İlk Yaş Günüm - 1

29 6 0
                                    

Şimdi sizden, en sevdiğiniz şarkıyı açmanızı istiyorum. Ama çok hareketli olmasın. Önceki 3 şarkımı dikkate alarak bir şarkı açarsanız daha memnun olursunuz (: İyi hissetmeler. Ayrıca fotoğrafa tıklayıp, kitaptan yaptığım alıntıyı da okumanızı tavsiye ederim.

Burak her zamanki gibi iş çıkışı kafeye gitmiş, bir kaç bardak kahveden sonra evin yolunu tutmuştu. Hava fazlasıyla soğuk ve sertti. Bu nedenle sıkı giyinmiş, atkıyı yalnızca gözleri görünecek şekilde yüzüne çekmişti. Pantolonunun cebinden sigarasını çıkardı ve ateşi çaktı. Gözlerini kısarak bir kaç saatin ardından içtiği sigaranın tadını çıkarıyordu. Gözleri eline ilişti. Daha iki gün önce, onca para verdiği yüzüğe alışamamıştı henüz. Sürekli kaşındırıyor ve parmağını sıkıyordu. Buna rağmen yüzüğünü hiç çıkarmamış, hep takmıştı. Çünkü yüzük ona müstakbel eşini, nişanlandığı kadın Zeynep'i hatırlatıyordu. Bu yüzük, bir nevi onu temsil ettiğinden çıkaramıyordu yüzüğü. Çıkarırsa, Zeynep'e ihanet etmiş gibi hissederdi.

Zeynep çok varlıklı bir aileden gelmiyordu. Aynı Burak gibi, onun da babası orta düzeyde bir memurdu. Ne evleri, ne de toprakları vardı ikisinin de. Aileleri onları okutmuş, ikisini de düzgün ve ahlâklık birer insan olarak yetiştirmişti. Ayrıca ikisinin de 3 kardeşi vardı. Ancak Burak bir kardeşini kaybetmişti.

O sırada Burak'ın göğüs kafesi titremeye başladı. Elini paltosunun iç cebine attı ve telefonunu çıkarttı. Arayan Zeynep'ti. Kapıda kaldığını, üşümesinden sebep acele etmesini söyledi. Burak da adımlarını hızlandırmıştı. Telefonu kapatmadan cebine geri koydu. Çünkü böyle yaparlardı. Zeynep kapatırdı telefonu.

"Nerede kaldın balım ? Seni bekliyorum on dakikadır."

"Daha geç gelmediğime şükret." diyerekten gülümsedi Burak. Ve anahtarı kapı deliğine yerleştirdi.

"Samet'in yıl dönümü yaklaşıyor, değil mi Burak ? Yarın öğlenden ziyarete gidelim. Özlemiştir seni."

O sırada Burak paltosunu çıkarıyordu. Duraksadı.. Ve "Evet, evet ederiz tabii." dedi. "Eminim seni de özlemiştir Samet. İnan, tanısaydı çok severdi seni. Sen de onu severdin." dedi hafif ve bayağı bir tebessüm ile.

Zeynep de gülümseyerek karşılık verdi. "Karnın aç mı ? Ben çok acıktım da. Hem en sevdiğin yemekten var. Hemen ısıtıveririm." dedi.

"Evet, biraz acıktım. Teşekkür ederim balım." diye karşılık verdi Burak. Bunları söylerken yere, tek bir noktaya bakıyordu. Zeynep de bunu farketmiş olacak ki, gülümsemesinden eser kalmamıştı.

Yemek ocakta pişerken, Zeynep Burak'ın yanına oturdu. Elini omzuna attı. Yanağını göğsüne koydu. Burak da saçını okşayarak karşılık verdi.

Zeynep kafasını kaldırdı, koskocaman gülümsedi, ve sordu "Ne zaman kardeşinin ölüm yıl dönümü yaklaşsa böyle davranıyorsun. Senin için endişeleniyorum balım. Hem, Samet'ten bana hiç bahsetmedin." dedi. Burak Zeynep'e boş gözlerle baktı. Bunu bilerek yapmıştı. Göz devirdi ve "Bazı konularda fazla açık konuşuyorsun, farkında mısın ?" dedi. Zeynep cevap vermeden aynı şekilde bakmaya devam etti. Burak ise buna dayanamayıp "Peki, peki anlatıyorum. Ama beni ağlarken görürsen, sakın sen de ağlama. Ağlamanı istemiyorum." dedi ve devam etti:

"Aynı bugünkü gibi ayaz bir geceydi. Bütün akrabalar, tam olarak hepsi olmasa da, bizim evde toplanmıştık. O gün ilk yaş günümü kutlamaya hazırlanıyorduk...

Merhaba dostlar. Yine ben (: O görmekten sıkılmadığınız yüz. Öncelikle değinmek istediğim iki konu var.

Hikayelerimi beğendiyseniz vote ve yorumlarını eksik etmeyin lütfen. Eleştirileriniz benim için tahmin edemeyeceğiniz kadar önemli.

Diğer konuya gelelim. Hikayeleri özenle yazdığım için, çok sık gelemeyebiliyorlar. Endişe etmeyin, hikayeleri unutmayacağınız süreyi dikkate alarak hazırlanıyorum (:

Yazılarımda kendinizi bulmanızı hedefliyorum ki, sizin hissettiklerinizi bir başkası da okusun, hissetsin. Okurken hissetmeniz çok önemli. Saygılar ve sevgiler..

Bir Aptalın ÖyküsüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin