Ilgaz'ın sesini duyar gibi oldum. Yerimden sıçrayarak nerede olduğumu hatırlayıp kendime geldim.
-Bir şey mi söyledin ? diye seslendim.
"Film hazır seni bekliyorum demiştim. "dedi.
Cuma gününden beri bilinmezliğin içindeyim. Sadece merak duygum sürekli tetikliyordu o kadar. Bugün bütün her şeyi açıklayana kadar huzursuzdum. Dediği gibi içimdeki karışıklığa son vermişti. İki sene boyunca Ilgaz'a olan hislerimi söylememiştim. Karşılık alamayacağımı düşünmüştüm. Peki bugüne kadar ne diye birbirimize hayatım diye seslenmiştik?. Düşüncelerimden kurtulup
-Geliyorum hemen. İçecek bir şeyler var mı? diye seslendim.
-Dolaba bakmayı denesen? diyerek soru edasıyla karşılık verdi.
-Çok biliyorsun, uyuz dedim.
Içeri doğru ilerlerken Ilgaz'ın içerde olmadığını gördüm. Nereye kaybolmuştu dememe kalmadan önüme çıkıverdi.
-Deli misin sen ya diyerek güldüm.
- Evet ama bir tek senin delinim dedi.
Bana bir şeyler oluyor!
Dev romantik olmuştu her şey. Her kız gibi birinin benimle ilgilenmesi hoşuma gidiyordu. Ama Ilgaz benim için birisi değildi. Bende ki yeri daha farklıydı. Gerçi diğer kızlar fazla ilgiye gelince sıkılıyorlardı. Söz konusu Ilgaz olunca sıkılmak ne mümkün!. Böyle romantik olduğunu hiç hatırlamıyorum. Belki de dikkat etmedim. Şu an gerçekten bir şey bilmiyorum, bilmekte istemiyorum. Sadece Ilgaz'la vakit geçirmek istiyorum. Bütün her şeyi onunla yapmak istiyorum. Bütün hayallerimi, yaptığım planları, şimdiye kadar kafamda kurduğum bütün hepsini ve onunla yapabileceğim ne varsa hepsini gerçekleştireceğim. Ilgaz'a bir kez daha sıkıca sarılıp, gözlerinin içine bakarak
-Bu güzel anları ölümsüzleştirmemiz gerekir diyerek tebessüm ettim.
- Kesinlikle! Dur hayatım telefonum ceketin cebindeydi, getireyim.
-Tamam çabuk ol! Sabırsızlıkla bekliyorum dedim.
Ilgaz telefonunu getirirken sevinçten ne yapacağımı şaşırmıştım. Bağırmak istiyordum. Ama bunu onunla beraber yapmayı planlıyorum. Yoksa bu sevinç ikimizi de serseme döndürecekti. İki sene olmasaydı bunları yapar mıydı ? Acaba.. Ilgaz telefonunu alıp geldiğinde telefonumun nerede olduğunu ve Ömür'ün bu olanlardan haberi olup olmadığını merak ediyordum. Birkaç fotoğraf çekildikten sonra aklıma telefonum gelmişti. Ilgaz'a dönüp
-Telelefon demişken benim telefonum nerelerde? Sende mi?
-Evet bende. Hayret, 3 gündür telefonsuzsun ve daha yeni soruyorsun. Gerçekten şaşırılacak bir durum.
-Sen varsın hatırlamama gerek var mı?
-Bende böyle düşünmüştüm canım o yüzden vermedim.
- Ömür merak etmiştir. Haber verdin mi peki? diye sordum.
-Ömür mü? O kimdi? diye sordu.
Ömür'ü unutmuş olamazdı. Mutlaka haber vermiş olmalıydı yoksa ortalığı birbirine katardı.
-Çocukluk arkadaşımı nasıl hatırlamazsın? Yedi yirmi dört kiminle olduğumu biliyorsun.
-Pardon hayatım, hatırladım. Ortalığı birbirine katacağını bildiğim için annemlerle konuştuktan sonra ilk önce onu aradım. Meraklanma artık, ben her şeyi hallettim.
-Beni şimdiye kadar bu kadar şaşırtmamıştın. Bütün her şeyi nasıl hallettin? Hangi ara ayarladın bunları?
" Dedim ya annemler yardım etti. Şimdiye kadar her şeyi eksiksiz yaptığıma bende inanamıyorum, bunlar nasıl aklıma geldi de uyguladım acaba" diyerek tebessüm etti.