Cigarettes After Sex - Apocalypse
Lana Del Rey - Shades Of Cool
The Doobie Brothers - World Gone Crazy (Taehyung'un arabada eşlik ettiği şarkı)*
Her insanın bir politikası, her insanın zimmetine geçen ideolojik bir politikasyonunun tek bir zaaf ile hiç edilişi gibi basit bir tahayyül kısır döngüsü içerisinde tekrarlanan zaafsal sorunları vardır. Basit bir dille kırılma noktası; en zirvedeyken saniyeler içerisinde zemini boylamanıza sebebiyet verecek görünüşte spesifik, içerisinde oldukça kapsamlı bir kavramdır. Psikolojide fobiyle tamamlanan bir takım bozuklukların arasında başlıca en tehlikelisi olarak adlandırılır. Tabi bu bir öngörü. Bunun dışında zaaflarının ardına saklanan insanlar, zaaflarını ardına saklayan insanlardan daha az riske girmiş olur. Buna bir yerde itiraz ediyorum. Bana göre insan, açık piyasa işlemlerinin basit bir örneğidir. Bankaların herhangi bir açıkta piyasadan tahvil satın alıp para miktarını arttırabilme ve aynı şekilde piyasaya tahvil sürüp müdahil olabilme yetkileri vardır. Paranın her zaman bir geleceği olduğu gibi olağanüstü durumlarda bile beklenen rakam üzerinden bir geleceği olduğu tartışılmazdır. Tıpkı ekonomide olduğu gibi bizlerin de hislerimizi kontrol edebileceğini inanıyorum. Çetelesini tuttuğunuz paraya bir gelecek çizmek, ekonomiyi bu geleceğe dahil etmek ya da bu geleceğin dışında tutmak oldukça kolaydır. Hayatımıza giren insanların nasıl insanlar oldukları bellidir. Onlarla vaadedilen gelecekle ilgili her zaman bir beklentimiz vardır. Dolayısıyla, insanın hislerinin önüne geçip bir gelecekten kendi rolünü çıkarması da oldukça mümkündür. İşte tam bu noktada beyin bir merkez bankası niteliği taşır. Kalbin abartılanın aksine kan pompalamak dışında pek bir hükmü yoktur. Beyin ondan üstündür ve isterse kalbe giden damarların yolunu bile tıkayabilir. Söylediğim gibi, her insanın bir politikası vardır. Hayatım boyunca buna inandım ve bunu kontrol edemediğim bir zaman dilimini belki de hiç yaşamadım.
Bundan önceye dek.
Şimdi Kim Taehyung'layken zihnimi kemiren yılanların güzelliğine ağlıyordum. Birileriyle, çarşaf kirletmekten öteye gidemediğim birileriyle oturduğum seks sonrası kahve masalarında kuantumdan uzağa gitmeyen sohbet konularım onun parmaklarının teğet geçtiği iki şakağımın arasında can bulup çoğalıyordu. Benden şimdi Kim Taehyung'u anlatmamı isteseler onlarca sayfa kirletir, onlarca söz eskitirdim.
Kim Taehyung mu? Her şeyden habersiz içimin küflü duvarlarına tablolar asıyordu.
Yandın, diyordu içimdeki köşeler, sen var ya fena yandın.
Haberi yoktu, kamburum bıraktığımız akşam fısıldadığı şiir olmuştu.
Konuşmamıştık. Gideceğim dedikten bu yana konuşmamıştık. Kucağında titreyen bedenimi sarmalamıştı daha da. Omuzlarımı öpmüştü hiç yorulmadan. Eve dönmüştük sonra. Birbirimize bakarak uyuyakalmıştık. Hiç konuşmamıştık. Bu süre boyunca ne o ağzını açıp tek kelime etmiş, ne de ben konuşabilmiştim. Yalnızca birbirimize bakmıştık işte.
Tıpkı uyandığımdan bu yana yaptığım gibi.
Tek fark onun gözlerinin kapalı, huzursuz bir uykuyu tadımlıyor oluşuydu. Tüm gece uyumamıştı. Tüm gece uyumadan beni izlediğini biliyordum. Gözlerim kapalı olsa da görmüştüm işte. En sonunda bedeni yorgun düşmüş olmalıydı. Şimdi tek elinin üzerine yatıyorken o parmaklarının güzelliği içimde bir yerleri deli gibi ağrıtıyordu. Serçe parmağı tam sağ gözünün altında duruyordu ve diğer dört parmağının onca güzelliği tek yüzünün altında dinleniyordu.
Ve işte acıyordu. Acıyınca böyle oluyormuş, diyordum ona baktıkça kendime, yürek yanınca beden de böyle demleniyormuş.
Ne çok izledim bilmiyorum. Ne çok baktım yüzünün her bir çizgisine, ne çok değdim gözünün altındaki o efsunlu lekeye bilmiyorum. Her değdiğim gibi içimde durmaksızın çoğalan serzenişlere de kulak asmıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
grindhouse // taekook
FanfictionBana nefesini ver, kalbimden kalbine sonsuz adımlar atayım. Bitmeyecek gecelerimize bir kadeh kaldıralım ve gülerek, severek, birbirimizi parçalarcasına sevişelim. Diz kapaklarını ellerimle tutup bacaklarını açayım; cennetine ürkek bir giriş, dudakl...