||Bölüm 2||

366 29 8
                                    

Bir sarsıntı ile gözlerimi açtım. Sanırım varmıştık. Yine aynı şeyler olucak. Geçmişi hatırladığımda birden gözlerimden yaşlar gelmeye başladı. Şu anda deli gibi ağlıyordum. Sesimin çıkmaması için elimi ağzıma kapattım. Sarsıntı kesilmişti.

Kutunun kapağı yavaşca açılıyordu. Adam beni görünce şok olmuş bir şekilde bana bakıyordu. Olamaz onun karşısında ağladım. Kesin ceza vericek. Bu düşünce ile daha çok ağlamaya başladım.

Adam ellerini bana doğru uzatırken korkuyla geri çekildim. Ve konuşmaya başladım.

"Yaklaşma bana!"

"Neden?"

"S-sana yaklaşma dedim!"

"Merak etme. Birşey yapmıycam. Sadece kutudan çık tamam mı?"

Sesi çok yumuşak ve güvenilir geliyordu. Acaba ona güvenebilir miyim? Hayır güvenemem. Tüm insanlar aynı.

Yavaşca kutudan çıkmaya başladım. Adamda biraz geri çekildi. Ayağa kalktım ve eve baktım. Evi gerçekten güzeldi. Modern bir şekilde dizayn edilmişti. Adama baktığımda aslında yakışıklıyda. Altın sarısı saçları ve zümrüt yeşili gözleri vardı.

Montunu askıya astı ve bana döndü. Üstüme doğru yürümeye başladı. Ben geri çekildikçe üstüme geliyordu. Birden elini uzatınca korkuyla yere düştüm. Kollarımı yüzüme siper ettim.

"Şhtt sakin ol. Sana zarar vermiycem."

"Sana inanmıyorum." diyerek koştum. Tanrı aşkına şu anda bir evin içinde adını bile bilmediğim bir adamdan kaçıyorum.

Bir oda buldum ve içeri girdim. Kapıyı kilitleyip odaya baktım. B-burası bir neko için hazırlanmış bir oda. İçinde oyuncaklar, süsler ve bir neko yatağı var.

Bu odayı benim için mi hazırlamış yani?

Birden kapıyı açmaya çalıştı. Korkuyla dolabın arkasına saklandım. Kilitli olduğunu farketmiş olacak ki kapıyı zorlamayı bıraktı. Bu sefer kapıyı tıklattı.

"Hey! Akira, merak etme sana zarar vermiycem. Şimdi kapıyı açar mısın?"

Ne yapmam gerek? Kesin kaçtığım için daha çok ceza vericek. Korkuyorum...

Yavaşca kalktım ve kapıya doğru ilerledim. Kilidi çevirip kapıyı yavaşca açmaya başladım. Kafam eğik, yiyeceğim tokadı beklerden, birden kafamda bir el hissettim. Olamaz kulaklarımın arkasını okşuyor. Oradan cok huylanıyorum. İstemsiz olarak mırlamaya başladım. Birden kuyruğum sağa sola sallanmaya başladı. Kıkırdadı.

Hayır, bunun olmasına izin veremem. Hemen elini ittim ve dolabın arkasına saklanıp ağlamaya başladım.

"Akira. Bak sana zarar vermiycem. Benim adım Haru. Ben asla bir nekoya zarar vermem. Merak etme"

Titreyek konuşmaya çalıştım.

"O-oda a-a-aynısını *hıck* demişti. A-ama s-sonra- *hıck*"

Devam edemeyip hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

"Şhtt sakin ol. Bişey olmıycak. Hem oda kim?"

"E-e-eski s-s-sahibim."

Sonlara doğru sesim kısılmıştı.

"Eski sahibin mi?"

Evet anlamında başımı salladım.

"Sana zarar mı veriyordu?"

Korkuyla Harunun yüzüne baktım ve hemen başımı geri kollarımın arasına sokup ağlamaya devam ettim.

"Sana o adam neler yaptı anlata bilir misin?"

Ne diycem ben şimdi. Anlatmalı mıyım? Sanırım anlatamıycam.

Hayır anlamında başımı salladım.

"Peki. Ama bilki ben sana zarar vermiycem. Bide barınakta seni almak isteyen insanlara zarar vermen bu yüzden miydi?"

"E-evet"

"Neyse. Aç mısın, bir şeye ihtiyacın varmı?"

Aslında açtım. O barınkta doğru düzgün yemek vermiyorlardı. Ama hala Haru ya güvenmiyorum. Eski sahibim sürekli yemeğime ilaç atıp vücudumu geçici olarak felç edip bana dokunuyordu. Ya Haru da aynısını yaparsa.

"B-bişeye ihtiyacım yok."

"Tamam. Seninde gördüğün kadarıyla bu oda senin. İçine ihtiyacın olabilecek çoğu şeyi koydum. Sadece kıyafetlerin eksik. Onları da sonra alıcaz. Ama üstündekikeri değiştirmen gerek. Benim kıyafetlerimden giyebilirsin. Tamam mı?"

"T-tamam"

"Ama önce banyo yapmalısın"

Ne dedi o? Banyo mu? Asla girmem. Sudan hoşlanmıyorum.

"Ben banyoya girmem!"

"Neden?"

"Ş-şey...istemiyorum işte girmiycem!"

"Giriceksin işte!"

Birden kolumu tutmaya çalıştı. Olamaz, kesin bana zarar vericek. Korkuyla gözlerine baktım. Gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Elini geri çekti.

"Akira, ben özür dilerim."

Kolumla gözlerimi sildim ve kafamı yere eğdim.

"Ö-önemli değil."

"Neyse. Neden banyoya girmek istemiyorsun?"

"Şey, e-eski sahibim beni banyo yaptırırken canımı çok y-yakıyodu *hıck* ve... ve bana d-dokunuyordu- *hıck*

Gözyaşlarım yüzümden yavaşca akarken Haru bana bakıp,

"Özür dilerim ama tekrar ediyorum sana zarar vermiycem. Tamam mı?"

"T-tamam."

"O zaman gel seni bir güzel yıkayalım."

"P-peki."

Yerimden kalktım ve Haruyu takip ettim. Üst kata çıkıp bir kapının önünde durduk. Haru kapıyı açıp içeri girdi. Bende peşinden girdim. Başımı kaldırıp ona baktım.

"Hadi Akira. Çıkar kıyafetlerini."

Yavaşca başımla onayladım ve kıyafetlerimi çıkarmaya başladım. Tamamen çıplak kaldığımda utançtan kafamı kaldıramıyordum. Küvet dolunca yavaşca içine girdim. Su ne soğuk ne sıcaktı. 

Haru saçlarıma şampuanı döküp yıkamaya başladığında, yüzümün, kırmızının her tonuna girdiğine eminim.

***

Banyoyu yapıp bitirince Haru beni kucaklayıp odasına taşıdı.  Beni yatağa oturttu ve gardırobunun yanına gitti. Elinde pijama ile bana döndü.

Yavaşca havluyla vücudumu kurularken huylandım ve birazcık -azıcık yani çok değil- mırladım. Tabi Haru buna gülerek karşılık verdi.

Pijamaları giydirdikten sonra geri çekildi ve beni süzmeye başladı.  Üstüme baya büyük geldi. Sanki kıyafetlerin içinde kayboldum.

"Akira, ne kadar küçüksün böyle. Bunlar bana küçük gelen pijamalar ama sana büyük oldu."

Ben cidden o kadar küçük müyüm yaa~

Ben ne kadar küçük olduğumu düşünürken Haru'nun sesiyle transtan çıktım.

"Pekala, o zaman seni odana götürelim ve uyu. Tamam mı?"

Evet anlamında başımı salladım. Geri beni kucağına alıp odasının çaprazındaki odaya girdi ve beni yatağa bıraktı.

"İyi geceler."

Deyip çıktı.

Yorganın altına girdim ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Devam edecek...

Umarım beğenmişsinizdir. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.

Yazar kaçtı~😘

Yeni Sahibim || Yaoi || Neko ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin