Sahte olan her şeyin aksine gözlerine baktığımda kaybedilmemiş sevgiyi görebiliyordum. Seni kaybedeceğim korkusuyla sıkıca tuttum elini. Eğer gitmek istersen ben seni bu sefer asla bırakmayacağım. Beni de al yada yanımda nefes al.
Gelen mesaj titreyen ellerimde duran telefona olan bakışlarımı kitlemişti. Defalarca okuduğum mesajı bir kez daha okudum ve gelen dosyaya tıkladım.
"Eşgal uyuşmadı."
Beynimde sorular dönerken sırtıma esen sert rüzgar öksürmeme neden oldu. Boşta kalan elimi dizlerimin arasına koyup ısınmasını bekledim. Hiç anlam veremiyordum ama cevapları alacağım kişiyi biliyordum.
Omzuma binen ağırlıkla sol omzumdan yukarı baktım. Sehun ceketini omzuma bırakıp yanıma oturmuştu.
"Parka gelmek için soğuk bir hava seçmişsin. "
Ona döndüm. Isınan elimle, onun buz kesen kemikli parmaklarını sardım. Bakışlarını ellerimizden ayırmadan gülümsedi. Aldığı nefesin sesini duyuyorken gözlerimi gülücüğünün -şirinleri görmek bile bazen bunu görebilmekten daha olası geliyordu kulağa- üzerinden çekmeden ismini söyledim.
"Sehun.."
Bana baktı ve elini elime kenetledi.
"Sehun Soomin nerde?" Aniden dondu. Göz bebeklerine kadar kas katı kesilmişti. Yutkundu ve arkasına yaslandı.
"Bunu sorduğuna göre merakına engel olamayıp başını belaya soktuğun kuşkusuz belli. "
Daha ciddi bir tonda konuşmaya çalıştım.
"Lütfen sadece doğruyu söyle ve aklımdaki soru işaretlerini yok et."
"Sana hiç yalan söylemedim. " Haklıydı. Yalanı sevmezdi zaten. Sözlerine devam etti. "Sen gittikten sonra ondan bir ses geldi. Normalde hiç vicdanı ile hareket etmeyen ben, o an yüzünün gözümün önüne tekrar tekrar gelmesiyle dayanamadım. Çok kötüydü durumu. Ama yine de onu güvenli bir yere götürdüm. "
Sevinçle boynuna sarıldım. Saçlarını koklayıp sürekli teşekkür kelimeleri söylüyordum. Bahar kokusu onun her yerindeydi. Biz kış mevsimindeydik ama onu sanki kiraz çiçeği öpmüştü.
"Sen... Bana verilebilecek en güzel haberi verdin. "
"O iyi bebeğim. Endişelenme. Bu davayı devam ettirecek olan kişi o. Beraber çalıştığın kişi güvenilir mi bilmiyorum ama bir süreliğine onun tamamen iyileşmesini bekleyin. "
Başımı sallayıp yanağına kocamanından bir öpücük bıraktım. "Sen benim hediyemsin.."
________
Bekle bir saniye. Yerinde duramayan akrebin beraberinde götürdüğü değerli vaktimiz, yine birbirimize kenetlenemeden akıp gidiyordu.
Sana olan bağlılığım, kalbimin en değerli alanına seni koymam için yeterli bir nedendi. Senin gözlerime baktığını gördüğüm zaman binlerce yıl dizpiz bir kuyuda kalmış olan ruhunu görüyordum. Ellerini tutup seni oradan çekmek istedim. Bunun yerine sadece sana bakmamın sana yeteceğini söyledin.
Sen benim karanlığım değildin çünkü sen beni karanlığa çekmezdin. Ama ben seni aydınlatan gün ışığındım.
Hayal kurmaktan bile korkan ruhunu hissettim. Ellerinde tuttuğun haplar bir işe yaramıyordu. Beynin susmuyordu. Bana bir şey söyleyemiyordun, söylediğin zamansa ben bir şey söyleyemiyordum.
