-9-

36 9 2
                                    

Saatler 22:00' ı gösteriyordu. İzmir'e dönüş yoluna geçmeye hazırdık. Ateş cam kenarında oturuyordu kulağında kulaklıkları vardı ve camdan dışarısını izliyordu. Mısra kendini Yaman'a çoktan kaptırmıştı ve daha otobüs yerinden kıpırdamadan Yaman'ın omzunda uyumaya başlamıştı. Otobüs gece olduğu için çoğu ışıkları kapatmıştı daha loş bir ortam olmuştu. Bende kulaklıklarımı taktım ve gözümü kapattım. Bir ara koltukda bir kıpırdama hissettim ama yinede gözlerimi açmadım çünkü yorgun hissediyordum. Burnumda asla uzaklaşmak istemediğim bir koku vardı Ateş' e fazla yakın olduğum için onun kokusunu tamamen hissediyordum, nefes alışverişlerimiz bile bir süre sonra senkronize olmuştu. Ateş'i yanımda hissetmek hoşuma gidiyordu ve bir milimetre bile ondan uzaklaşmak istemiyordum. Bir ara gözlerimi açtığımda kendimi Ateş'in omzunda buldum bana bakıyordu ve bir kaç saniye sadece birbirimize baktık. Sonra aslında normal olan ama beni derinden etkileyen o sözcükler dudaklarından döküldü : “ güzel uyudun. ” Ben tam başımı kaldırmaya yeltenirken eğer sen rahatsan benim için sıkıntı yok dedi. Bunlar tam olarak duymak istediğim kelimelerdi ve başımı kaldırmadım. Kulaklıklarımı tekrar taktım ve müzik dinlemeye devam ettim İzmir'e gelmemize yaklaşık olarak beş saat vardı yani fazla uyumamıştım. Yola bir süre sessizce devam ettik. Değişik birisin dedim, bana baktı ve değişik olmayı aslında istemiyorum diye cevap verdi. Onunla saatlerce konuşup birbirimize bişeyler anlatmıyorduk belki ama onun bana bir kaç kelime söylemesi bile benim için çok önemliydi. Yolun geri kalanınıda uyuyarak ve müzik dinleyerek geçirdim. Başımı Ateş'in omzundan sadece su içmek için kaldırmıştım. İzmir'e nihayet gelmiştik ve İstanbul'un o hareketli yaşamından sonra İzmir'in sakinliği beni mutlu ediyordu. Ateş on sekiz yaşının ortalarındaydı ve arabası vardı. Otobüsten indiğimizde kendimi sersem gibi hissediyordum ve karnım açtı. Yaman Mısra'yı evine bırakıcaktı ve ben kendim gitmeyi seçmiştim. Ateş arabasına doğru ilerlerdi ve bana döndü hadi bişeyler yiyelim ve seni eve bırakıyım bu saatte tek başına gitme hala gece yarısındayız dedi. Bugün Ateş söylediği her şey ile beni mutlu ediyordu. Birlikte arabasına bindik siyah son model bir arabası vardı. Ne yiyelim? diye sordu. Ben benim için fark etmez dediğimde tamam o zaman seçim hakkı bana geçti diyerek arabayı çalıştırdı. Yol yaklaşık olarak on beş dakika sürmüştü. Geldiğimiz yer yedi yirmi dört açık olan bir kafeydi içeri girdiğimizde bizden başka dört müşteri daha vardı Ateş menüye bakmaya başlamıştı ve sonunda küçük üçgen tostlar, salatalar ve bir kaç çeşit tatlı masaya gelmişti. Ateş'in damak zevkinin güzel olduğunu anlamıştım. Biraz daha oturduktan sonra kafeden kalktık ve ona evimi tarif ettim. Beni eve bıraktı yolda sadece ona teşekkür etmiştim fazla bir şey konuşmamıştık. Eve gittiğim de annem ve babam uyuyordu ve onları rahatsız etmek istemediğim için direk odama ilerlemiştim. Aklıma beni mutlu eden bir düşünce vardı. Ateş' le ilk defa yalnız zaman geçirmiştik ve onunla birlikte bir şeyler yapmak çok güzeldi. Yarın okul olduğu için erken yattım en büyük şanslarımdan biri ise Ateş ile aynı okulda olmamızdı.

ZincirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin