-Öp onu Meriç!

354 8 0
                                    

Ve tek bir hareketimle yataktan düşmüştük, altta kalan ben olmuştum. İstediğimde buydu zaten! Üstüme düştüğü için biraz canım yanmıştı. Üstümden kalkmasını istemediğim için fazla belli etmemeye çalışmıştım. Yüzümü buruşturmamdan anlamış olmalıydı, canımın yandığını. Tabiki de kolay değildi o kasları üstümde taşımak! Ellerini vücudumdan çekip yerden destek alarak tüm o vücudunun kaslarının ağırlığını kaldırmıştı bedenimden. Aslında ne kadar istemesem de bunu yapması çok iyi olmuştu. Tamamen üstümden kalkıp elini uzatarak yerden kalkmama yardım etti. Ben yerden kaldırır kaldırmaz Ilgaz hemen

-Canın çok yandı? mı diye sordu endişeli bir surat ifadesiyle.

Ahh bir de soruyor muydu! Tabiki de canım yanmıştı o güzelim kasları taşımak kolay değildi canım. Peki ya şimdi bu soruyu sorduğu için sevinmeli miydim ? Yoksa tutkulu öpüşmemiz kesildiği için üzülmeli miydim ? İkisinin arasında kalmıştım. Bunun olmasını isteyen bendim gelmiş bir de üzülmeli miyim? Yoksa üzülmemeli miyim? Diye düşünüyordum. Ilgaz meraklı yeşil gözleriyle tüm dikkatini bana toplamış bakıyordu. Şu an tamamen iki dudağımın arasından dökülecek kelimelere odaklanmış durumdaydı. Sanırım öpüşmemizin kesilmesine üzülmem yerine beni merak ettiği için sevinmeliydim. Çünkü Ilgaz duygularını kolay ifade edebilen biri değildi. Ilgaz'ın "Meriç!?" dediğini duyar gibi oldum. Kafamın içinden tüm bu düşünceler geçerken Ilgaz'ın sorusuna cevap vermeyi unutmuştum. Endişelenmişti, cevap vermeyerek endişesi ikiye katlanmıştı. Düşüncelerimden hemen sıyrılıp yavaş ve sessiz bir şekilde

-Yoo aslında canım acımadı dedim.

Neden böyle bir şey söylediğimi bende bilmiyordum. Doğruyu söylesem ne olacaktı ki !? Hala bir şeyleri saklamaya çalışıyordum. Bu huyumu bıraksam iyi olucak!

-Tabi canım tabi. Suratını buruşturan bendim ya zaten dedi.

Ahh ukala şey seni, yüzümün buruştuğunu görmesi hem hoşuma gidiyordu hemde uyuz ediyordu. Hemen her şeyi anlıyordu. Bu nasıl bi duyguydu ? Ilgaz bana ikisini aynı anda yaşatabiliyordu.

-Tamam, canım yanmış olabilir ama sadece birazcık dedim.

Bu cevabıma Ilgaz sadece alaycı bir gülüş atmıştı. Gülüşünü çok seviyordum. Ilgaz'ın gülüşü beni benden alan tek şeydi. Fakat şimdilik ona sadece gıcık bakışımı atmıştım. Hemen kalkıp odadan çıktım ve merdivenlerden aşağıya hızlıca inmeye başladım çıplak ayaklarımla. Ilgaz arkamdan geliyor mu diye merak içerisindeydim ama o alaycı gülüşünden sonra bakmayacaktım arkama kararlıydım! Taki odadan cam kırılma sesi gelene kadar. O sesi duyar duymaz kalakaldım. O an sanki hareket edemez olmuştum.Kalp atışlarım durmuştu sanki. Ilgaz? Bi dakika.. Ilgaz?! Ya başına kötü bir şey geldiyse! Yok canım olamazdı öyle bir şey değil mi?! Çıplak ayaklarımla hemen merdivenleri çıkmaya başladım, sanki ayaklarım birbirine dolanmıştı. Şu an sadece odadan gelen sese odaklanmıştım. Odanın kapısı hafif aralık kalmıştı. Kapının aralığından sadece yerde olan ayaklarını görmüştüm ve gözlerim doldu tutamadım. Kalbim yerinden fırlayacak gibi atıyordu. Ona hiç bir şey olmamalıydı. Olamazdı.. birbirimize yeni kavusmusken onu kaybetmeyi göze alamazdım. Hemen odanın kapısını hızlı bir şekilde açıp kendimi Ilgaz'ın yanına attım. Yerde öylece yatıyordu. Onu öyle görünce Ilgaz diye ağlamaklı bir sesle bağırmıştım. Omuzlarından tutup salladım, uyansın diye. Sadece gözlerini açıp "Şaka yaptım" demesini istiyordum. Ama Ilgaz gözlerini açmıyordu. Tutamamıştım kendimi ve gözlerimden yaşlar akıyordu. Daha bir kaç dakika önce canımın yandığını anlayınca üstümden hemen kalkıp "Canın yandı mı ?" diye sormuştu. Şimdi ise Ilgaz yerde öylece yatıyor ve benim elimden sadece ağlamak geliyordu ne yapacağım hakkında hiç bir fikrim yoktu.

"Nolur, Ilgaz'a bir şey olmasın." dedim sessiz bir şekilde ağlayarak..

( Aslında bir daha yazmayı düşünmüyordum. Kendi hayalime bunu yapamayacağım için bırakamadım yazmayı. Nasıl devam edebilirim ne yapabilirim diye düşünürken moralimin hiç olmadığını ve ertafa negatiflik yaydığımı farkettim. Eğer bir şeyler bulamayıp devam ettiremeseydim bu böyle devam edebilirdi. Evet yazmak benim için bu derece önemli ve hayatımı etkiliyor. Her neysee. Moralim olmadığı için dost dediğim birisinden yardım istedim. Ya bırakacaktım yazmayı ya da bir şekilde devam edecektim. Onun hikayemi buraya kadar devam ettirmesiyle tekrar başladım yazmaya. Sadece moralimin bozulmasını istemediği için böyle bir şeyi kafama takmamı istemediği için yardım etti. Ve iyi ki yardım etti. İlk başta da olduğunu gibi yine tek devam ediyorum hikayeme. Özür dilerim okumanızı böldüğüm için. İyi okumalaar :)

-Beni bırakma! diyerek göğüsünden kalkıp ona bakmamı sağladı. Gözlerimden akan yaşlar Ilgaz'ın suratına yavaş yavaş damlıyordu. Şimdi hiçbir şey umrumda değildi, olamazdı. Bu bir şakaymış. Şuan ona bağırıp çağırmam gerekiyordu. Bunu daha sonra yapacaktım. O anın sevinciyle tek yapmam gereken şeyi iç sesim söylüyordu

^^Öp onu Meriç!^^

İç sesime kurban olayım ya. İlk defa saçma sapan bir şey düşünmemişti. Aferim iç sesim! Her neyse. İç sesimi dinler dinlemez o muhteşem dudaklarına yapıştım. Bu sefer gerçekten ne çekilmesine izin verecektim ne de kendime izin verecektim. Dakikalarca, saatlerce öyle öpüşerek durabilirim. Banane! Yeter artık! Ondan uzak duramazdım blöfler yapamazdım. Daha kendi yaptığımı kaldıramazken ondan bunu anlamasını bekliyordum. Artık ondan istediğim tek şey

Sadece sahiplenmesiydi!

Beni yönetmesini istediğim için kendimi serbest bıraktım. Canımın acıdığını bile bile benim altta kalmamı sağlamıştı. Canımın acıdığını tekrar anlamıştı. Ama bu sefer ne ben onu durdurdum ne de o beni durdurdu. Birbirimizi kaybetmek, bırakıp gitmek , bu anı bozmak istemiyorduk. Ellerini belimin altından geçirip her zaman ki gibi kendisine çekerek sarıp sarlamadı. Bende durur muyum?! Hayır! Bu sefer ellerimi beline değil tişörtüne götürüp çıkartmaya başladım. Beni kendine bastırıp deli gibi öperken tişörtü çıkaramıyacağımı anlayıp tişörtün açılan kısmına kadar ellerimi beline sardım. Kaslı vücuduyla yerin arasında kaldığım için canımın yanmasını unutmak için onun canını yakmayı seçmiştim. Benim canım onun canı, onun canı benim canımdı. Aynı derecede yanıcaktık! Dudaklarımı ısırmaya başladığında inlemelerim başlamıştı bir yandan onun inlemelerini duyuyordum. Nefes alıp verişlerimiz inlemelerimize eşlik ediyordu. Onunla öpüşmek inanılmaz derecede muhteşemdi! Dudaklarımı hissetmemeye başlamıştım. Kendimi geri çekmek istemiyordum ama bunu yapmak zorundaydım. Yoksa dudaklarım kan toplayıp morarıcaktı. Ve geçene kadar öpmeyeceğini tahmin ediyordum. Bunun olmasını istemiyordum. Dudaklarımla dudaklarını yokladıktan sonra Ilgaz'ın kendinden geçtiğini farketmemle dudaklarımı çekmem bir olmuştu. Nefes alıp verişlerimiz duvarlarla dans ediyordu ritimli bir şekilde. Başımı göğüsüne koydum. Bağırıp çağırma kısmını sonra yapıcaktım. Sessizce durduk bir süre o sırada ben de bir yandan Ilgaz'ın yanımda olmasıyla sevinirken bir yandan da deli gibi düşüncelerime daldım..

Deli gibi öpüşmemize hazırlıklıydım ama ilerisine değildim! Onundum ama gerçek anlamda onun olmam için daha çok zaman vardı. Mezun olmamız gerekirdi! Tamam bunun olması için mezun olmamızı beklemem saçma ama bunu kaldıramazdım sanırım. Nur teyzeyle Selim amcaya ne diyecektik ? Gerçi nereden öğrenicekler ki? Biz söylemediğimiz sürece ve bize ait olan bir şeyleri bilmemeleri gerekirdi! Okuldakiler Ilgaz'la çok yakın olduğumuzu biliyorlardı ama burada böyle tek başımıza olduğunu öğrenince illaki olmuştur diyerek daha kötü şeyler düşünecekler ve o pis bakıyşlarıyla gözlerini bizden ayırmayacaklardı. Aslında hiçbiri umrumda değildi. Ama Nur teyzeyle Selim amcaya bu durumu açıklayamazdık. Miiletin ağzı torba değil ki büzesin. Hep bu millet yüzünden yaptığım bütün planlarım bozulmuştu, halada bozulmaya devam ediyor. Mutluluğumun bozulmasına izin vermeyeceğim. Kulaktan dolma şeylere kafamı takmayacaktım. Kimseye kendimi inandırmak zorun değilim. Ben kendimi biliyorum Ilgaz da biliyor. Ne çok düşündüm ben böyle! Başımı kaldırıp Ilgaz'a baktım. Gözleri kapalıydı. Burnumu burnuna koydum , gözlerini açtı ve susmak bilmeyen düşüncelerimle gözlerine bakarak ....

( Burda bırakmak istemezdim ama şuan bırakmak zorunda kaldım . Sabırsızlıkla diğer bölümü yazıp en kısa zamanda paylaşıcam :) Hikakeyi iki defa böldüm kusura bakmayın :) Umarım beğenirsiniz.. İyi okumalar.. )

Aşk ÇemberiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin