4. Bölüm
Multi: Güney
Dinliyerek okuyum derim gerçekten huzur veriyor şarkı.Her şey çok güzel olucak. Belki bugün değil, ama elbet bir gün.
"Yiğit Aren'in kardeşinin saçları uzun mu?" dedim. Yiğit şaşırmış bir şekilde "E- evet." dedi. Gülümsedim "Biz bulduk 3. kattadaki lavoboların olduğu yerdeyiz çabuk gelin." dedim telefonu kapattım. Aren'in kardeşine döndüğüm de bana bakıyordu. "Miniğim abinlerle konuştum birazdan geliyorlar." dedim. Gülümseyip bana sarıldı ve bende karşılık verdim. "Söyle bakalım senin adın ne?. "Derin peki senin.? diye sordu. Kocaman gülümseyip "Güneş." dedim. Kafamı döndürdüğümde Arenle göz göze geldik ve koştura koştura yanıma geldi ve Derin'i kucağına alıp sıkıca sarıldı. "Abi ben çok özür dilerim sadece yakalanbaç oynamak istemiştim." dedi Derin. "Derin bidaha yapma abicim lütfen aklım çıktı."
ben onlara öyle bakarken Aren birden üzerime doğru yürümeye başladı. Kollarını belime dolayınca şaşırsam da bende ellerimi boynuna sardım. Ah yine kokusu hiç birşeye benzetemiyordum. Yavaşca kollarımi boynundan çektim ve oda ellerini belimden çekti. "Ben çok teşekkür ederim Güneş ya sen olmasaydın başka biri bulsaydı zarar verseydi."
"Önemli değil Aren hem benim yerimde kim olsa aynı şeyi yapardı bak Derin burda."
Yanıma Derin gelince eteğime dikkat ederek aşağı eğilip onun boyuna geldim. "Güneş abla ben seni çok sevdim biraz benimle dururmusun." dedi. Gülümseyip " Bende seni çok sevdim miniğim vee Miray ablanla bizim karnımız acıkdı abin izin verirse bizimle gelebilirsin." dedim. Derinle ikimiz bir umutla Aren'e baktık kafasını yana sallayarak gülümsedi. Hadi ama hiç de tatlı olmuyorsun. "Tamam da biz ne yapcaz biz de gelelim." dediğinde Miray'a baktım kafa salladı. "Tamam ama birisi allah aşkına artık şunları alsın." diyerek poşetleri gösterdim. Güney yanıma gelerek yanağımdan makas aldı "Anahtarlarını verde bırakıp gelelim." dediğinde yanağına kocaman bir öpücük bıraktım ve anahtarları verdim. Güney ve Arda poşetleri bırakmaya giderken Derin'e dönüp elimi uzattım, "Hadi kuzum." dedim. Derin elimi tutdu ve yürümeye başladık. Bir restoran bulduğumuz da en büyük masaya ilerledik. Masalara oturduğumuz da yanımda Yiğit onun yanında Miray ve boş boş, karşımda Aren onun yanında Derin ve Kamer vardı. Derin'e baktığım da yüzü asıkdı. "Hayırdır prenses yüzün niye asık." diye sordu Yiğit. "Yiğit abi ben Güneş ablamın yanına geçmek istiyorum." dedi. Yiğit düşünürmüş gibi 'hmmlayıp' "Tamam geç bakalım." dedi. Derin yanıma gelince gülümsedim ama yine suratı bozukdu. "Derinciğim halâ neden suratın asık bakalım." bu sefer Miray sorunca Derin heycanla konuşmaya başladı. "Miray abla ben abimi de yanımda istiyorum sen abimin yerine gecsen abim yanıma gelse olmaz mı?" Miray gülümseyip kafa salladı. Aren oflayıp Derin'in yanına geçti. Güneyler geldiğin de siparişlerimizi vermişdik. Ben hamburger patetes kızartması ve kola istemiştim Derin'de garsona bende onunkinden demişti. "Kola yerine meyve suyu olsun." dedim. Diğerleri de makarna söylemişlerdi. Yaklaşık 10 dakika sonra siparişlerimiz geldiğinde yemeye başladım. Derin'e döndüğüm de hamburgeriyle savaşıyordu resmen. Yanımdaki bıçak ve çatalı alıp hamburgeri dört'e böldüm ve bir parçasını elime alıp Derin'in ağzına attırdım diğer yandan da Aren meyve suyunu pipetinden tutup ağzına götürdü. Kendimi değişik hissetmiştim sanki Derin bizim kızımız Arenle ben evliyim. Saçma sapan dününcelerimden ayrılıp Aren'e baktım göz göze gelince gözlerimi çekmedim ve gözlerine derince baktım. Öksürük sesiyle gözlerimi onsan çekip Miray'a döndüm muzipce gülümsedi.
Yemekler bittikden sonra herkes ayrılmaya başladı. Derin beni zor bırakmıştı ve Aren beni kendisine çekio yanağımı öpmüşdü. Öptüğu yer alev alev yanarken kızardığımi hissetim.
Mirayı evine bırakıp arabayı eve sürdüm.Gözlerimi yavaş yavaş acmaya çalıştım dün geç yatmıştım ve uykum vardı. Yatakdan kalkıp lavobaya gittim işlerimi halledip odama döndüm saate baktığımda alarm'a daha 20 dakika olduğunu gördüm. Ah evet bugün okullar açılıyordu ve ben okuldan ayrılmak zorunda kalmıştım. Nedenini bilmesemde babam öyle istemişti ilk başda çok tepki göstermiştim sonuçda okulda Yiğit,Güney ve Miray vardı fakat kısa süre sonra onlarda yanıma geleceklerdi. Ikinci sebebi ise Ulusoy kolejine gitmemdi. Yiğit beni Aren'e emanet etmişti yani okulda hep Aren Kamer ve Arda ile takılacaktım. Dolabımı açıp siyah kot ve formamı aldım okulda siyah kot giyebiliyormuş ve bütün kızlar da siyah kotla geliyormuş Arda'dan öğrendiğim kadarıyla. Evet Arda ve Kamerle çok iyi anlaşmıştık şu bir hafta içinde iki kere buluşup sohbet etmiştik. Süper starlarımı da ayağıma geçirince aynaya baktım saçlarımı açık bırakıp incecik bir eyeliner çektim ve dudak koruyucumu sürdüm işte şimdi tamamdım. Deri ceketimi ve çantamı alıp odadan çıktım. Kahvaltıya indiğimde annem ve babam gülerek birşeyler konuşuyolardı. "Günaydınn." diye bağırdım ve masaya oturdum. "Güneş başka okula geçtiğin için kızgın mısın bize?" babama baktığımda sorarcasına bana bakıyordu. Boğazımi temizleyip söze başladım. "Hayır baba ya saçmalama yani ilk başda evet ama sonra çok fazla gitmedim hem herşey olacağına varır zaten bizimkilerde gelecek sonra."dedim gülümseyerek. Babam sandalyeden kalkıp yanıma geldi ve başımdan öptü. " Sana sahip olacak ne yaptım ben prenses."diyince muzipce gülümseyip "annemle evlendin." dedim ve kahkahalar hava da uçuşdu.
Kahvaltımı yaptıkdab sonra arabama binip okula sürdüm. Dün Yiğitle gidio yolu öğrenmiştim. 15 dakika içinde okula geldim ve arabayı otoparka park ettim. Telefonum çaldığında çantamdan çıkarıp arayana baktım. Yigitdi telefonu açıp kulağıma götürdüm. "Günaydın prenses." ditince gülümsedim. "Günaydın kuzum." dedim bende "Okula gittin mi." "Evet şimdi geldim sınıfımı öğrenicem." "Güneş lütfen Aren'in yanından ayrılma biz zaten 2 haftaya gelicez." " Off şu 2 hafta çabuk geçsin." "Geçer geçer neyse sen git sınıfını öğren bizimkilerde burada selam söylüyorlar." "Çok öptüm hepinizi görüşürüz." deyip telefonu kapattım.
Okula girdiğimde bazı yüzler bana döndü, sanırım yeni olduğumü anladılar. "GÜNEŞŞ." birinin seslenmesiyle bütun yüzler bana döndü. Kafamı çevirio seslenen kişiye baktım Arda Kamer Aren bir bankda oturuyolardı. Gülümsedim Kamer elini gel anlamında salladı. Herkes bana bakarken bende Kamerler'in yanına yürüdüm. Yanlarına geldiğim de Arda birden sarılınca şaşırdım ama kollarımı boynuna sarıp karşılıl verdim. Kamere de sarılınca gözüm Aren'e kaydı elimi uzattım ilk elime baktı sonra birden beni elimden tutup kendine çekti ve sarıldı. Şaşırmıştım çünkü Arda'nın bahsettiği kadarıyla Aren okulda Kamerler hariç kimseyle yakın olmazmış.
Düşüncelerden uzaklaşıp ellerimi boynuna doladım , birbirimizden ayrıldık. "Güneş hangi sınıftasın." Arda'nın sorusuyla müdür'ün yanına gidiceğimi hatırladım. "Ya bende onu öğrencektim birisi beni müdüre götürsün." Aren elimden tutup "Hadi gel bende yanına uğrucaktım." diyince kafa salladım ve yürümeye başladım. Okulun içine girdiğimizde okulu inceledim duvarları beyaz, yeşil ve turuncu rengini alıyordu 3'e bölünüyodu koridor olarak. Renkleri gerçekten hoş ayrılmışdı.
Merdivenlerden çıkarken Aren önde ben arkada ilerliyoduk. Birden ayağım takılınca Aren elimden tutup beni kendine çekti. Ellerim onun omuzlarına düşerken refleks olarak gözlerimi yumdum. Bir kaç saniye sonra gözlerimi açtim ve bir adet sırıtan Arenle karşılaştım. "Ama olmuyo Güneş hep seni ben mi kurtarıcam." "Ya kurtarmasaydın ben zeminle çok iyi anlaşırdım." güldü "Anlaşırdın anlaşmasına da okulda ilk günün rezilliğini herkes konuşurdu." şuan iyiki Aren'e yapışmışım diye düşünüyorum. Birden aklıma hala olduğumuz durum geldi ve ellerimi çektim oda elini belimden çekti.
Selaaaam. Okullar açılıyor ve bölüm atmayabilirim.
Vote yorum.♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kum Tanesi
ChickLit. "Beni de mi güzel buluyosun?" dedim birden. Neden sordum niye sordum hiç bir fikrim yokdu. Aren diliyle dudaklarını ıslatıp "Güzelsin minik." dedi. Minik kelimesini kullanmıştı. Kaşlarımı kaldırdım. "Ben minik miyim." "Yok ben miniğim küçüçüksü...