1

3.2K 63 10
                                    

Gözlerimi semaya dikip onu düşündüm. Boncuğumu... Iki haftadır görevdeydik ,üstelik telefonlar da çekmiyordu. Haliyle benim özlemim de boyut atlamıştı.

O sırada " yine mi minnoşunu düşünüyon lan?"  temalı bir bağrış duydum. Evet mücahit abicim, her yerden çık. Kızla konuşurken de araya gir , düşünürken de .

"Yok abi öyle işte şey ya, genel ,hayatı falan sorguluyorum. " kıvırtmaya çalışmam mücahit abiyi eğlendirmiş olmalı ki " çaylak oldu filozof " dedi alayla.

Cevap vermeme fırsat bırakmadan devam etti " ama müco abin sana bir kıyak geçecek. " merakla ona dönüp " ne kıyağı abi?"

"Telefonun çektiği bir yer buldum git de ara minnoşunu." Dedi.

Sevinçle ona sarılıp " abi adamsın."diye bağırdım. Beni itip gülerek " yürü lan." Dedi.

Dağ bayırda biraz yürüdük ve çeken yeri nihayet bulduk. Belki arayabilirim umuduyla şarjını hiç harcamadığım telefonumu çıkardım.

Kameradan saçımı başımı düzeltip boncuğumu aradım. Onu beklerken çevreye bakındım ve oha lan! Mücahit abi gitmiş.

Beni düşüncelerimden ayıran aşık olduğum sesti. "Feyzullah..."

Ekrana bakakaldım. Işte aşık olduğum, her gece rüyalarıma giren kızla nihayet konuşabiliyordum." Boncuğum..."

Ve o aşık olduğum gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Sanki silebilecekmiş gibi elimi uzatıp ben de ağlamaklı bir sesle " ağlama." Dedim. "Ağlama , kıyamam..."

"Feyzullah seni öyle çok özledim ki. Hrr gün aramanı bekledim. Telefonu şarjdan hiç çıkarmadım ararsın da duyamam diye. En kötüsü iyi misin kötü müsün, yaşıyor musun yaralı mısın bilememekti. Çok özledim seni be feyzom" dedi aralarda hıçkırarak.

Ben senin gözünden akan her damla yaş için dünyayı yerinden oynatırım da vatan söz konusu be güzelim.

"Ben de seni çok özledim boncuğum. Deli gibi hem de. Hep aklımdaydın ama telefon çekmeyince arayamadım. Sesini, kokunu, bana kızmanı ... ama en çok da gözlerini ve bana böyle bakmanı özledim."

Ikimiz de alnımızı ekrana dayayıp birbirimizi dinledik. Biraz sonra suyu incelediğimde gözlerinin altının şiş olduğunu ayrıca dudağının ve kaşının patlamış olduğunu gördüm.

Endişeyle ona bakıp " su, güzelim senin gözlerinin altı neden şiş?" Diye sordum.

Gözbebekleri hafif büyüdü ve " uykusuzum biraz. Gece uyuyamadım,ondan. " dedi.

Yalan söylüyordu. Tek kaşımı kaldırıp " peki ya kaşın ve dudağın?"diye sordum.

Dudaklarını ısırıp " düştüm"diye mırıldandı.

Tekrar yalan söylemesiyle kaşlarımı çatıp "su ,yalan söylemeyi kes. Noldu?"dedim.

Endişeyle "Ya feyzo dediğim gibi işte kapı çarp-" sertçe sözünğ kesip "suu." Diye uyardım onu.

Kaçamayacağını anlayınca gözünden bir damla yaş aktı. Kendimi sakinleştirmeye çalışıp onu cesaretlendirdim. " su hadi boncuğum anlat."

Derin bir nefes alıp " ben aslında sen üzülme diye bir süre söylemeyecektim ama ... feyzo babam beni başkasına vermeye karar vermiş. Istemeyince de böyle oldu." Dedi suratını göstererek.

Kulaklarım uğulduyordu. Sinir kriziyle karışık ağlamanın eşiğindeydim ve sakince devam edemeyecek kadar çıldırmıştım. Ama sakince sordum "yani?"

Su derin bir nefes alıp beni yıkacak şeyi söyledi . " ya bir hafta içinde gelir beni alırsın, ya da ben başkasıyla evlenmek zorunda kalırım feyzullah..."

Helloooo! Bölüm ilk bölüm olduğu için kısa ama sonralarda uzatacağım. Feyzullah ve boncuğu hakkında bir hikaye ❤ başka çiftler yok. Yani araya katarım sıkıştırır böyşe ufak ufak serpiştiririm ama ön planda feyzullah ve suyu düşündüm.

Istediğiniz başka bir çift varsa bekliyorum. Yorum atarsanız sevinirim😚








AŞKINA DIVANE -FEYSU-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin