G-Eazy - Sober ft. Charlie Puth
*
Sigara içmek için yaşımı beklemedim. Zaten genelde insanlar bekleyemiyor. Nasıl olsa söz konusu zararsa, paranın ve yaşın bir önemi yoktu. Hiçbir zaman beklemeyi öğrenemedim. İçtenlikle gülmeyi bile pas geçtim sigarayı elime aldığımda. Böyle yaşamayı sürdürmek güzeldi. Bugün sigara içseydim, muhtemelen balkona bile çıkmayacaktım. Yemek yapmak için tencereye ihtiyaç duymamak gibi. Ne kadar da saçma.
Fakat diyorum ya, daha önce de demiştim. Sigaraya ihtiyacım vardı.
Bir balkon ve bir de sigaraya ihtiyacım vardı.
Düşünmek istemiyordum. Fakat sigaranın ucunu ilk tutuşturduğum saniyeden itibaren aklıma hücum edecek onlarca düşünceden de haberdardım. Söz konusu ben olmaktan çıkmıştı. Söz konusu tamamen Taehyung'du. Tamam, belki biraz ben de olabilirdim fakat konumuz bu noktada cidden Taehyung'du.
Yoongi mutfağa dehşetle girip Taehyung'un yakalandığını söylediğinden bu yana birkaç saat geçmişti. Jimin mahvolmuştu. Tek kelimeyle mahvolmuştu. Seokjin'in de ondan geri kalır yanı yoktu tabi. İkisi de berbat durumdaydı. Yemekten sonra Jimin'in isteği üzerine odama çıkmıştım. O da peşimden gelmiş bana temiz kıyafetler çıkararak hiçbir şey olmamış gibi odadaki banyoyu göstermişti. Fakat boğazındaki düğümü görmemek için gözümün önünde siyah bir perde olmalıydı. Yutkunamıyordu. Gözleri kıpkırmızıydı ve yutkunamıyordu. Her an ağlamak üzere olduğunu farkedebilmiştim. Piminin çekilmesini bekleyen bir bombaydı.
O bana banyoyu gösterirken hiç sesimi çıkarmamış yalnızca gösterdiği yere girmiştim. Bu durumda sessiz kalmak benim için en doğru seçenek gibi görünüyordu. Jimin de soru sormamama minnet eder gibi bakmış ardından kapıyı çekerek beni odada yalnız başıma bırakmıştı. Zor da olsa kendimi banyoya atıp duş alabilmiştim. Kafamın için sürekli hareket halinde o soru işaretlerini susturmak zor olmuştu tabi. Sanki mümkün olurmuş gibi suyu son seviyeye getirip suyla beraber gitmesini dilemiştim. Fakat olmuyordu. İçime çektiğim her solukta beynime batan kamçısı izin vermiyordu.
Şimdi ne olacaktı?
Beni serbest bırakacaklar mıydı? Belki Taehyung yakalandığı için benimle işleri bitmişti ve serbest bırakıp gitmeme izin verirlerdi. Böylece ben de hasretini çektiğim evimin yolunu tutup Hoseok'a kavuşabilirdim. Daha sonra her şeyi enine boyuna anlatıp birlikte ne yapacağımıza karar verirdik. Hoseok strateji üretmekte iyiydi. Önerilerini uygularken çelişki duymazdım. Muhtemelen gittiğim gün polise gidecek ve ona anlattığım her şeyi polise de anlatmamı isteyecekti. Tabi araya b planı ya da c planı sıkışmazsa olacaklar aynen böyleydi. Fakat anlatacaklarımdan sonra Hoseok'un böyle basit bir şey yapmamı isteyeceğini de sanmıyordum. Hoseok zekiydi. Muhtemelen bunun ilerisini görecekti. Fakat bilmiyordum işte.
Beni serbest bıraksalar bile gidebilir miydim bilmiyordum.
Hoseok'un başını yeterince derde sokmuştum. Her şeyi onun için çıkışı zor hale getirmiş üstüne bir de habersiz bırakarak aklını yemesi gibi bir ihtimalle karşı karşıya bırakmıştım. Sorumsuz herifin tekiydim. Benim için tereddütsüz canını ortaya koyacak bir adamı yüzüstü bırakmıştım. Omuzlarına öyle bir sorumluluk yüklemiştim ki nefes alabildiğinden bile şüpheliydim. Onca zahmete girip benim için iş bulmuştu. Her şeyi benim için yapmıştı ama benim yaptığım şey onu yüzüstü bırakmak olmuştu.
Gitmeye cesaretim yoktu.
Gidebilir miydim bilmiyordum. Beni bıraksalar bile gitmeye cesaretim yoktu. Cesur davranıp söyleyebileceğim tek şey buydu. Gitmeye cesaretim yoktu. Ne yapacaktım hiçbir fikrim yoktu. Taehyung'u yakalamışlarsa bile sorguda mutlaka adım geçecekti. Nerede olduğumu soracaklardı. Taehyung beni ele verir miydi? Polisler yerimi biliyor muydu? Öyle olsa bile şu an buradayken başta Yoongi ve Jimin olmak üzere Seokjin'in de başını belaya sokmuş olacaktım. Şu an beni saklıyorlardı ve eğer bu mülkün Yoongi'ye ait olduğu ortaya çıkarsa en az benim kadar suçlu konuma düşeceğini biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
grindhouse // taekook
FanfictionBana nefesini ver, kalbimden kalbine sonsuz adımlar atayım. Bitmeyecek gecelerimize bir kadeh kaldıralım ve gülerek, severek, birbirimizi parçalarcasına sevişelim. Diz kapaklarını ellerimle tutup bacaklarını açayım; cennetine ürkek bir giriş, dudakl...