3

260 21 45
                                    

Eklediğim (been through) şarkı ile yazılmıştır.



Bekle

Elimde çatalı çevirip duruyordum. Bu kadar zor olan neydi? Polise anlatmama rağmen çocuğun yüzünü tarif ettiğim anda telaşlanmıştı. Evet.. biraz yakışıklı bir yüzü vardı. Haklıydı heyecanlanmakta. Ama olay bu değildi. Bana eve dönmemi ve şikayetimi geri çekmemi söylediler. Başka bir seçeneğim yoktu. Şimdi ise kafede oturmuş bana moral veren şeyi yapıyordum. Yemek yiyordum.

Masamın yanında birinin durduğunu hissettim. Gölgesi görünüyordu. Dönmek istemiyordum, yorgun hissediyordum.

"Bunu unutmuşsun. Eski bir şeye benziyor." Çatalı çevirmeyi bıraktım. Dönemedim. Aşırı derecede garip hissediyordum. Elindekini masaya koydu.

"Babamın saati.. " elime alıp kırılmış olan camına baktım. Alt dudağım istem dışı büzülmüştü.
"Ona iyi bakamadım.."

Yanımda duran katile baktım. Her şey onun suçuydu. O olmasa öğrencim ölmezdi ve saatim de sağlam olurdu. Ayrıca ben.. böyle garip hissetmezdim.

Simsiyah gözleriyle bana bakıyordu. Muntazam surat şekli şekilli kaşları vardı. Hiç hareket etmiyordu. Göz kırptığını bile sanmıyordum. Nefesim tekledi.

"Senin.. senin yüzünden. " Ağlamak üzereydim. Ama bu his farklıydı. Böyle hissetmek hiç güzel değildi. Dokunmak istiyordum. Gerçekten öte bir güzelliği vardı. Uçup gidecekmiş gibi muntazamdı.

"Neden polise gittin?"

Mümkünmüş gibi gözlerime daha derin bakıyordu. Sesinde bir pelteklik vardı. Ama çok değil. Kulağa hoş geliyordu.

"Nerden biliyorsun gittiğimi? Onlar mı söyledi?" Gerçekten bu dönemde polise bile güven olmuyorsa can güvenliğimiz sıfıra inmiş olmalı.

Bana cevap vermedi. Öylece bakıyordu. Sandalyeden kalktım. Gözlerine bakmak için kafamı biraz kaldırdım. Tabi.. bir süre göğüs kafesiyle bakıştıktan sonra.

"Biraz beraber gezmiş olabiliriz. "

"Beni mi takip ettin?"

"Tabi. Öyle de demek mümkün."

"Ama neden? Yani zaten polisler bana inanmadı. Hatta dinlemediler bile. Bunu bile bile beni neden takip ettin? İllaki polise gidecektim. Korktun mu?"

Güldü. Gözümü açtığımda hala gülüyordu.

"Sadece iyi olup olmadığını merak ettim. Ve bir de saat. Onu getirmek için evini bulmam gerekti. Korkmanı istemedim ve sakin bir yere gitmeni bekledim. "

"Şuan burada bağırıp yardım isteyebilirim. Katil var diyebilirim. "

Gülümsedi. "Ama yapmadın Baekhyun. "

Bir isim gerçekten bu kadar güzel söylenebilirdi. (Yok canım ne yavşaması.)

"İsmimi.."

"Zor olmadı. Kapı zilinin üzerinde yazıyordu."

"Ah.. doğru. " Yere baktım. "Şuan seninle konuşuyor olduğuma inanamıyorum.."

"Bende. "

Çantamı alıp kafeden çıktım. İğrenç hissediyordum. İğrenç bir karın ağrısı vardı. Etkileniyordum ve bu etkilendiğim kişi hem erkekti hemde katil. Üstelik zihnime sürekli canice öldürdüğü öğrencim ve onun cansız bedeni geliyordu.

Kaldırıma oturdum. Nefesimi düzene sokana kadar bekledim. Kulağıma duyulan bir tını vardı. Zihnimi daha bulanık kalbimi daha fazla hızlandırıyordu.

Kırık Saat :SeBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin