"Güzelsin Minik"

42 10 2
                                    

7. Bölüm

Multi; Yiğit
Şarkıyı günlük hayatınız da dinliyin.

Öylesine içimdesin ki, kendime yer bulamıyorum.

Gözlerimi açtım ve ne kadardır uyuduğumu tartmaya çalıştım. Okuldan gelir gelmez uyumuşdum. Okulu geri kalan kısmında 1 ders'e girmemiştik ve teneffüs de Arenden bir sürü laf yemiştim.

"Sözde okul gezecektiniz dersr niye gelmediniz Güneş."

"Bidaha yanımdan ayrılmıyacaksın Güneş."

"Güneyler seni bana emanet etti Güneş."

Ve bunun gibi bir ton laf daha cevap vermek yerine hepsinde göz devirmiştim. Aren'in laflarına cevap vermedim çünku bunu Güney için yaptığını biliyordum, beni ona emanet etmişti. Daha sonra Buseyle daha çok konuşup birbirimizi tanımıştık. Buse hariciyle sınıftan başka kimseyle konuşmamıştım. Benim mükemmel şansıma artık siyat pantolon giymek yasaklanmış onun yerine siyah şort etekleri giycekmişiz. Evet bu Eylül ayında kıçıma kadar donucam.

Yatağımdan kalkıp ayağımı sürüye sürüye dolaba gittim ve siyah eşofman takımı alıp giyindim. Mal gibi formalarla yatmıştım.

Komidi'nin üzerindeki telefonu alıp saate baktım. 06.00  üç saatcik uyumuşum. Aynaya bakıp bozulan at kuyruğumu bozup tekrar at kuyruğu yaptım. Telefomumu cebime atıp odadan çıktım.

Merdivenlerden inerken tanıdım ses kulaklarımı doldurdu.
"Ne uyudun bee Güneş."  Miray'ın sesiyle koşa koşa aşağıya inmeye başladım. Merdivenlerin 2 basamağında atlamamla yerle öpüşmem bir oldu. Ağzımda bir çığlık firar ederken acıyla inleyip ayak bileğimi tutdum.

Benim çığlığımla ilk önce Miray sonra Güney,  Yiğit, Aren, Arda ve annem geldi. 'What the fuck' Arenle Arda'nın ne işi vardı ki. Bileğimdeki ağrıyla göz yaşlarım dökülmeye başladı. Vücudum yaşıma göre fazla  minikti ve çok yememe rağmen kilo almıyordum ve ufacık bir düşüşde bile canım yanıyordu.

Annem yüzünü buruşturarak yanıma geldi ve bileğimi tutdu. "Hayır arkandan atlı mı koşturuyo Güneş!! Ne diye atlıyorsun anlamıyorum. " dedi. "Bizimkilerin geldiğini görünce heycanlandım ne yapayım." dedim. Aren yavaşca yanıma yaklaşıp sessiz bir şekilde kulağıma fısıldadı  "Beni görünce bu kadar heycanlanacığını bilseydim daha önce gelirdim kendini yerlere atmana gerek yoktu Güneş." dediğinde gözlerimi kocaman açıp ona baktım sonra aklıma annem gelince diğer tarafa bir hışımla dönüp anneme baktım, allahtan buz almaya gidiyordu, kadınım aklına yanlış şeyler gelir sevgilim sanar allah korusun. Bizimkilere döndüğüm de herkesin gülmemek için kendini tutduğunh gördüm. Tekrar Aren'e dönüp konuşmaya başladım. " Ay haspam kendini ne kadar da önemli biri sanıyon sen ya ben Güneyleri özlediğim için  heycanlandım bir kere ." dedim. Aren burnunu kırıştırıo gözleri kapalķ bir şekilde "İnanmadım ama iyi bakalım." dedi. Hadii ama hiç tatlı olmuyorsun.
 
Şuan yerde oturmuş bizimkilerle sohbet ediyorduk. Evet biliyorum tüm yüreklerde tek soru 'biz neden yerde oturuyoruz'. Bileğim acıdığı için kalkmadım. Güney kucağına alacaktı ama annem beklemesini söyledi.

Annem yanında yaşlı bir adamla geldiğin de şaşkınca ona baktım. "Buyrun Ali bey." diyerek beni gösterdi. Adam yanıma gelip eğildi ve yeni fark ettiğim çantasından doktor şeyleri çıkardı. Şey dediğim işte siz anladınız. "Kızım bu Ali bey yeni aile doktorumuz." bir hışımla anneme dönüp "Hasan amcaya noldu? Neden o gelmedi? İşten mi ayrıldı?" dedim. "Kısa süreleğine yurt dışına gitti Güneş."dedi annem.
"Kırık yok çatlak olduğunu da sanmıyorum galiba liflerini zorlamış. Şimdi bi krem vericem onu sürüp sarın sabaha kadar birşeyi kalmaz." dedi Ali bey.

Kum TanesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin