Geometri öğretmeninin her çözdüğü soruyla sınıftan sahte şaşkınlık nidaları yükseliyordu. Adamın, dersi ne kadar ilgi görürse sınav notlarını o kadar yüksek tuttuğunu fark ettiklerinden beri geometri soruları bütün sınıfta şok etkisi yaratıyordu. Jeongguk hariç. O Pisagor'un reenkarne olmuş hali gibiydi.
"Bak şimdi burada sinüslü alan formülünü uygulamak işimizi kolaylaştırır çün-Tae sen beni dinliyor musun?" Taehyung, geometri derslerinde yılın başından beri Jeonggukla oturuyordu. Geçen sene boyunca sınıfın ortalamasını aşağıya çekmekten başka bir işe yaramamıştı ve bu yılda hiç fire vermeden en yüksek puanı alan çocuktan yardım istemek mantıklı gelmişti.
"Dinlemiyorum." Telaşla yerinde dikleşirken ağzından kaçan sözcükle garipçe gülümsedi. Jeongguk hakkında bildiği bir şey varsa o da konuşurken dikkatin onda olmamasından nefret ediyordu. O tavşan suratlı, tatlı mı tatlı çocuk gidiyor yerine günlerce aç kalmış bir kaplan geliyordu ki Taehyung böyle zamanlarda onun gözlerine bile bakamıyordu.
"Dinlemezsen dinleme! Boşuna anlatıp kendimi yormaya meraklı değilim zaten." Sinirden çenesi kasılan çocuğa bakarken kutsanmış gibi hissetmeden edemedi Taehyung. Hızla inip kalkan göğsü, parmaklarıyla sıkıca kavradığı kalemi ve sertçe çattığı kaşlarıyla kesinlikle bakışlarını sorudan çekmiyor, yüzüne bakmaya bile tenezzül etmiyordu. Feci seksiydi.
"Ggukie bana kızdı mı?" Omuzlarının birbirine değmesini sağlarken kalemi tutan parmaklarında hafifçe kendininkileri gezdirmeye başladı. Yüz kaslarının yavaşça gevşediğini, omuzlarını düşürdüğünü fark ettiğinde ise gülümsemeden edemedi. İfadesini bozmasa bile yumuşadığını biliyordu. Jeongguk her zaman yumuşardı.
"Ama o bana kızarsa ben çok üzülürüm." Burnunu kulağının arkasına sürterken fısıldadı. Çocuğun irkilerek geriye çekilmesiyle dudaklarını büzerek irileşmiş gözlerine kendininkileri dikti. Aralarındaki çekim Taehyung'un nefeslerini titrekleştirirken Jeongguk'unda sertçe yutkunduğunu gördü. Tanrı biliyordu ki damarları belli olan kollarıyla başını fena halde döndürüyordu. Ona dokunmak için yanıp tutuşuyordu.
Sonra Taehyung'un o an aklına gelmemesi gereken bir şey üşüştü zihnine. O gün askısından kayan bebek mavisi etek ve Jeongguk'un ağız sulandırıcı kalın baldırları. Acaba üstünde nasıl görünürdü? Taehyung, istemsizce dudaklarını ıslatırken gözünün önüne gelen baştan çıkarıcı görüntü yutkunma fonksiyonlarının en alt seviyeye inmesini sağlıyor, nefeslerini düzensizleştiriyordu. Zil sesiyle birlikte sınıfa bir karmaşa hakim olurken ikiside tek kelime etmeden aynı anda kalkarak kapıya yöneldi.
Sonuçta nereye gideceklerini biliyorlardı.
<><><>
Her türlü hallerine şahitlik etmiş dans stüdyosuna girerlerken kim kimi sürüklüyor belli bile değildi. Jeongguk kalbinin atışlarını uğultu şeklinde kulaklarında duyarken aklındaki tek şey derste bütün seksapalitesini kullanarak dengesini alt üst eden esmerin pürüzsüz tenine birkaç kalıcı dokunuş bırakmaktı.
Canını acıtmayacak bir şekilde lila saçlıyı aynalara yaslarken burnu boyun girintisinde yer edinmişti bile. Erkeksi kokusu her ciğerlerine doluşunda güven duygusunu enlerde hissediyor, tam bir teslimiyetle onun kollarında yerleşke kurmak istiyordu. Taehyung'un kokusu cenneten mi yoksa cehennemden mi çıkmaydı bilemiyordu ama hem onu peri tozlarına boğuyor hem de kıvılcımların bütün damarlarını sarmasını sağlıyordu.
"Kokun, hyung kokun.." Taehyung boynundaki hassas deride hissettiği fazlasıyla sıcak nefeslerle avuç içlerini soğuk aynaya bastırmış, akli dengesinin kaybolmaması için bir neden bulmaya çalışıyordu. Fakat öyle bir nedeni bulmayı bırak bütün lügatı zihninden silinmiş gibiydi. Jeongguk'un o güçlü kolları belini sertçe kavrarken-tanrı biliyordu ki sıcak kollarının arasında olmak bile dizlerinin bağını çözüyordu-boyun girintisinde her türlü günaha davet eden sesiyle anlamsızca mırıldanıyor, burnunu tenine bastırıp çekiyordu.
"Sadece biraz-" İnce derisine bastırılan ıslak ve yumuşak dudaklarla gözlerini sıkıca yumdu Taehyung. Jeongguk sadece biraz derken neyi kastetmişti hiçbir fikri yoktu ama eğer bunu sonsuza kadar sürdürebilecek bir şeyse koşulsuz şartsız gönüllüydü. Belini okşayan eller arasında ilk defa hissettiği şeylerle hafifçe titrerken ellerini kalın ve son derece sert olan pazılarına çıkardı. Sonunda Jeongguk aitlik kurduğu boyun girintisinden ayrılarak bakışlarının kenetlenmesini sağladığında gözlerindeki gördüğü zayıflık Taehyung'u şaşırtmamıştı. Kendisi gibi karşısındaki çocukta domine edilmek için derin bir istek duyuyor olmalıydı ve Taehyung bunu gidermesi gerektiğini biliyordu. Jeongguk ondan daha hassas ve zayıftı, tabii ilgisine ihtiyacı olacaktı. Taehyung tamda bunun için vardı zaten. Onu gerektiği zaman tamamlamak ve gerektiğinde de onun kendisini en iyi şekilde dağıtması için. Yerlerini değiştirirerek güzel çocuğun sırtını aynalara vermesini sağlarken derin sesiyle dudaklarına doğru fısıldadı
"Böyle daha mı iyi?" Çocuğun dudakları hafifçe aralanırken kendisine sığınmak istercesine gövdelerini yaklaştırmaya çalıştığını fark etti. Bakışlarını yere indirmiş, kollarını boynuna dolamıştı. Taehyung için hiç sorun değildi sadece burada ayakta dikilebilir ve o iyi hissedecekse saatler boyu bekleyebilirdi.
"B-ben gerçekten üzgünüm." Şimdi beyaz yanaklar utancın renkleriyle süslenmiş ve daha büyüleyiciydi. Taehyung içindeki şefkatin kalbini sarıp sarmaladığını hissettiğinde dudaklarını çocuğun dudağı ve yanağı arasındaki yumuşak noktaya bastırdı. Saniyeler boyunca orada dinlendikten sonra hafifçe geri çekildi.
"Sorun değil bebeğim. Kendini zorlama, yavaştan alırız. Alışana kadar seni kollarım arasında sıkıca tutabilir ve dudaklarını sertçe sahiplenebilirim, hiç sorun değil." Taehyung, kulağının arkasındaki hassas deriyede en hafifinden bir öpücük kondurduktan sonra söylediklerinin etkisiyle iyice aynya yaslanarak dudaklarını yalvarırcasına titreten güzele baktı. Duymak istediklerinin kulağına fısıldanmasıyla tamamen dağılmış görünüyordu ve Taehyung bunun nasıl hissettireceğini deli gibi merak etsede Jeongguk hakimiyet kurabilecek duruma gelene kadar bunu tadamayacağının farkındaydı. Fakat söylediği gibi hiç sorun değildi. Bazı şeyler bekleyebilirdi.
Dudakları hoş bir tanıdıklıkla kendisine güçlüce tutunmuş çocuğunkilerle buluşurken onu kollarıyla layığıyla sardı.
Jeongguk'un mırıltıları boş odanın duvarlarında kayboldu. Taehyung ise onun dudaklarında bir yerlerde.
♡
Okulda oynaşmayacaklarsa neden liseli olsunlar..?