4

1.1K 52 8
                                    

"Çıldıracağım ,gerçekten çıldıracağım. Bu pantolonu daha yeni almıştım.  Üstelik bayağı da para baydım."

Gözlerimi devirip acıyan ellerimi ovuşturmaya çalıştım.  Evet beceremedim çünkü ellerim bağlıydı.

Ellerim neden bağlıydı sorusuna gelirsek: Kaçırılmıştım.

Fazla Kriminal farkındayım ama bizlik bir durum yok. Bizi kaçıranların kim olduğunu söylememe gerek yok galiba.

Baran kapıya dayandıktan sonra kapıyı ben açtım. Sonrası malum...

Nazlıyı normalde kaçırmayacaklardı ama Nazlı beni bırakmazlarsa polise gideceğiyle ilgili şeyler söyleyince onu da alma kararı aldılar.

Mahçuplukla karışmış sesimle "Nazlı sen neden atar yapıyorsun adamlara? Bak ne guzel sadece beni alacaklardı. Sen de bu hallere düşmeyecektin." Dedim.

Nazlı gözlerini pörtlete pörtlete bana baktı.  "Seni alıp gitmelerine izin mi verseydim? Feyzullah benim kardeşim.  Onun sevgilisi, yani sen de otomatik olarak kardeşim oluyorsun. Kardes kardeşi satmaz değil mi?"

Ya sen nasıl bir insansın! Allahım bana böyle bir elti verdin ya şükürler olsun.

Bir süre sessizlik olunca "Bizimkiler de görevde. Allah bilir ne zaman fark ederler yokluğumuzu?" Dedim.

Nazlı umursamazca " ben polisi aradım ki."

Polis mi? Nasıl yani?  " ne zaman? "

"Ya sen kapıyı açınca aradım.  Belliydi bir sıkıntı çıkacağı. Polis gelip anlatmıştır zaten.  Bizim binada kameralar var. Bulurlar yani bizi uzun sürmez."

Naznoşşşş sen mükemmel bir detaysın. Ben ona hayran hayran bakarken merakla bana döndü.

"Ama anlamadığım bir nokta var. Bu adam hani sadece zengin bir züppeydi? Neden bizi kaçırdı? "

Gözlerimi yere indirip kısık bir sesle konuştum.  "Ufacık bir detayı atlamış olabilirim. "

Nazlı tek kaşını kaldıfıp bana baktı.  "Ne kadar ufak bir detay Su?"

Gözlerimi yerden kaldırıp hözlerine diktim. "Çocuğun mafya olduğunu söylemek gibi ufak bir detay."

Nazlı sinirli bir şekilde kahkaha attı. "Gerçekten çok ufak bir detaymış. Söylemene gerek bile yokmuş."

"Nazlı yemin ederim bizi kaçıracakları aklımın ucundan bile geçmedi.  Bilsem böyle olacağını. .."

"O zaman babanın seni zengin birine verme hikayesi falan da yalan.  Öyle mi?"

Ufak bir tereddütün ardından Evet anlamında kafamı salladım. Nazlı alaycı bir şekilde "ne guzel yalan söylüyormışsun sen öyle..."

Gözlerimin içine baktı. "Su söz veriyorum kızmayacağım ama gerçekleri bilmem gerekiyor . Sence de bunu haketmiyor muyum?"

Derin bir nefes aldım. "Evet haklısın.  Dedigim gibi Baran uzun süredir beni seviyor. Geçen gün de gelip babamdan istedi. Babam da vermeyince silah çektiler. Mecburen kabul ettik. Babam beni para için verecek bir insan degil ama başka çaremiz yoktu. "

Nazlının sert yüzü gitmiş yerine yumuşak bir kız gelmişti. "Feyzullaha neden söylemedin? "

Kendi halime acır gibi güldüm.  "Feyzullahın başında yeterince dert vardı . Bir de benimle uğraşsın istemedim. Ayrıca kan çıkardı mazallah."

Ikimiz de gerçeklerden sonra sustuk. Biraz zaman geçti ve Nazlı "off çok sıkıldım ne yapsak?" Dedi.

Tam ona esir odamızın çeşitli imkânlarından bahsedecekken kapı açıldı.

AŞKINA DIVANE -FEYSU-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin