(2)

223 30 9
                                    

Çitlerin üstünden atlayıp çimenlerde yuvarlandık,ben üstümdeki yaprakları temizleyip kahkaha atarken Zayn gidip gizli bölmeyi açtı ve iki bira şişesi çıkardıktan sonra birini bana uzattı.Güneşin vurmasına engel olan büyük ağacın altına oturup uzaklara bakmaya başladı.Terlediğimden dolayı kot ceketimin düğmelerini açtım ve bende onun yanına bağdaş kurarak oturdum.

"Arayı açmak yok,her gün beni arayacağına dair söz ver yer mantarı"Beklemediğim ani cümlesi karşısında şaşırıp biradan boğazımı yakacak büyük bir yudum aldım."Asıl bu cümleyi benim sana söylemem lazım depresif oğlan,şehir dışı diye tutturan sensin"

Yerdeki çimenlerden yolup üstüme fırlattı."Sana benimle gelebileceğini söyledim,reşit olduk istediğimiz her şeyi yapabiliriz,bu şehir beni çok boğuyor,başka bir yer daha iyi gelebilir belki,neden korkaklık ediyorsun?"Şakasına omzuna vurdum."Korkaklık değil Zayn,ailemden ayrılmak istemiyorum,ve....senin gitmen çok koyuyor,dertlerimi anlayan,sırf iyi günümde değil kötü günlerimde de yanımda olan,ihtiyacım olduğumda yanımda olan tek sen varsın,sanki beni terk ediyormuşsun gibi hissediyorum,bir daha seni göremeyeceğim diye korkuyorum"

Kocaman bir kahkaha atıp kollarının arasına çekti beni."Yoksa bana mı aşık mı oldun yer mantarı"Parmağını ısırıp tıslamasını sağladım."Neden seninle hiç ciddi konuşulmuyor,bak Zayn benden başka biriyle çok yakın arkadaşlık kurarsan eğer seninle çok fena bozuşuruz ona göre"Gülmemek için yanaklarının içini ısırırken bana göz kırptı."Uuu çok korktum,gerçekten şu görüntünle kimseyi tehdit etmeye kalkma komik duruyor,tıpkı Mickey Mouse'nun elinde testereyle çocukları kovalaması gibi bir şey resmen"

Gözlerinin içine uzun uzun baktım ve bir anda duygusallaşıp bir daha hiç bırakmak istemezmiş gibi sarıldım ona."Kendine orada dikkat et tamam mı?İstediğin zaman istediğin vakitte sorunun ne olursa olsun beni arayabilirsin,her zaman senin yanındayım Zayn"

"Bende her zaman senin yanındayım yer mantarı"

*

Çöp tenekesinin içinde gördüğüm patenlerle ağzımı şaşkınlıkla açıp elimdeki poşeti yere attım ve çıkarken anahtarı yanıma almadığımdan açık bıraktığım kapıdan içeri girip merdivenlerden yukarıya bağırdım."Daisy!"Bir kaç gürültü sonrası merdivenlerin başında göründü ve sekerek indi."Lütfen bana çöp tenekesinde gördüğüm patenlerin Zayn'in sana doğum gününde aldığı patenler olmadığını söyle"

Gözlerini kaçırdığında kendime hakim olamadım."Sana inanamıyorum!Ona verdiğin değer bu kadar mı,ölümünün üzerinden daha bir ay bile geçmeden sana hediye ettiği patenleri çöpe mi layık gördün,sana şuan da bakamıyorum bile!"Gücünün yettiği kadar beni ittirip üstüme yürüdü."Bilip bilmeden bana bağıramazsın,onları değil giymek artık bakamıyorum bile,ne zaman onları elime alsam onun gözleri,gülüşü önüme geliyor,her baktığımda bana acı çektiren şeyleri süremem ben!"

Yanımdan hızla geçip dışarıya çıktı ve geri döndüğünde yüzüme bile bakmadan elindeki patenlerle merdivenlerden yukarı çıkıp odasının kapısını çarptı.Merdivenin en son basamağına oturup yüzümü ellerimin arasına aldım ama gözlerimi kapamaya korktum.Çünkü her gözümü kapadığımda karşımda Zayn'in yüzü ve yaşadığımız tonlarca anı beliriyordu.Onu çok özlüyorum...Okulu bıraktım,insanlarla konuşmayı bıraktım,belki de farkında değilim ama ben yaşamayı bıraktım.

İntihar etmiş....

Nedenini ya da o raddeye gelecek kadar ne yaşadığını kimse bilmiyor,en çok canımı yakan da bu.Gittiği yerde ne yaşamış,başına ne gelmiş olabilir de hayattan vazgeçmeye karar verdi?Onu ne bu hale getirdi?

"Louis!"

İrkilerek tepemde dikilen anneme baktım."Bu sana kaçıncı seslenişim,nereye daldın yine?"Zayn'i düşündüğümü anlamış olmalı ki hüzünle karışık bir şekilde gülümseyip yanağımı okşadı."Keşke seni avutabileceğim bir şeyler olsaydı bebeğim"Bir zamanlar Zayn'le kıyafetlerimizi ortak kullanırdık,annem üstünde 'Cool kids don't dance'yazan tişörtü gösterip sırıttı."Onun en sevdiğiydi öyle değil mi?"Aynı şekilde sırıtıp cevap verdim."Öyleydi"

Ayağa kalktıktan sonra benide elimden tutup kaldırdı ve kapıyı gösterdi."Kapıda seni soran biri var tatlım,Zayn'le ilgili olduğunu söyledi"Zayn'in adını duyar duymaz bir saniye bile düşünmeden acelece kapıya ulaştım ve açtığımda karşımda uzun boylu,yeşil gözlü,kıvırcık saçlı biri duruyordu.Kıpkırmızı olmuş gözleriyle zayıf düşmüş bedenimi inceledi ve elini uzattı."Merhaba ben Harry"

Önce yanında duran valize baktım ve soğuk avuç içinin arasına elimi yerleştirip zorla gülümseyerek cevap verdim."Louis bende"Üstünde ketçap lekesi olan tişörtüne avuçlarını sildi ve cebinden bir sigara paketi çıkarıp bir dal aldı."Çakmağın var mı?"Onu dikkatle incelerken başımı iki yana salladım."Hayır,ben kullanmıyorum,y-yani bıraktım doğrusu"Ayakta durmakta zorlanır gibi olunca valizinin üstüne oturdu ve kendi kendine güldü.

"Azıcık sarhoş olmuş olabilirim kusura bakma,ama seninle gerçekten konuşmam gerekiyor"Kafam karışırken soğuktan üşüyen bedenimi ısıtmak için kollarımı kendi etrafıma sardım."Benimle ne hakkında konuşman gerekiyor?"Sorum karşısında afallayıp elindeki sigarayı unfufak edip parçaladı ve bir şeyin canını çıkarırcasına ayağının altında ezdi.Oflarken kararmaya başlayan havaya bakıp kendi saçlarını çekiştirdi."Seninle Zayn'in ölümüyle alakalı konuşmam gerekiyor"

Gök gürleyip yağmur damlaları tenimi ıslatmaya başladı."Zayn'in ölümüyle senin nasıl bir alakan olabilir ki?"Titreyen sesimle sordum.Harry bakışlarını benden kaçırırken çoktan beni etkisi altına almayı başarmıştı,çünkü benimle konuşmak istediği şey Zayn'in ölümüydü.

"Onu uzaktan da olsa tanıyordum"

"You killed my best friend" (L.S)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin