"Sonra bombayı bir patlattı Feyzullah, offf anam babam" diye hikayeyi anlatmaya devam eden Mücahit Abiyi dinlerken telefonum çaldı. Aha boncuğum arıyor.
"Boncuğum?"
"Feyzullah sen neredesin? "
"Nasıl yani?"
"Ne demek nasıl yani? E hani biz düğün salonu bakmaya gidecektik! "
Hadi beee, ben onu tamamen unuttum. Ama su bunu duyarsa sinirli bir gelin olduğu için beni öldürür.
"O anlamda, haa. Ben de şimdi çıkıyordum. "
Mücahit abi "yalan yenge yalan pişmaniye yiyor" diye bağırırken ona Kaş göz yapıp itmeye çalıştım.
"Ne diyor o yine?" Diye sordu sesinden keyifli olduğu belli olan su.
"Yok bir şey demiyor. Sen hazırlan, ben geliyorum boncuğum. "
"Ben hazırım ve yarım saattir seni bekliyorum zaten Feyzullah! " dedi ve sinirle telefonu kapattı. Iki haftadır böyleydi telefon konuşmalarım, cinayet delili gibi.
Su zaten sinirli bir insanken bu düğün hazırlıkları onu iyice asabileştirmişti, can güvenliğim yoktu valla.
"Nereye gideceksiniz çaylak?"
"Abi düğün salonu bakacağız, Su birkaç yer bulmuş."
"E biz de gelelim."
"Sebep?"
"Olum ne demek sebep? Bizi kalabalık görürlerse kazık atamazlar. "
"Öyle mi diyon abi ya?"
"Hee, öyle diyom. Avcı, Karabatak, Tahir! gelin gelin işimiz var." Ateş, Tahir ve Fethi gelince keyifle devam etti. "Düğün Salonu bakacağız."
Suyu almaya gittik ve Mücahit Abiyi görünce ağzı açık kaldı. Sinirle arabaya binip "Feyzullah Keşanlı Abinin burada işi ne!!!?" Dedi. Cümlenin sonundaki ünlemi götüme bata bata hissetmiştim.
"Aaa yenge o nasıl laf? Yardıma geldik."
"Ne yardımı ya?"
"Kazıklanmayın diye, yuva kuranın yuvası olur gibisinden."
Ateş Mücahit Abiye vay kerata bakışı atıp "Yuvan olsun mu istiyorsun Keşanlı ? Buluruz sana birini."
"Ya olsun bir yuva tabi. Bu devirde şart."
"E benim tanıdıklar var diyeceğim ama onlar sana fazla normal kaçar. "Dedi Fethi. Sonra su bilmiş bir şekilde konuştu.
"Benim bir tanıdığım var, olur o sana. "
"Kim?" Dedik merakla.
"Ceren."
"Hangi Ceren?" Şüpheli soruyu soran Fethiydi.
"E bizim sarışın Ceren. (Aşık ve Cereni yakştıran varsa üzgünüm, ben Cereni Hep mücahite uyun gördüm)"
"Yav git yenge benim o deliyle ne işim olur!"
"Her neyse bunu sonra tartışırız. Şu an senden tek istediğim, karışmaman Mücahit Abi."
"Ben kim karışmak kim? "
"Göreceğiz. "
***************************************************************
"Ağğğğğğğ bak Feyzullah Allah yarattı demem boğarım, yeminle boğarım."
"Boncuğum nolur bir sakin ol, abi sen de bir sus gözünü seveyim. "
"Olum nasıl dur, tavuk pilavsız düğün mü olur ya!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKINA DIVANE -FEYSU-
Fanfiction"Boncuğum" diy heyecanla mırıldandım . Çok güzeldi, hatta fazla güzel. Boynuma atlayıp sıkıca sarıldı ,sarıldık
