı ki adeta göz kamaştırıyordu. Aşırı derecede sivri gözüken inci gibi beyaz dişleri vardı yılanın.
-Gerçekten hepsini merak ediyor musun Natura?
Ona sadece merak dolu gözlerle bakabildim.
-Bunu evet olarak anlıyorum.
Sonra birden asayı yukarıya doğru kaldırarak birkaç garip cümle söyledi. Gözlerinden ışıklar çıkmaya başladı sanki fener gibiydi gözleri. Ve asa bir anda siyah,kahverengi,gri ve beyaz karışımı bir renk aldı. O an o kadar korktum ki. Sonra da bir ışık patlaması...