İşte gelmiştik. Güneş gözlüğümü çıkarıp eve bir göz attım. Kendi evleri olan bu bina şimdi ona o kadar yabancı geliyordu ki... Şoför benim inmediğimi görünce
"Bir sıkıntı mı var?" derin bir nefes aldım ve yaşadıklarımı baştan sona anlattım. Şoför beni büyük bir dikkatle ve saygıyla dinledikten sonra azıcık düşündü ve
"Amcan anlattığını göre gaddar bir insan." başımla onu onayladığımda devam etti.
"Ona ders vermekte bize düşüyor o zaman." dediğinde gülümsemeden edemedim. Bana kısaca planını anlattı ve anlattıkları hoşuma gittiğinden dolayı onu gülerek dinliyordum. Planı onaylayınca heyecanlanmaya başladım. Şoför arabadan indikten sonra amcamgilin ziline bastı. Kapıyı tam da tahmin ettiğim gibi safiye yengem açtı. İlk önce arabaya baktı ama camda ki siyah filmden dolayı beni göremedi. Bir süre konuştuktan sonra şoför bana doğru ilerledi ve güneş gözlüğümü taktım. Şoför kapıyı açtığında arabadan havalı bir şekilde inmeye başladım ama keşke kıyafet seçiminde daha şık giyinebilseydim. Arabadan indiğimde safiye yengemin şaşkınlıktan kocaman açılmış gözleri neredeyse yerinden fırlayacaktı. Gözlüğümü de gözümden çıkartıp ona doğru yaklaştım. Şoför de arkamdan gelip yanımda durunca resmi bir şekilde o kadınla konuşmaya başladım.
"Merhabalar. Evinizde küçük eşyalarım kaldı ve ben onlara almaya geldim." dediğinde içeri davet etmeden girdim. Safiye yengem yanımda ki şoförden dolayı bir şey diyemiyordu ve itiraf etmek gerekirse bu durum beni keyiflendirmedi desem yalan söylemiş olurdum. Odama doğru ilerlerken arkama bakmadan edemedim. Hemen arkamdan gelen adım seslerinin sahibi Deniz'in şoförüydü. Hemen onun arkasında da şaşkın gözlerle beni inceleyen safiye yengem vardı. Yılan sonunda kendini sokmuştu. 😂
Odama vardığımda hemen yatağımın altında ki eşyalarımı aldım ve hepsini teker teker alıp şoföre uzattım. Yengem azda olsa şaşkınlığını atlatmış olmalı ki sonunda konuşmaya başlamıştı. Hayret yine de iyi dayanmıştı.
"Yengecim biliyorsun amcan burada olduğunu görünce bana çok kızacak. Benden yana sıkıntı yokta amcan..." dediğinde yengemin üç kağıtçılığına hayret ettim. Ondan yana sıkıntı yok muydu? Cidden mi?
"Sormadım." deyip kestirip attım. O sırada odaya kuzenim Faruk girdiğinde gülümsedim ve ona kocaman sarıldım.
"Dolunay... Geri mi döndünüz? Yengem nerede? Doruk nerede? Aç mısınız?" dediğinde
"Yok geri dönmedik. Birkaç kalan eşyalarımı almaya geldim." dediğimde kuzenim aniden çıkan mutluluğu aniden düşüp yerine keder almıştı. Canım kuzenim hep kendinden önce bizi düşünürdü. Faruk'un da gözleri yanımda duran şoförü kayınca kafasında uçan soru işaretleri ile bana baktığını gördüm. Görmemezlikten gelip kafamı eşylarıma çevirdim. Herşeyimi topladıktan sonra evden çıkış yaptım. Farukun bütün ısrarlarını kulak arkasına atıp şoförün açtığı kapıdan içeri girip yerleştim. Allah'ım bu yüzünü görmek beni o kadar çok mutlu etti ki şuan duygularımı anlatmakta güçlük çekiyorum. Şoföre o kadar çok teşekkür etmiştim ki onu bunlattığımın farkına bile sonradan vardım.Eve vardığımızda bagajdan eşyalarımı alıp kucağıma basarak odama çıkardım. En güzel köşeye onları koyarken kapım çalındı.
''Gir!'' kapı açıldığında kocaman gülümseyen Deniz'i görünce istemsizce yüzümde aptal bir gülümseme olmuştu.
''Kızımız odasına alışıyor ha?'' kafamı sallayarak onu onayladım.
''Senin zevksizliğine rağmen alışıyorum sanırsam.'' dediğimde kahkaha attı.
''Yalancı! Oda harika kabul et.'' haklıydı. Deniz çok zevkli çocuktu odayı harika döşemişti.
''İtiraf etmek gerekirse gerçekten zevklisin.'' ben odayı süzerken o da sanki odayı hiç görmemiş gibi incelemeye başladı. Yatağa kurulunca gözümün ucuyla bana baktı.
''Bana anlatman gereken bir şeyler var sanırsam.'' kafamı iki yana sallayarak
''Yo anlatacak bir şeyim yok.'' suratı alındığını belli edercesine düştü.
''Şoför anlattı bugün neler olduğunu.'' dediğinde sertçe yutkundum. Hay aksi!
''Biliyorsan neden soruyorsun o zaman?'' Deniz dudaklarını yukarı kıvırdıktan sonra lafa girdi.
''Bana neden anlatmadığını merak ettim çünkü.'' onu taklit ederek dudaklarımı yukarı kıvırdıktan sonra onun ses tonunda
''Konuşmak istemiyorum çünkü.'' dedim. Deniz'in asılan suratını görünce pişman oldum ama bu konuda üstüme gelmemeliydi. Onun konuşmasına izin vermeyerek devam ettim.
''Sadece senle değil, bu konuyu kimseyle konuşmk istemiyorum. Kişisel anlama.'' dediğimde yüzü aydınlandı.
''Seni anlıyorum. Ne zaman konuşmak istersen Deniz'in burada olacak.'' diyerek saçlarımdan öptü ve odadan çıkış yaptı.
Bazen fazlasıyla garip davranıyordu ama onu böyle çok seviyordum. Doğal ve istediği gibi davranan çocuktu. Belki bana olan davranışarından çok çapkın biri gibi olduğunu düşünebilirsiniz ama öyle biri değil. Hatta kızlarla çok mesafelidir bu yüzden çoğu kız onla ileitşim kurmaktan çekinir. Sadece bu davranışarını bana sergiliyordu. Ayşegül bu yüzden Deniz'in bana karşı bir şeyler hissettiğini düşünüyordu ama bana nedense bu düşünce saçma geliyordu. Bence bana samimi davranmasında ki sebep tamamen eskilerden beri arkadaş olduğumuz içindir. Yani ben öyle düşünüyorum. Çalan telefonum düşüncelerimi dağıtırken ekrande 'Değişik arıyor' yazısı görünce gülümseyerek açtım.
''Ayşegül?'' diyerek açtığımda neşeli sesi kulaklarıma doldu.
''Dolunay? Ne yapıyorsun değişik? Mahkeme nasıl geçti?'' diyerek sorduğunda neşem aniden kaçmıştı.
''Uzun hikaye sonra anlatırım.'' deyip kestirip attım. Çünkü bir kişinin daha konuşmak istemediğim için kalbini kırmak istemiyordum.
''Böyle diyeceğini biliyordum. Bu yüzden size geliyorum hatta zile bastım.'' o sırada ahizeden gelen zil sesiyle küfür etmemek için zor tuttum.
''Hayır Ayşegül. Ben evde değilim. Kapı açılmadan git uzaklaş oradan!'' dediğimde eminim bu tepkimin sebebini anlamak için orada dikilip beklemeye devam ettiğine parmak basabilirim.
''Dolunay sen iyi misin?'' dediğinde kapının açılma sesini duydum. Safiye yengemin sesi kulaklarıma doldu hemen.
''Ne var?'' aaa! Hadi ama her şey bu kadar kötüye gitmek zorunda mıydı? Ayşegül her zaman ki gibi neşeli sesiyle
''Dolunayla konuşmak için gelmiştim.'' Safiye yengemin kahkahası kulaklarıma dolarken ağzımdan fısıltyla çıkan küfre egel olamadım. Bu kadın nöronlarımı harekete geçiriyordu.
''Yok öyle biri burada! Biz evimizde katil kılıklı kişileri istemeyiz.'' dediğinde gözlerimi sımsıkı kapattım. Lan katil dediğin kişi senin kocan! Bunu bildiğime rağmen kimseye ispatlayamam canımı sıkıyordu.
''Şimdi git buradan! Bir daha da gelme!'' dediğinde kapının vurulma sesi geldi. Bu kadına bu özgüven nereden geliyordu? Ayşegülden ses çıkmayınca
''Ayşegül orada mısın?''
''Buradayım. Bu kadın ne zırvalıyor böyle? Siz gece nerede kaldınız?'' derin bir nefes alarak
''Denizlerde. Sana adresi konum atayım oraya gel.'' dedikten sonra kapatıp adresi konum olarak Ayşegül' e attım. Yarım saat sonra kapı zili çaldığında kapıya koştum. Kapıyı açmadan bağırmaya başladım.
''Deniz Ayşegül geldi!'' Deniz'den cevap beklemeden kapıyı açtım. Kapıda bir adet Ayşegül beklerken amcam olacak herifle göz göze gelince gülen yüzüm aniden soldu.
(Gif Dolunay)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY
Teen FictionGecenin karanlığında parlayan asil Dolunay'ın da vardı zorlukları... Güzel bir şekilde parlarken, parlaklığının azaldığını hisseden Dolunay'ın tek ışık kaynağı babasıdır ve babası belki bir daha Ay'ı görmemek üzere bir hücreye kapatılmıştı. Hücrenin...