-3-

80 14 3
                                    

Mısra 'nın sevdiği çocuğun adı Yaman'dı. Yaman'ın odasının önüne gelmiştik. Odadan yüksek sesli rock müzik sesleri yükseliyordu. Odanın kapısını çaldığımız da açan kişi Mert olmuştu. Geleceğimizden haberi olmadığı için şaşırmıştı. Oda otel odası olmasına rağmen ses sistemi hatta led ışıklar bile vardı. Oda bizimkinden daha büyüktü. Yaman'ın sınıf arkadaşları büyük bir grup halinde odadaydılar. Onlar haricinde de bir kaç arkadaş grubu vardı. Bazıları koltukda oturuyor bişeyler konuşuyor bazıları kendisini rock müziğin etkisine kaptırmış tempo tutuyor ve dans ediyorlardı. Yaman bizi görünce yanımıza geldi. Selam verip Mısra'yı yanımdan aldı. Bende sıkılmamak için içeceklerin olduğu bölüme doğru ilerledim. Odanın öbür bölümünde asansörde gördüğüm o çocuğu gördüm. Tek başına oturup yine telefonuna bakıyordu. Muhtemelen Yaman'ın sınıf arkadaşıydı. Yanına gidip gitmemek konusunda kararsız kaldım. Uzaktan soğuk birine benziyordu. En son cesaretimi toplayıp yanına gittim. Ona yaklaşınca kafasını kaldırıp bana baktı hafif gülümsedim ve yanına oturdum kafasını tekrar telefona çevirdi. Daha sonra tekrar bana baktığında söze girmem gerektiğini anladım. Fazla sürmedi işte o kelimeler... Selam ben Su, sanırım asansör de karşılaşmıştık, neyse sence de parti sıkıcı değil mi? Cevap vermedi bana bakmaya devam etti. Ve sonunda Ateş dedi ne dediğini anlamadığımı fark edince adım Ateş diye tekrarladı. Kafamı salladım bir süre onu izledim. Üstünde siyah tişört ve siyah pantolon vardı sade görünüyordu bilekleri değişik sembolleri olan bilekliklerle doluydu. Tişörtünün içinden boynuna doğru ateş şeklinde bir dövme yükseliyordu. Suskunluğu bozan kişi ben oldum fazla arkadaşın yok sanırım diye cevabını tahmin ettiğim bir soru yönelttim. Kafasını sallamakla yetindi. Yaman dedi nadir arkadaşlarımdan biri hatta dostum. Onu daha iyi tanımak istiyordum. Üniversite de hangi bölümü düşünüyosun dedim konservatuar diye cevap verdi ardından tamamladı elektro gitar, bas gitar ve bateri gibi müzik aletleri çalıyorum ve bazen barlarda rock yapan küçük çaplı bir müzik grubunda çalışıyorum dedi. Aynı soruyu o bana sordu biz Mısra ile birlikte turizm otelcilik okumak istiyorduk. Bu cevabı verince otelleri seviyorsun yani dedi konuşurken göz teması kurmak yerine telefona bakıyordu. Bir kaç dakika sonra Mısra ile Yaman yanımıza geldi. İkisi de mutlu görünüyordu özellikle Mısra. Yaman bana dönüp tanışmanıza sevindim dedi. Sonra nedenini bilmediğim şekil de genelde insanlarla çok konuşmaz seninle konuşması garip diye sözlerini sürdürdü. Mısra artık daha fazla birlikte zaman geçiricez diyerek Yaman'a baktı. Herkes odalarına çıkmaya başlamıştı. Ben de Mısra'ya kalkalım diyince Ateş ve Yaman'a iyi geceler diyip odadan çıktık. Odaya gidip makyajlarımızı silerken Mısra ile günün değerlendirmesini yaptık. Bana Yaman ile birlikte bize baktıkların da Yaman'ın ona Ateş'den bahsettiğini içe kapanık siyah, zincirli bir kutu gibi olduğunu ve benimle konuşmasının bile mucize gibi olduğunu söylemiş. Ateş'e olan merakım gittikçe artıyordu.

  “Sen siyah bir kutusun ve ben senin zincirlerini kırıcam”

ZincirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin