BÖLÜM 2

57 12 7
                                    

Kahvaltımı edip ayakkabılarımı giymek üzere kapıya yollandım spor ayakkabılarımı giyip düştüm okul yollarına ...

Sonunda okul bahçesine girdiğim de aklıma berkali geldi keşke o da burda olsaydı birlikte ne manyaklıklar yapardık berkali benim çocukluk arkadaşım hatta kardeşim birbirimize garip bi şekilde bağlıyız buna biraz da çocukluğumuzun birlikte geçmesinin katkısı var .

Ben bunları düşünürken aklıma daha başka bir şey geldi lan ben ilk defa bi şey düşünürken kimse beni bölmemişti diye düşünürken önümde ki manzara ile şok oldum bi çocuk altında ki diğer bir çocuğu öldüresiye yumrukluyordu çocuğun ağzı gözü kan içindeydi tabi ki de deli kızlar gibi çığlığı BASMADIM  bi kere bu benim hayat felsefemde yoktu ama ne yapacağımı da gerçekten bilmiyodum.

Altında ki çocuğu yumruklayan çocuğun beni görmesiyle havaya dikilip maratona koşmaya hazırlanan tüylerim daha bi delirdi bi an da içime dolan cesaretle beynim de ki tüm her şeyi  bi kenara itip üzerlerine doğru koşmaya başladım yumruklanan çocuğu bi kenara itip yumruklayan çocuğa okkalı bi tokat savurdum ardından bi yumruk bi yumruk daha Allahım kendimi durduramıyordum bi türlü bu durum hoşuma da gaçmıştı açıkçası.

Yumruk atmaktan yorgun düşen elim ve bedenim arkadan gelen seslerle kendine geldi . İrkilerek arkama baktığımda en önde müdür ardından da neredeyse tüm okul bize doğru koşuyolardı ulan acaba benim bu çocuğu yumruklamam gibi bunlar da beni mi yumruklayacaklardı daha neler .

Ben bunları düşünürken müdür yüksek voltajda bize bişeyler söyledi ve en son üçümüzü odasında beklediğini söyledi ve ardını dönüp paytak paytak okulun merdivenlerini tırmandı . O okula girer girmez tüm öğrenciler bana doğru gelmeye başladı ulan durun gelmeyin ne geliyonuz.

Yanıma ilk gelen öğrenciler beni havaya kaldırmaya başladılar ve diğerleride beni havada bi atıp bi tutuyolardı kendimi trambolinde ki tek boynuzlu at gibi hissetmeye başlamıştım ki beni yere indirdiler ulan ben ne yapmıştım ki yaptığım şey iyi bi şey de değildi ki başka okulda olsa önce olayı seyreder sonra dağılırlardı acep kantinci bunların tostlarına ilaç falan mı attı.hayin 'hüsamettin' kendisi kantincimiz olur.

Tam ben soracakken aralardan bi ses "okulun en çok korktuğu serserinin havasını söndürdün bundan böyle değil bize sataşmak önümüzden bile geçemez "sonra herkez ona katıldıklarını belirten sesler çıkardılar .

Onlar benim yaptığım kahramanlığı konuşurken serseri çocuğun çoktan gitmiş olduğunu gördüm büyük ihtimalle müdürün odasına gitmiştir bunu düşününce aklıma müdürün benide odasın da beklediği geldi ve müdürün odasına gitmek üzere kıpırdandım .

Odanın kapısını çalarak içeri girdim içimde hiç korku kırıntısı yoktu bu halime bende şaşırmadım değil ama müdürün kızgın suratına baktığımda harbiden biraz korkmam gerektiğini düşündüm . İçeri girdiğimde iki çocukta ordaydı ikisininde her yanı sargı bezleri , yara bantları ile doluydu . Müdür beni çağırarak gözleriyle ikisinin olduğu yere geçmemi gösterdi , ben de geçtim . Gıcıklık olsun diye tam da yumrukladığım çocuğun yanına geçtim.  Çocuk bana ters ters baktı aynı bakışları ben de ona atınca pes ederek önüne döndü . Daha demin yumrukladım çocuğu hala bana ayak yapıyo delimi ne .

(Y serseri çocuk , x diğer çocuk )

Müdür olayı sorduğunda yumruklanan çocuk yani x kişisi anlatmaya başladı olay y kişisi yani serseri çocuk x kişisini can sıkıntısından köşeye sıkıştırıp hırpalamaya çalışmış x kişisi ona karşılık verince y kişisi sinirlenmiş ve x kişisini yumruklamaya başlamış tabi o sırda olaya ben giriyorum zaten ben de bana kalan kısmı anlattım . Ben anlattıktan sonra müdür önce garip garip suratıma baktı sonra bir kahkaha patlattı ama ne kahkaha gürledi mübarek . Neyse müdürün kahkahaları  durulunca sıra en zor kısma geldi tabi ki de ceza kısmı müdür , serseri çocuğun olaylarından bıkmış olacak ki ona uzaklaştırma verdi bize de kütüphanenin boyanma işini. Bizimle birlikte dün gördüğüm 3 serseride olacakmış neyse en azından 2 kişi koca kütüphaneyi boyamıyacaktık .

Sonunda son dersin zilide çalınca kütüphaneye yollandım . Kütüphaneye çıktığımda dördüde ordaydılar . İşe kitap dolu rafları dışarı çıkarmaya başladık bu iş bitince duvarları boyamaya başladık gerçi usta boyacılar olmadığımızdan iş biraz cıvıdı . Serserilerden isminin arda olduğunu öğrendiğim çocuk yanıma geldi önce şöyle bi baştan aşağı süzdü beni ve sırtıma bi tane yapıştırarak "helal be kızım "dedi hayvana vuruyo sanki eşoğuleşek ben sırtımın acısını belli etmeyerek "tabi ne sandın koçum hadsizlere had bildirmek bizim işmiz" dedim kendimce oluşturduğum sokak diliyle . Bu cevabımın üstüne gülmeye başladı  bunun üzerine bende gülmeye başladım kendimi tam kaptırmışken telefonumun çalmasıyla sustum ve cebimde ki telefonu alıp arayan kişinin kim olduğuna baktım 'bonuscum' yani berkaliydi . Telefonu bi çırpıda açıp konuşmaya başladım .

-naber bursa nın bonusu

-iyi be izmir güzeli senden ne haber

-bende iyi işte ne olsun

-nabıyon

-napim işte okulun kütüphanesi için boyacı arıyolardı bende dedim yazık boyacıya falan para vermesinler şimdi hiç gerek yok hemen gönüllü boyacı oldum yani bilirsin çok yardım sever bi kişiliğimdir

-hıı kesin öyledir söyle bakim ne manyaklık yaptın gene

-ALLAH ALLAH duyanda hep suç işliyorum sanır sadece bi serseriyi yumrukladım o kadar

-vay izmirin güzeli serseri yumrukçusumu oldu yoksa

-yok lan ben hala izmirin en güzel kızıyım yani . Onu bunu geçte aldırıyomusun kaydını

-Nereye

-nereye olucak salakcım tabiki de buraya hem bak ben bu gün okulun bir numaralı serserisini yumrukladım burda beni kahraman ilan ettiler hem sen gelirsen yapıcağımız manyaklıkları bi düşün neler yaparız neler

-kızım fikir süperde önce babamı ikna edeyim sen orda ortamı hazırla ama benim gelmem bir ayı bulur .

-valla sen gelde istersen  iki ay olsun buralar sen olmadan sıkıcı . Aman hadi erol amca ile öyküm teyzeme çok selam söyle daha bitirmem gereken bi cezam var by by bursanın bonusu

-sende sizinkilere selam söyle by by izmirin güzeli

-söylerim hadi güle güle Allah ikna çalışmalarında çenene kuvvet versin

-Amin hadi güle güle

-bayy

Telefonda konuşmam bitince yarım kalan işime devam ettim.

En sonunda işimiz bitince arda beni evime bırakmak istedi . Bende kabul ettim eninde sonunda yürüyecektim  fırsatları değerlendirip bir kaç arkadaş kazanmakta fena fikir değildi , Evlerimiz birbirine bayağı bi yakındı çaprazımı da gibi birşeylerdi.

Evin zilini çaldığımda kapı anında açıldı ve karşımda elinde terlik beni bekleyen bir anne vardı . Ben daha ne olduğunu anlamadan terlik şov başladı aynı zamanda da annem 'elin çocuğunu ne diye yumruklarsın biz seni okula yumrukçu ol diye mi yolluyoruz ' diyodu . Evet sebebi belliydi müdür anneme her şeyi anlatmıştı anlaşılan . Şimdi tek yapmam gereken odama doğru sıvışmaktı .

Yemek masasına oturduğumda deli deli bakan bir anne , yemeğine gömülmüş bir baba vardı ve en sonunda annem anlatmaya başladı " zafer senin bu kızın ne yapmış biliyomusun elin çocuğunu yumruklamış ay valla kız evladımı yetiştiriyoruz oğlan mı belli değil" nergis hatun golü atmıştı . Bu sözlerin üzerine babam "duyduklarım doğrumu kızım " dedi şu an ne halt etsemde kurtulsam bilemiyorum şey mey lafı geveledim ve en sonunda ilk gelen cümleyi söyledim " haketti baba suçsuz bi çocuğu dövüyodu " dedim ve babam önce tepkisiz bir şekilde baktı ve beklenmedik bir anda "heheyt kimin kızı be aynı babasına çekmiş " diye gürledi ulan karşı mahalle duydu baba naptın sen . Bunun üzerine annem "siz baba kız içinizde ne yaşıyonuz anlayamıyorum bir türlü " dedi ve babamla kahkahalara boğulduk .

Yemeğimi bitirip odama çıktım ve kendimi uykuya verdim .

ARKADAŞLAR YORUMLARINIZ BENİM İÇİN ÇOK DEĞERLİ LÜTFEN BİR KAÇ CÜMLE HİSSETTİKLERİNİZİ YAZIN👀👀

😆😆😆😆😆😆

VELETLİK  GÜNLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin