Uyuyordum kesin çünkü bu bir rüya olmalıydı. Böyle bir şey ancak rüyamda olabilirdi. "O" yanı başımdaydı, gözlerini dikmiş bir şekilde bana bakıyordu. Gözlerini hiç kırpmadan, başka yere bakmadan bana odaklanmıştı. Şaşırmıştım çünkü gözlerini kırpmadan duramazdı. Onu ilk defa görmüyordum ama bu şekilde ilk görüşümdü. Pür dikkat gözleri bende olunca içimde kıpır kıpır anlam veremediğim bir his oluşmuştu. Beni izlerken ilk defa bu kadar heyecanlanmıştım. En son yatmıyordum ve onunla tek başıma değildim. Bir yandan rüya mı yoksa değil mi diye beynimi sorguya almıştım. Hiçbir şey hatırlamıyordum ve bu kimin başına gelirse gelsin direk kaçmaya çalışacağı kesindi. Ama o farklıydı! Hiçbir zaman ondan kaçmak istemedim ve bu saatten sonra da istemem. Aklımdan binlerce soru geçerken sorularımı bir kenara bırakıp ne olduğunu anlamaya çalışıyordum niye onunla tek başımaydım? Bunlar umrumda değildi ama merak ediyordum. Gözlerimi kapatıp gerçek olsun diye dua ederken bir anda nefes alıp verişini rahatlıkla hissettim. Gözlerimi yavaş yavaş açmayı tercih etmiştim. Niye böyle bir şeyi düşünüp tercih ettiğimi açıkçası bende bilmiyorum. Gözlerimi açtığımda göz göze geldik. Birbirimize öylece bakakaldık. Yakınlaştığımız zamanlar olmuştu ama kadar da değildi! Yavaşça kulağıma yaklaşarak
-Özledim dedi.
Zaten beraberdik. Beraberken nasıl oluyorda özlüyor? diye düşündüm içimden. Nasıl bir yerdeydim, nasıl onun yanındaydım? En önemlisi de buraya nasıl gelmiştim? Bütün sorularımın cevabını bulmak istiyordum. Sorularımın cevabını bulmak için hem içimden gelerek yakın davranıyordum hem de hemen ögrenmek için gözlerinin içine bakarak
-Bende özledim dedim.
Beraberken nasıl oluyor da özlüyor diyorum da kendime de bu soruyu sormam ve cevabını bulmam gerekir. Bu cevabı beklemediğini biliyordum. Ve yüzündeki şaşkınlığı görebiliyordum. Niye bu kadar çok şaşırmıştı anlayamamıştım. Sonuçta ilk defa özledim demiyorduk birbirimize. Ben burada olduğuma ne kadar şaşkınsam, şuan birbirimize özledim dememize de o kadar şaşırmıştık.
-Nefesini,sesini,uyurken izlemeyi en önemlisi bakışlarını özledim. dedi
Işte şimdi ben şaşırmıstım, bu cevabı beklemiyordum. Biraz heyecanlanmış ve kekeleyerek
-Buraya nasıl geldim? diye sordum.
-Her şeyin zamanı var tatlım birazcık sabır. Meraklandığını biliyorum aklından geçen soruları cevaplandırıcağım ama "bu anı bozma" dedi.
Bu anda ne vardı ki? Sanırım bakışmamızdan bahsediyordu. Geçmiş karşıma sabırlı olmamı bekliyordu! Sanki bu durumda olan kendisiydi. Bir yandanda sabırlı olmamı söylüyorsa gerçekten haklı ve bir bildiği var diye düşünerek susup gözlerine baktım. Çelişkili şeyler düşünüyordum biliyorum ama o yanımdayken hep böyleydim. Bir dediğim diğerinin yerini tutmuyordu. Bi süre o anı bozmadım , ama bir yere kadar artık! Ya anlatacaktı ya da buradan gidecektim. Bunu hiç istemesem bile.
-Neler olduğunu anlatmayacak mısın?!.
-Yarını beklemelisin.
Meraktan öldüğümü ve heyecanımı fark etmemesi için kırk takla atıyordum. Anlamaması için gözlerimi gözlerinden kaçırıp etrafa bakmaya başladım. Onun gözlerinde kaybolup gitmek paha biçilemez bir duyguydu. Bunları düşürken rüya olsaydı şimdiye kadar uyanırdım ya da 7 saniyelik bir rüyayı bu kadar uzun süre görebilir miydim diye düşünmeden edemedim. Çok değişik tuhaf bir şey.7 saniyelik bir rüyayı nasıl oluyor da bu denli uzun bir şekilde yaşıyordum. Bu bir rüya değildi. Bir süre sonra saçmalamaya başladığımı farkettim. Böyle deli gibi düşünmekten yorulmuştum ve başıma ağrı girmişti, sanki iğne saplıyorlardı. Bir an önce sorularımın cevabını almak ve rahat etmek için uyumak istiyordum. Yoksa başımın ağrısı dinmeyecekti. Anlaşılan bugün anlatmayacaktı neler olduğunu. Tüm bu gerçek olmayan gerçeği açıklığa kavuşturmak için tek çözümüm vardı. '' Bir an önce uyuyup cumartesinin olmasını beklemekti''
(Merhabaa. Ilgi çekici bölüm olmayabilir ama diğer bölümler kesinlikle daha heyecanlı olacak, lütfen okumanızı kesmeyin. Bu bölüm çok kısa farkındayım kendimi diğer bölümlere sakladım :) Umarım beğenirsiniz ve bende zevkle heyecanla yazmaya devam ederim :) Iyi okumalaar.. )