Bölüm 2

36 4 1
                                    

Birkaç gün sonra Eylül ve Selin buluşup parkta oturdular. İçeceklerini  yudumlayıp güzel ilkbahar havasının tadını çıkarıyorlardı. Biraz sohbet ettikten sonra kısa bir sessizlik oldu. Selin bu fırsatı kaçırmayıp muzipçe güldü.
"Ümit'i mi arasak?"
Eylül gözünü devirip ona baktı. Selin kocaman gülümsedi bu Eylül'ü de gülümsettirdi.
"Tamam, tamam arayalım."
Eylül pazar günü aradıkları numaraları açıp çocuğun numarasını buldu ve hızlıca tuşlara bastı. Telefon kısa sürede açıldı.
"Merhaba."
Selin telefonu ağzına yaklaştırdı.
"Merhaba."
"Nasılsın?"
Selin kocaman gülümsedi.
"İyiyimmm sen nasılsın?"
"İyiyim."
"Güzel."
Ümit'in sesi sakin ve hoş geliyordu ve her kelimeden sonra tatlı tatlı gülüyordu.
"Sen herkese mi sapıklık yapıyorsun yoksa..."
"Tek sen." Selin kıkırdadı.
"Yemin et."
Selin Eylül'e baktı. Eylül bir kaşını kaldırdı.
"Yani senden önce tabii başkalarına da sapıklık yaptım."
Kıkırdadı. "Ama seni aradıktan sonra başkalarını aramadım. Gerçekten."
Ümit mırıldandı.
"İyi o zaman." Biraz durdu. "Ya sen normalden arasana. Kim verdi numaramı sana?"
"KİMSE VERMEDİ. Sadece salladık ve sen çıktın."
"Doğruyu söyle."
"Doğruyu söylüyorum."
"İyi."
Selin atıldı. "Kaç yaşındaydın sen? 27 mi?"
Ümit mırıldandı.
"Yani."
"Nasıl yani? Emin değil misin kaç yaşında olduğundan?"
Ümit bir şeyler söyledi ama parkın yakınlarından gelen inşaat sesleri yüzünden hiç bir dediği anlaşılmadı. Selin omuz silkip sordu.
"Sesimden yaşım kaç gibi geliyor?"
Ümit biraz durdu.
"Küçük yani 13 gibi."
Selin bir kaşını kaldırdı Eylül de kıkırdadı ve telefonu ağzına yaklaştırdı.
"Ya ben? Sence ben kaç yaşındayım?"
"15"
Selin dudaklarını büzdü.
"Ama ben ondan ay olarak büyüğüm."
Ümit güldü.
"Ama sesin çocuk gibi."
"Bu kötü bir şey mi? İnce mi?"
"Hayır yani ince ama kötü mü bilmiyorum. Değildir ya."
"Ya inanmıyorum sana." Elini ağzına bastırdı. "Bu kötü değil bence çok tatlı."
"Evet." Ümit biraz durdu. "Ee neleri seversin?"
"Alışveriş yapmayı çok severim her gün yaparım." Kıkırdadı. "Bir de yemek. Sen neler seversin?" Fısıldadı. "Seni de."
Ümit kıkırdadı.
" Ben de gezmeyi severim."
"Zengin mısın?"
"Valla cebimde 20 lira var."
"20 liraya nasıl alışveriş yapacağız? Nasıl yemek yiyeceğiz? "
Eylül atladı.
"Arkadaşım 21 forever, coco chanel, gucci, victoria's secret gibi mağazalardan aşağı giymez."
Selin onayladı.
"Evet giymem."
Ümit güldü.
"O zaman seninle buluşunca ilk önce alışverişe gideriz, sonra yemek yeriz..." biraz durdu sonra muzipçe gülüp devam etti. "...sonra da benim evime gideriz."
Selin kızardı.
"Abartma. Rusuz diye şey sanma yani annem de Sivaslı dedim. Yani alışverişi yaparız, yemek yeriz, senin paranı yerim sonra ben evime giderim sen de evine gidersin."
İkisi de kıkırdadı.
"O da olur."
"Mmmm sence esmer mıyım, sarışın mıyım, kumral mıyım?"
"Esmersin."
Eylül yine atladı.
"Peki ben?"
"Kumral."
Selin telefona iyice yaklaştı.
"Ama bence ben kumralım."
Ümit fısıldar gibi konuştu.
"Bence en güzel kızlar esmer kızlar."
"Yani sence güzel miyim?"
"Yani güzelsindir inşallah. Boşa konuşuyor olmayayım."
Selin kahkaha attı.
"Güzel miyimdir?"
"Kalbinin güzelliği yüzüne vurmuş."
Selin bir daha kahkaha attı.
"Kalbim güzel mi?"
"Evet konuşmalarından öyle anlaşılıyor."
"Ayyy teşekkür ederim."
Ümit sanki sormak için çok beklemiş gibi atıldı.
"Fotoğraflarıma baktın mı?"
"Sadece whatsApp profiline baktım."
Ümit kıkırdadı.
"Facebooktan resimlerime baksana."
Selin sanki Ümit karşısındaymış gibi işaret parmağını salladı.
"Sen çok fenasın. Facebook hesabına bakayım da en son profiline girenlerden beni bul değil mi? Uyanık seni."
Ümit kıkırdadı.
"Hemen anladın."
"Anlarım ben."
Bir sessizlik oldu. Sessizliği bölen Ümit oldu.
"Peki dans etmeyi sever misin?"
"Yani."
"Tango yapabilir misin mesela?"
"Tabii alasını yaparım."
Eylül bağırdı.
"En güzel twerk yapar."
Ümit'in gülmesinden hoşuna gittiği anlaşılıyordu.
"Onu o zaman yanlız kalınca yaparsın."
Selin yanlız kalmayı yanlış anlayıp "tabii" dedi. Sonra anlayıp kızardı.
"Sapık seni."
Ümit muzipçe güldü.
"Iyi olur ama."
"Hayır!"
Ümit fısıldadı.
"Ne zaman normalden arayacaksın? Bir gün mü, iki gün mü?"
"Uslu bir çocuk olursan düşüneceğim."
"Ama eninde sonunda kim olduğunu göstereceksin değil mi?"
"Olabilir."
"Off olabilir deme. Öğrenmek istiyorum. Buluşalım mı?"
Selin kıkırdadı.
"Ben Rusyadayım." Eylül'e dilini çıkartıp güldü.
Ümit doğal olarak inanmayıp sordu.
"İstanbul'a geleyim mi?"
"Ben Istanbul'a gelince söylerim gelirsin."
"Gerçekten kim olduğunu söylersen yanına gelirim."
"Bakarız." Konuyu değiştirmeye çalıştı. "Kısa ve dekolteli giymeme izin verir misin?"
Kıkırdadı.
"Boyuna ve dekoltesine bağlı."
"Mesela sırtı tamamen açık olsa ve kısa olsa?"
"Görmem lazım. Dekolte nerede bitiyor ona bağlı."
"Mantıklı. Bak çok güzel cevaplar veriyorsun hoşuma gitti."
"Tabii."
Ümit tatmin olmuş gibi güldü.
Selin Eylül'e baktı. Çok sıkılmış görünüyordu.
"Ben kardan adam yapacağım kapatsam iyi olur. Bilirsin Rusya soğuk."
"Ah tabii."
Ümit güldü.
"Görüşürüz."
"Önce sen kap..."
Selin cümlesini bitirmeden Ümit telefonu kapattı.
"Odun." dedi gülerek. "Pis odun!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 03, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Call MeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin