Jimin saate baktığında çoktan 6 olmuştu. Jungkook onu 8de almaya gelecekti hazırlanmaya başlaması gerekiyordu. Ama onun yaptığı tek şey sabahtan beri yatağında uzanıp boş tavanı izlemekti.
Derin bir nefes aldı ve yatağından kalkıp sıcak bir duşa girdi. Kafasındaki ''tuhaf'' düşünceleri bir şekilde yok etmeliydi ama olmuyordu. Duştan çıkıp sade bir t-shirt ve siyah bir kot pantolon geçirdi üstüne. Ailesinin aldığı bilekliğini taktı, Jungkook'un ona hediye aldığı parfümden sıkıp saatin 8 olmasını bekledi.
Saat tam 8 olmuştu ama Jungkook hala ortalarda görünmüyordu. Normalde her zaman dediği saatte gelirdi ama bugün farklıydı. Aradan yarım saat geçince Jungkook Jimin'e geldiğini haber veren kısa bir mesaj atmıştı. Tuhaf diye düşündü Jimin. Jungkook genelde kapıyı çalarak geldiğini haber verirdi. Ama bu konunun da üzerinde pek durmak istemedi ve seri bir şekilde evden çıktı.
Jungkook'un arabasına ilerlerken ön koltukta oturan güzel kıza gözleri takıldı. Jungkook'un bahsettiği kız olmalıydı. Jimin içinde yanan kıskançlık ateşiyle birlikte yüzüne düz bir ifade yerleştirerek arka koltuğa oturdu. Sadece ufak bir merhaba dedikten sonra yol boyunca ağzını açıp tek kelime dahi etmedi. Jungkook ve kız da bu durumdan pek bi şikayetçi değil gibilerdi nasılsa.
Namjoonun evine vardiklarinda arabadan ilk önce kız indi. Jimin tam inecekken Jungkook'un ona seslenmesiyle bakmayı en çok sevdiği gözlere bakışlarını sabitledi. '' Arabaya bindiginden beri tuhaf bi şekilde sessizsin gözümden kaçmadı sanma. Bunu daha sonra konuşacağız tamam mı? '' Jimin yanaklarının kızardığından emindi ama hiçbir şey olmamış gibi davranıp sadece başını tamam anlamında sallamakla yetindi.
Evin içi tam anlamıyla iğrençti. Her yerde boş bira kutuları, yüksek sesli müzik, her yerde öpüşüp elleşen çiftler.... Jimin burada durmak istemiyordu ama Jungkook çok ısrar etmişti.
Kendine bi kutu bira alıp daha sessiz ve temiz olduğunu düşündüğü arka bahçeye çıktı. Eve girdiğinden beri ne Jungkook'u ne de diğer yakın arkadaşlarını görmüştü. Namjoon tüm bir şehri partiye davet etmiş gibiydi, Jimin buradaki yüzlerin çoğunu daha önce hiç görmemişti.
Yaklaşık 2 3 saat boyunca arka bahçedeki büyük ağacın altında oturup birasını yavaş yavaş içerek telefonuyla uğraşmıştı . O an kulaklığını yanına aldığı için kendiyle gurur duyuyordu, bu iğrenç müziğe yarım saat bile maruz kalsa yarın büyük ihtimalle başı çok fazla ağrıyacakti. Oturmaktan sıkılıp Jungkook'u aramaya karar verdi. Evin içinde, ortak arkadaşlarının yanında olmalıydı.
Koridordaki kalabalığı ve köşede birbirlerinin yüzlerini yiyen çifti geçip oturma odasına yöneldi. Evde sigara dumanından göz gözü görmüyordu, nefes alması çok güçtü. Oturma odasında dans eden insanların arkasında Jungkook'u gördü. Kucağında partiye getirdiği kız vardı ve birbirlerine bakarak gülümsüyorlardi. O an Jimin için bütün sesler yok olmuştu. İnsanlar, kötü koku her şey. Sadece Jungkook, kucağındaki kız ve kendi vardı. Hiç bir şey demeden olduğu yerde onları izlemeye devam etti. Kasları çalışmıyordu, kafasını dahi çevirip başka yöne bakamaz olmuştu. Kız Jungkook'un yüzüne doğru hafifçe eğilip dudaklarını Jungkook'un dudaklarıyla birleştirdiğinde acıdan öleceğini düşündü. Onun dokunmaya bile kıyamadığı Jungkook'unu başka bir kadın öpüyordu. Jungkook Jimin'i görmemişti. Zaten şuan o kızdan başka hiçbir şey görmüyor gibi bir hali vardı. Daha fazla bu görüntüye bakmak istemediğini farketti. Canı çok yanıyordu. Arkasını dönüp hızlı adımlarla evden çıktı. Ağlamamalıyım, sonuçta onun hiçbir şeyden haberi yok diye geçirdi içinden.
Saat geç olduğu için otobüs seferleri bitmişti, cebinde taksi için yeteri kadar para da yoktu. İşin kötü tarafı arabayla geldiği için sadece ince bir t-shirt giymişti ve hava dondurucu derecede soğuktu. Jimin hızlı adımlarla evine doğru yürümeye başladı. Kafası ve kalbi hala Jungkook'un kızla olan görüntüleriyle doluydu. Şuan istediği tek bir şey, Jungkook'un koşarak peşinden gelmesi, ona sarılması ve eve gidip birlikte uyumaktı.
Her ne kadar canını yakan kişi Jungkook olsa da onu iyileştirebilecek kişi de oydu ve bunu gayet iyi biliyordu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Little Things -jikook-
Short Story-Jikook Texting- İki kişi arasında olan kakaotalk roleplay konuşmalarıdır. -Ryusu