AĞIR SEVDA-2

9K 260 14
                                    

Genç kız gözlerini ağır ağır açtı. Sanki hiç açmak istemez gibi babası Kudret ağa nın çektirdiği zulüm yetmezmiş gibi şimdi de tanımadığı müstakbel kocasından görecekti zulüm emin di buna. Zorla da olsa gözlerini açan genç kız aynaya bakıp kendini süzmeye başladı mavi gözleri yerini kırmızıya, beyaz teni yerini mora bırakmıştı vücudunda ki yaraları üç beş güne geçerdi peki kalbindeki yaralar.

Onlar geçermiydi üç beş güne. Asla asla geçmezdi çünki bu yaralar o kadar derindi ki kabuk bağlaması için bir asır yetmezdi belki. Şu dünya da Nursima nın çektiği kadar belki hiç bir kız çekmemiştir böyle zulüm. Bu sefer çağırmadı annesini merhem sürsün diye ya da yatağını toplasın diye yengesini çağırmamıştı.

Kendi yapmıştı hepsini tek umudu evleneceği adamdı o koruyacaktı babasına karşı Nursima yı. Ama olmadı abisi yaptı yine yapacağını bağrı yanıyordu genç kızın sadece sevmek, sevilmek istiyordu hayattan. Çok mu şey istiyordu sizce. Sevmek ve sevilmek onun isteyeceği en doğal şeydi bu hayattan. Bir insanın isterse kese kese altını olsun sevmedikten, sevilmedikten sonra neye yarar mal mülk.

Saçlarını taramış ve küçüklüğünden beri hiç çıkarmadığı kolyesini düzeltmişti ve aşağı indi. O kolyenin manevi değeri çok yüksekti. İlkokuldayken sınıf arkadaşı Hiranur ona hediye etmişti bunu ve taktığından bu yana hiç çıkarmamıştı o kolyeyi. Ama bir türlü aşağı inmek istemiyordu genç kız. Sonra banyo yapmaya karar vermişti.

Bir saatlik bir banyodan sonra Nursima bornozunu sıkmış ve dolaba yonelmişti. Dolaptan ne giyeceğini seçerken annesi Sare hanım müsaitmisin kızım. Diye seslenmişti.

Nursima annesine evet anne diye seslenip annesinin içeriye girmesini sağlamıştı. Annesi kızına üzgün gözlerle bakıyordu. Çünkü birazdan söyleyeceği sözler kızının yıkımına sebep olabilirdi.

Benim Nur kızım dilim varmıyor ama demek zorundayım. Akşama Baran ağalar seni istemeye gelecekler. Ona göre hazırlanasın. İstersen yengen ya da ben de sana yardım ederiz. Ama böyle ağlama bak berki Görkem ağa ya alışırsın yavrum."

-"Anne bırak ne alışması görmüyor musun ya babam beni başından attı diye nerdeyse koyun kesecek. Gerçi benim için o kadarını da yapmaz ya neyse"

-"Kızım yalnış anlamışındır sen. Baban her ne kadar sert olsa da çok sever seni bunu şimdi anlamıyorsun ama ilerde görürsün belki."

-"Anne sen bu dediğine inanıyor musun.? Babamın beni bir kere bile sevdiğine inanıyor musun kusura bakma da ben inanmıyorum. Eğer sevmek babamın yaptığı gibi birşeyse varsın sevmesin beni babam. Gerçi hoş zaten sevmiyor ama."

-"Tamam kızım sen ne dersen öyle olsun. Ama kurban olayım akşam bir delilik yapma keçamın (kızım) bak öyle düşünme hem evleniyorsun hem de abinin hayatını kurtarıyorsun"

-'Peki benim hayatımı kim kurtaracak anne. Neyse baksana saat altı iki saat sonra artık senin kızın olmıcam. Bu nun şerefine üstümü değiştiriyim anne sen de çıkabilirsiniz artık. Bana yengemi çağırsan da olur."

-"Tamam keçamın  ben Havin'i çağırırım şimdi. O yardım etsin sana yalnız kızım ilerde çocuğun olursa asla ama asla babanı ona kötüleme. Ve sende onu kötü bilme şimdi hazırlan kuzum. Tamam mı."

-"Tamam daye (anne) sen çıkabilirsin ben hazırlanıp da inerim aşağıya yalnız yengem Havin'i çağırmayı unutma olur mu?"

-"Peki Nur yüzlüm şimdi çağırırım çıkıyorum şimdi sende hızlı ol tamam mı güzelim. Biz seni gereken vakitte çağırırız."

Annem gitti. Ben bu haberi aldığım da sevinmem gerekirdi hayellerime göre. Fakat olmadı herşey hayallerimin tezatı oldu. Sonun da yengem geldi ve yavaşça yanımda oturdu çenemden tutup beni kendinde çevirdi. Bu evde ki tek arkadaşım yengem di benim. Yine ağlıyacaktım. Yengeme sıkı sıkı sarılıp öyle akıttım göz yaşlarımı.

-" Jimon ka beje ez çi bikem (Yenge ben ne yapacağım) şimdi hiç tanımadığım biriyle nasıl nikah kıyacağım üstelik iki saat sonra nişanlım olacak bir kere gördüm yüzünü yüzündeyse nefret ve intikam isteği vardı yenge ne olacak şimdi bana"

-"Açık konuşacağım kız kardeşim. Görkem ağanın öfkesi ne bileyim hırçınlığı tüm Mardin tarafından biliniyor. Berki sen de duymuşsundur. Ama unutma ki oda senin benim gibi bir insan kalbin de azıcık ta olsa vardır bir merhamet. Evet belki ilk başlar çok kötü olacak ama sonra alışırsınız birbirinize. Hatta seversiniz de belki."

-"Hiç sanmıyorum jimon. O adamın gözlerinde ki nefreti gördüm ben. O gözlerde ki intikam ateşini de gördüm. Sanki beni o ateş in içinde yakmak istermişçesine işte bu yüzden hiç sanmıyorum jimon."

-"Neyse tatlım hadi seni hazırlayalım biz. Bugün öyle güzel olacaksın ki Atahanoğlu aşiretinin için de bir yıldız misali parıldayacaksın. Hadi gelde süsleyelim seni ay azcık neşelen kız gören de birisi öldü zanneder."

-"Yenge canımsın benim bu konakta tek arkadaşımsın hadi kendimi sana bırakıyorum. Ama fazla abartma sanki bu nişanı istiyor muşum gibi gözükmesin."

Sonun da hazırlanan Nursima aynadan yani boy aynasından kendimi süzmeye başlamıştı. Bordo etek ve beyaz taşlı gömlek ve yine bordo şal epey bir yakışmıştı genç kıza. Makyaj olarak sadece fondoten ve beyaz göz kalemi çekmişti. Niye fazla makyaj yapsın ki sanki istiyerek mi evleniyor. Sare hanımın odaya girip

"Hadi kızlar misafirlerimiz geldi." demesiyle Nursima ne kadar bağırmak çağırmak istese de yapamamıştı. Merdivenlerden aşağı doğru iniyordu her basamak atlayışın da ölümüne ilerlediğinden ağır basıyordu. Her merdiveni tutuşun da aklına o anlar geliyor ve bu da onun gözlerinin dolmasına sebep oluyordu.

Makyajı ve elbisesi çok uyumlu görünüyordu. Nursima Baran ağa, Zilan hanım, Görkemini kız kardeşi Şilan ve Görkemini erkek kardeşleri Fırat ve Gökhan' ı selamladıktan sonra sıra müstakbel nişanlısı Görkem'e gelmişti. Onu da zar zor selamladıktan sonra yengesi Havin ile birlikte mutfağa inmiş ve kahve yapmaya başlamıştı.

Hıncını çıkarmak istercesine Görkem' in fincanına isotu doldurmuştu. Sonra yavaş yavaş kahveleri götürmeye başlayan Nursima içeriye girmeyi hiç istememişti. Ama mecburen girmişti içeriye. Kahveleri dağıtmış ve en son olarak ta Görkem' e vermişti. Görkem ise ağzına gelen iğrenç tadı zorla yutmuş ve onun kahvesine isotu atan müstakbel karısından hıncını çıkaracağını aklına yazmıştı. Baran ağa nın gelen sesi ile herkez ona döndü Baran ağa

-"Allah'ın emri peygamberin kavliyle kızın Nursima'yı oğlum Görkem'e istiyorum."

Nursima son bir kere babasına baktı ve berki kararın dan vaz geçer diye umut etti. Ama hayır babası yine söylemişti Nursima yı önemseme den

-"Verdim Gitti" demişti. Sonra iki genci yan yana alıp parmaklarına alyans yüzükleri takmışlardı. Yüzüklerin kurdalesini kesen Baran ağa oğlu Görkem in çatık kaşlarını görünce mevzuyu kısa kesmiş ve
Kudret ağa ile tokalaşarak ailesini de alıp terk etmişti konağı. Ardından Nursima da odasına çekilmişti. Artık nişanlı bir insandı.

Bu sefer aya bakma dan uyumuştu. İstediği birşey kalmamıştı. Hayat istediği herşeyi almıştı elinden çünkü.

..............

Arkadaşlar sizce hikyeyi güzel yazıyor  muyum. Lütfen yorum atarak belirtiniz... yb ile görüşmek üzere hoşçakalın...

Ağır Sevda (Berdel)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin