Gözümü açtığın an gördüğüm kocaman ayı ile yerimden sıçradım. Kocaman ayının ardından Feyzonun sevimlice sırıtan suratı çıktı ve "Boncuğum" dedi neşeyle.
Elimi kalbime koyup "Feyzo? "dedim. Gülümsemesini bozmayarak " ne oldu?" Dedi.
"Bana bir şey olmadı da sen hayırdır? "Suratında hafif bir şaşkınlık oldu " Nasıl yani boncuğum?"
"Ayıcık diyorum, Hayırdır diyorummmmm." Feyzo kaşlarını kaldırıp güldü. " Çikolata da var" deyip arkadan çikolata çıkardı. Sevinçle çırpıp çikolatayı elinden kaptım.
Gofretten koca bir ısırık alıp "Sen de yer misin?" dedim.
Feyzullah birden eğilip dudağıma kapandı. Biraz emdikten sonra çekilip " Yemiş kadar oldum Boncuğum. Sağ ol " dedi.
Ağzımdaki kocaman parçayı yutarken o, muzip bir şekilde bana bakıyordu. Gözlerimi hemen yere dikip " S-Sen n-eden Ayı falan aldın?" diye mırıldandım.
Bu bizim ilk öpüşmemizdi. Öpüşme emin değilim çünkü o beni öpmüştü. Öpüşme sayılmıyor o zaman mantıken. Of kafam karıştı.
Ama çok güzeldi. Dudakları naneli gibiydi ve sıcacıktı. Galiba yaşadığım en güzel anlar listesinde ilk üçe sokabilirdim. Hatta 2. Bile olurdu ama birinci olamazdı. Bir keresinde Mehmet diye bir çocuk bana kocaman içi çikolata dolu bir kutu hediye etmişti o 1. galiba. Hoş bu çikolatalı, Feyzullahlı öpücük olduğuna göre 1. Numaraya alabilirim. Yupppiiii!!
"Sen bir kızardın mı?" Heyecanla kısılan sesimle "Galiba" dedim. Delici bakışlarla bana baktı ve sesini kısarak konuştu " Neden peki?"
Kedi gibi mırıldandım " Bu Benim İlk öpücüğümdü. Tabii bu bir öpüşme sayılıyorsa. Hoş bu kesin sayılacak ama ..." Anlamamış bir şekilde bana bakıp "anl- "
Sözünü kesen bendim. Daha doğrusu onu yakasından tutup kendime hızla çekmem ve dudaklarına yapışmamdı. Şaşkınlıktan başta hiçbir şey yapamasa da şaşkınlığını attığında karşılık vermeye başladı.
Nefessiz kalıp da ayrıldığımızda yüzüne baktım. Gözleri kilitlenmiş bir şekilde bana bakıyordu ve suratının (özellikle yanaklarının) kızardığına yemin edebilirdim.
Ellerini nereye koyacağını bilemedi, saçma sapan şekillere sokup en son ensesine koydu. Kızarmış yanakları ile şapşalca bana baktı ve " Ş-şey ben bir doktora bakayım. Gelirim hemen" dedi şapşal Gülümsemesi ile koşarak çıktı.
Arkasından kocaman bir kahkaha attım. O da en az benim kadar yabancıydı bu tarz yakınlaşmalara ve bu yüzden normal olarak utanmıştı.
Dokunmadan sevebilen adamlardandı Feyzullah. Kalplerimiz bize yetiyordu. Ama ilk öpüşmesi olmadığını biliyordum. (Mücahit abi laf arasında ağzından kaçırmıştı) Lisedeyken kendinden iki yaş büyük bir kızla öpüşmüş ilk kez.
( Feyzo Mücahit abiyi susturmak için epey çaba sarfetmişti. Bana da " boncuğum benim şu yaşıma kadar üç sevgilim oldu zaten. Vallaha bak " diye kendini savunmuştu)
Kızmamıştım ama . Mevzu benden önce yaptıkları değil, benimle yaptıkları. Geçmişi için ona kızma mantıksız olur. ( hoş sonradan Mücahit abiyi çok sıkıştırmıştım anlatsın diye ama Feyzo ne dediyse anlatmamıştı)
İti an çomağı hazırla sözünün kanıtı olarak Mücahit abi kapıyı çalmadan geldi. ( Su Mücahitten nefret etmiyor, sadece deli olduğunu düşünüyor ve uğraşıyor. Dizide bu kadar didişmiyorlar ama kitapta sürekli atışacaklar. Yine de abi kardeş gibi seviyorlar birbirlerini ♥)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKINA DIVANE -FEYSU-
Fanfiction"Boncuğum" diy heyecanla mırıldandım . Çok güzeldi, hatta fazla güzel. Boynuma atlayıp sıkıca sarıldı ,sarıldık