KARŞILAŞMA

89 15 4
                                    

Evet ikinci bölüm. Kafamdaki kurguyu yeteri kadar yansıttığımı düşünüyorum. Biraz kısa bir bölüm oldu Fakat daha olay başlamadığı için normal olmalı :) .





İlk defa bu kadar net ve kendine güvenen bir hasta ile karşılaşıyordum. Gerçi karşımda her ne kadar emekliye ayrılmış olsa da bir türk subayı duruyordu. Bu kadar net olmasına şaşırmamam gerekiyor. ''Anladım Kenan. Sana Kenan diyebilirim de mi?'' diye sorarak karşısında ki tekli sandalyeye oturdum. ''Tabi '' diyerek beni onayladı. ''Pişmanlık duyduğun şey için yardım istiyorsun. Bana pişmanlık duymana sebep olan olayı en başından anlatabilir misin ? '' diyerek olayı temelinden anlatmasını istedim. önce derin bir nefes aldı. sonra kafasını kaldırıp tam gözlerimin içine bakarak anlatmaya başladı.

''Aslında her şey 4 yıl önce başladı diyebiliriz. Yeni bir görev vardı. Hava Kuvveti ile ortak bir operasyon olacaktı. Bunun için bölük komutanımızla tim komutanımız Eskişehir Hava Kuvvetleri Komutanlığı 1. Ana jet Üssü'nü ziyaret edeceklerdi. Fakat tim komutanımızın eşi doğum yaptığı için onun yerine benim gitmem gerekmişti. Görev basitti. Hakkari'den Eskişehir'e gideceğiz beraber görev yapacağımız filoyla kısa bir tanışma, operasyon için gerekli kararlar falan ve sonra geri dönecektik. Ama her şey o kadar basit gelişmedi en azından benim için. Harekat merkezine girdiğim ilk anda sanki onu hissetmişcesine vücudum titredi resmen. İçim anlamlandıramadığım bir dürtü oluştu. O dürtüyle kafamı kaldırdım ve onu gördüm. Üzerinde bizimkine nazaran mavi ağırlıktaki kamuflajı, doğal rengini bozmadığı örülü saçı ve koyu kahverengi gözleri ile bana bakıyordu. Gözlerinde ki şaşkınlığı bi an kendi şaşkınlığımın yansıması sandım. Fakat kesin olan şey o da ben de birbirimizi görmeyi beklemiyorduk. Kendini ilk o toparladı öne kaşlarını çattı sonra bakışlarını çekerek yüzünü bölük komutanına çevirdi. Bende kendimi toparlayarak görevime odaklandım. Toplantı boyunca profesyonelce dikkatini tek bi an bile kaybetmeden görevine odaklandı. 10 yıl önce olduğu gibi yine beni etkilemeyi başarmıştı.''

''10 yıl, anlattıklarına bakılırsa senin için uzun bir zaman dilimi olmuş sanırım.'' diyerek konuşmasını böldüm. ''Evet 10 yıl içerisinde harp okulu ve sonraki görevlerim derken çok yoğun geçti. Benim için uzun bir zaman dilimi oldu.'' dedi. '' Bu bahsettiğin kişi yanlış anlamadıysam aşık olduğun kişi değil mi?'' Diye sordum. Önce yüzünde bi tebessüm oluştu sonra ''Evet. Zeynep, ilk aşkım. Onu ilk lise de görmüştüm. Ben liseyi Hatay'da okudum. Lise sondayken nakille İskenderun Cumhuriyet Anadolu Lise'sine geçmiştim. Zeynep'i de ilk o zaman beyaz okul formasının üzerine giydiği mavi bir kazak, siyah kot pantolon, siyah bir bot, dağınık ve öylesine topladığı belli olan bir topuz ve elinde tuttuğu ders kitapları ile görmüştüm. Nedense o gün aklımdan hiç çıkmıyor. Ben eşit ağırlık sınıfındaydım oysa sayısal sınıfındaydı. Salı günüydü onların son 2 dersi boştu. Müdür yardımcısı dershanesi olanlar için erken çıkmalarına izin veriyordu. Zeynep'in sınıfından bi iki arkadaşım vardı. Beraber arkadaşlarımla yemek yeyip dershaneye geçecektik benimde son iki dersim boştu bu yüzden bende çıkmıştım. Okul kapısında dolmuş bekliyorduk işte Zeynep'i ilk o zaman gördüm. Bir arkadaşıyla sohbet ediyordu. Beni ona çeken tam olarak neydi bilmiyorum. Belki daha önce hiç bir surette eşi benzeri olmayan gülüşü belki de koyu kahvelerini çevreleyen uzun kirpikli sürmeli gözleri bilmiyorum. Arkadaşıyla konuşurken bi anda durup sanki hissetmişcesine bana baktı ve ilk kez o anda göz göze gelmiştik. Sonra arkadaşının seslenmesiyle kaçırdı gözlerini benden ama ben o gözlere takılı kalmıştım bir kere.'' sonra birden sustu.

''Peki sonra ne oldu?'' diye hikayenin, merak ettiğim devamını öğrenmek için bi adım attım ama aldığım bu cevap gerçekten beklenmedikti.

Kafasını iki yana sallayarak ''Hiçbir şey'' dedi.









Aşk Bahaneleri Beklemez-(Bir Psikoloğun Günlüğü Serisi -1- )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin