5. Bölüm
Multi; Kamer
Vee Güneşin söylediği soylediği ufak bölüm var.Bazen inanmak, en büyük kumardır.
Aren ve Kamerle aynı sınıftaydım ve bu beni mutlu ediyordu. Bizimkilerin gelmesine daha 2 hafta vardı. Yanlız takılmayı severdim ama bu okulu bilmiyordum.
Şuan Arenle sınıfa yürüyorduk. Koridorda ilerlerken bazı yüzler bize dönmüşdü. Hayır anlamıyorum niye bakıyosunuz film mi çeviriyoruz kadeşimm. Derse 5 dakika geç kalmıştık. Sınıfın kapısına geldiğimiz de kapıyı çalıp sınıfa girdim.
Aren hiç hocaya bakmadan en arkada oturan Kamer'in yanına oturdu. "Merhaba kızım sen yeni geldin sanırım." diyen hocaya baktım 45 yaşlarında sarışın bakımlı gibi bir kadındı. "Evet yeni geldim." dedim 28 diş gülümseyerek. Ne var benim 32 dişim yok acaba bir tek ben mi 28 diş'im. "Kendini tanıtır mısın bize." Hoca'nım konuşmasıyla saçma sapan düşüncelerimden ayrıldım. Kafa sallayıp sınıfa döndüm. " Güneş Kareyel." dedim ve Hocaya döndüm "Teşekkür ederiz Güneşcim boş bir yere geçebilirsin." demesiyle cam kenarında 3. sırada oturan bi kızın yanına oturdum.
"Güneş" bir kız sesiyle yanına oturduğum kıza baktım. "Evet" dedim sessizce çünkü şuan dersteydik ve adını bilmediğim sarışın hoca ders işliyordu. Kızı süzdüğümde koyu kahverengi saçları ona eşlik eden kahverengi gözleri vardı. Yüzüne baktığım da çilleri dikkatimi çekmişdi ve bu onu çok tatlı gösteriyordu. "Ben Buse isterden tenefüsde okulu gezdirebilirim." dedi. "Şş kızlar lütfen." hocanın bize seslenmesiyle "Pardon Hocam." dedi Buse. Buseye dönüp kafa salladım ve gülümsedim.
Tenefüs zili çalınca Buseden 5 dakika izin isteyip Arenlerin yanına gittim. "Buse bana okulu gezdirecek." dedim Kamere bakarken.
"Geç kalmayın." Aren'in sesiyle gözlerimi devirdim. Busenin yanına gidip "Hadi gidelim."dedim."Son olarak burası da müzik odası yan tarafta 1 tane daha var hocalar çoğunlukla burda dersi işlerler, ders dediğime de bakma herkes müzik aleti çalmaya çalışır bilenlerde bilmeyenlere ders verir. " dedi Buse. İçimden 1000 kere oha dedim. Okul fazla büyükdü spor salonu 2'ye bölünüp yarısı basketbol yarısı voleybol sahası olmuşdu. Buse'nin dediği kadarıyla arka bahçede de kapalı futbol sahası da varmış. Çeşitli oyunlar için büyük bir sınıf, sınıfın içinde dart, bilardo, akıl oyunları gibi kutu kutu oyunlar gözüküyordu.
Ve son olarak müzik sınıfı kocaman ve çeşitli müzik aletleri vardı. Gözüm direk siyah kocaman piyanoya gitti. Buse piyanoya baktığımı anlamış ki "Çalabiliyo musun." diye sordu. "Küçükken başlamıştım." dedim bende.
"Eğer aklında belirli bir nota varsa çalarmısın?" dedi Buse. Herhangi bir nota çok vardı aklımda ama seçemiyordum. Sonunda karar verdim ama zil çalacağından kısa bir şekilde gözlerimi kapatıp hem çalıp hem söyledim.No no
(Hayır hayır)
No te rindas jamás
(Asla pes etme)
Lo que sueñes se cumplirá
(Rüya gerçek olacak)
Confía en ti y lo lograrás
(Kendine güven ve başaracaksın)
Siempre brillarás
(Her zaman parlayacak)
Hemen kısa kestim Buse'nin alkış sesini duydum fakat 3 alkış sesi duymuştum.Arkamı döndüm ve alkışlayan kişilere baktım. Uzun boylu 40- 45 yaşlarında saçları ufakdan beyazlamış ama hala kendine has bir yakışıklılığı olan adamı gördüm. Yanında esmer orta yaşlarda fazla fazla uzun boylu yüzü güzel bir kadın gördüm.
Adam sesiyle ona baktım. "Sesin çok güzel ve piyanoda baya başarılısın gibi. "
Buse'ye baktığım da yüzü gülüyordu. "Teşekkür ederim evet küçük yaşda başlamıştım." dedim tebessüm ederken.
Bu sefer de kadın'ın sesiyle ona baktım.
"Tatlım ben Elanur Kara dans öğretmeniyim." dedi. Bir an düşünüp bir okulda neden dans öğretmeninin olduğunu düşündüm. Gerçekten iyi bir şansdı dans'a başlamak isteyenler için. Gerçekten çok tatlı bir kadın gibi gözüküyordu.
"Bende Tarık Kara Müzik öğretmeniyim yavrum." dedi adını öğrendiğim Tarık hoco. Soy adlarına bakılırsa evlilerdi ve yakışıyorlardı da.
"Merhaba hocam ben de Güneş yeni geldim." dedim yine 28 dis gülerek. Abi yok bende niye 28 var yaa bende 32 diş gülmek istiyorumm.
"Güneşciğim ilk önce okulumuza hoşgeldin. Sınıflara bakıyorduk be sesini duyduk. Sesinin gerçekten bize göre huzurlu bir tınısı var ve gördüğümüz kadarıyla pianoyu gözlerini kapatacak kadar iyi çalabiliyorsun." dedi Tarık hoca.
"Teşekkür ederim hocam. Evet yani kolay oluyor notalara alışkınlığım var birde. İzniniz olursa biz derse gitsek geç kalktık biraz da." dedim yarım bir şekilde gülümserken.
"Tabi canım siz gidebilirsiniz. Iyi dersler."
Elanur hocaya ve Tarık hocaya başımla selam "Güneşş senin ne güzelll sesin varrrr. Birde hocalar da çook beğendii." dedi Buse heycanla. Neden bu kadar neşeli söylediğinin nedeni'ni bilmiyordum.
"Buse teşekkür ederim de sen niye bu kadar neşelendin ki?" dedim up uzun koridorda sadece ikimiz yürürken. Derse 10 dakika geç kalkmıştık ve bu derse girmeyecektik.
"Heee! Imm nasıl diyim ki bak Güneş şimdi okulda her yıl ses seçmeleri oluyor. 3 etapdan oluşuyor. Kazanan da 2 dönemin sonunda okullar arası bir konser veriyor. Bizim okuldan sadece 4 yıl önce 1 kişi kazanmış. Yani okulda ki bir çok kişinin sesi güzel ama hic kimse cesaret edemiyor. Sonuçda kazanma ihtimalin %50 ve 2 defa binlerce insanın içinde şarki söyliceksin dans edeceksin. Bende şey diye neşeli konuştum belki sen olmaz mı?" Buse'nin susmasıyla ona baktım uzun konuşmuşdu baya bi."
Hayatım boyunca yaptığım güzel şeyler olmuştu fakat en güzelini ses ve dans'da yaptığımi düşünüyordum. Bunun için eğitim bile almıştım. Eğer bu seçmeleri kazanırsam bunu yapabilirdim bence.
"Buse bunu biraz düşüncem tamam mı?" dedim ona bakarak. Buse değişik bir ses çıkarıp boynuma atladı. Ve evet değişik hic bir ses'e benzetemediğim bir ses. Gülerek bende sarıldım. Buse gerçekten çok güzel bir kizdı fiziksek olarak iç güzellik olarak. Temiz bir kalbi olduğunu anladım ne kadar yeni tanışsak da iyi anlaşacağımızı adım kadar iyi biliyordum.
Helloo ben geldimm. Çok üzgünüm kaç gündür bölüm atmadım ama okulların açılmasıyla bir yığın ödev verildi.Ama bir gün belirleyip haftada ona göre atıcam artık. Umarım beğenirsiniz bölümü. Birde 100 okumayı geçmişiz çok teşekkür ederim, iyiki varsınız.
Vote yorum.♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kum Tanesi
ChickLit. "Beni de mi güzel buluyosun?" dedim birden. Neden sordum niye sordum hiç bir fikrim yokdu. Aren diliyle dudaklarını ıslatıp "Güzelsin minik." dedi. Minik kelimesini kullanmıştı. Kaşlarımı kaldırdım. "Ben minik miyim." "Yok ben miniğim küçüçüksü...