Evren beklenmeyen bir olayla karşılaşmıştı. Dünya henüz 19. Yüzyılın sonlarındayken Dünya'dan en az iki kat büyük başka bir gezegen oluştu.
Boysem Dünya'dan büyüktü ama orada yaşayan votserler bundan memnun olamıyordu. Birbirlerine uyum sağlayamayan votserler yaşadıkları Boysem Alemine veda ediyor, günler geçtikçe ölüler alev almış ateş gibi yayılıyor ve yakıyordu. Bu kızgın ateş bir türlü dinmiyordu.
Votserlerin iki türü vardı:
Utloa ve Viduscy.
Bu iki tür de birbirlerine besledikleri kin ve nefret yüzünden anlaşamıyor, ölüm olayları en ağır en acı şekliyle artmaya devam ediyordu.
Buna bir dur denmesi gerektiğini tüm Boysem Alemi biliyordu. Bu nedenle aralarında bir anlaşma yaptılar.
"Bir tür votser diğer türden votseri öldürürse öldüren votser ve ailesi yakılarak öldürülecek!"
Sevdiklerinle beraber yanarak ölmek yürek burkucuydu.. bu yüzdendir ki bu kural işe yaramış; ölüm olayları gün geçtikçe azalma göstermişti. Herşey yavaşça düzene giriyordu tek bir şey hariç:
Düşmanlık.
Birbirlerine karşı besledikleri kin ve nefretin oluşturduğu düşmanlığı kurallar bile yok edememişti.
Zaman da işe yaramadı. Aradan yarım asır geçmesine rağmen dizginlenemeyen kin ve nefret yeni nesillerin de ruhuna işlemeye devam ediyordu. Neyse ki bu nefret eskisi gibi acı kusturmuyordu. Acı yoktu ama mutsuzluk vardı. Acı ile mutsuzluk ters orantılıydı.
O sıralarda gelişen teknoloji Dünya Alemini keşfettirmişti. Bu buluş Boysem Aleminde büyük bir yankı oluşturdu. Gezegende yaşayabilecekleri başka bir alem daha vardı. Bu, votserler için belki ilk ve son fırsat olacaktı.Belki o alemde uğursuzluk diye tabirlendirdikleri kin ve nefret duyguları yoktu.
Bu yüzden güçlü votserler birleşerek dünyaya inmeyi başardılar. Fakat büyük bir sorunla karşılaştılar. Bu alemde votserler dışında başka varlıklar vardı ve onlar dünya alemini çoktan kaplamışlardı. Daha büyük bir sorun ise dünyada yaşayan varlıklar, bir diğer isimle insanlar kanlarıyla votserleri çekiyordu.
Ne olduğu anlaşılmadan dünyaya inen votserler insanların kanlarını içme isteklerine karşı koyamadan insanlara saldırdılar. Ortalık kan gölüne dönmüştü, sonuç ise barizdi. Çok, azı yenmişti. İnsanlar, kendilerine saldıran sayılı votseri yakarak yok etmeyi zor da olsa başarabilmişlerdi ve o yaşanılanlar gelecek nesillere efsane olarak aktarılacaktı.
Diğer yandan bu olay votserler tarafından bir yenilgi olsa da onlar da vazgeçmediler.
Aradan otuz yıl kadar geçmişti ki araştırmalara göre bir sonuca varıldı. Votserler dünya aleminde sonsuza kadar yaşayabilecek kanlarının içinde bulunan bambaşka bir sıvıya sahiptiler.
Votserlerin görünüşleri tıpkı insanlar gibiydi. İnsanlardan farkları ise sıradışı güçlü özelliklerinin olmasıydı.
Bu özellikleri taşıyan ise kalplerinin yanındaki Güç Taşı'ydı. Bu taş onları hız, duyma, koku alma, görme, akıl, his ve güç yönünden insanlardan çok daha güçlü yapıyordu. Bu taş olmadan bir votser olarak yaşamaları çok zordu.
Ortadaki tek sorun: Boysem votserlerin, Dünya ise insanlarındı.
Hayır böyle olmayacaktı. Dünya insanların ve en güçlü votserlerin olacaktı...Güçlülük neydi?
Sabır ve dayanıklılıktı..
Yani ancak insanların kanlarına karşı dayanabilecek votserler dünyaya inip sonsuza kadar yaşayabileceklerdi. Fakat insanlar bunun farkında olurlarsa herşey zorlaşırdı. Bu yüzden kurallar açıktı:
《Votserler dünyada bir insan gibi yaşayacaktır ve insan olmadığını öğrenen insan sayısı 5'i geçmeyecektir. Öğrenen insanlar bu sırrı yayabilecekleri için hiçbir şekilde fark ettirilmeden öldürülmeleri tavsiye edilir.》
《Votser türleri gruplara ayrılacaktır.
-Utloa Grubu
ve
-Viduscy GrubuSabredip insan kanına dayanabilenler tespit edilip kendi tür grubuna girecektir. Her yıl iki gruptaki tespit edilenler dünyaya inecektir. Dünyaya inen gruplar da insanlar gibi yaşayacakları için grup içindeki bireyler dünyada aile olacaktır.》
《Dünyaya inen iki votser türü birbirlerine kin besledikleri için Boysem alemindeki gibi birbirlerinden uzak yaşamaları tavsiye edilir. Yanısıra birbirlerine bağlı da olacaklardır. Mesela bir votser yüzünden bile olsa onların insan olmadığını öğrenen insan sayısı 5'i geçerse o votserin grubu ve onun grubuyla aynı yıl dünyaya inen diğer grup da yok edilecektir.》
Bu ve buna benzer kurallar açık ve anlamlıydı. Votserlerin yapması gereken nefislerine hakim olmalarıydı. Sonsuza kadar yaşamak bir mucizeydi ve hepsi bunu gerçekleştirebilmek istiyordu. Kendine hakim olmak ise zor işti ve zoru ancak güçlüler alt ederdi.
Bu böyle otuz yıl geçti. Otuzuncu kez votserler gruplarıyla dünyaya ineceği sıralarda yeni bir sorun oluşuyordu. Bir kaç kural bazı votserler tarafından kaldırılmayacak kadar zorlaşmıştı.
Votserleri insanlardan ayırmayan bir özellik de duygularıydı. Sevmek, nefret etmek, şaşırmak, korkmak, heyecanlanmak ve en önemlisi aşk..
Aşk elbette güzeldi.
Aşk sınır tanımazdı.
Burada yanlış giden birşeyler vardı. Bir kural, bir sınır vardı.
Kural ise şuydu;
《Dünyaya inen votser bir insana aşık olursa ondan vazgeçmesi önerilir. Vazgeçmez ise o insana herşeyi anlatıp kabul ettirmelidir. Eğer insan KABUL EDERSE o insanla votser aynı anda ölüme giden birşey yapmalıdırlar. Sonucunda ise o ölüm gerçekleşmez ve votser insana dönüşerek aşık olduğu insanın kaderine bağlanır. Fakat ölüm anında insan vazgeçerse votserin ölümsüzlüğü kalkacak ve o an ölerek yok olacaktır. Bu korkunç gelebilir ama daha korkuncu ise o insanın herşeyi öğrenip KABUL ETMEMESİDİR. Kabul etmeyen insan herşeyi söyleyip bu sırrı açığa çıkarabileceği için o an o votser tarafından öldürülmesi gerekir.》
Ölüm üç çeşittir..
Sevdiğinle ölmek: en güzeli.
Sevdiğin uğruna ölmek: en cesuru.
Sevdiğini öldürmek ise en korkuncu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnsanlar Korkaktır
Fiksi RemajaO korkusuzluğuyla korkutacak türden biri ve bir de karanlıktan doğmuş gibi acımasız.. O istediği herşeyi elde edebilir, sonsuzluğu bile.. Ama bundan önce dudağına gerçek bir gülümseme yerleşebilmesi için usulca, içindeki kin ve nefreti eritmesi gere...