23. Bölüm : DÜĞÜN MÜ ?

312 37 64
                                    

Yaklaşık üç saat süren sessiz yolculuğun ardından dayanamayıp sordum ;

- Daha ne kadar gideceğiz Youngjae ?

- Yolculukları sevdiğini sanıyordum.

- Seviyorum ama saatlerdir yollardayız. Hem acıktım hem de oturmaktan sıkıldım.

- Daha Çin'i yeni geçtik. İstersen Türkiye'de dinlenebiliriz. Ne dersin ?

- Neden şimdi değil de oraya gittiğimizde ? Coğrafyam çok da kötü değil. Önümüzde en az 5-6 ülke daha olduğunu biliyorum.

- Arabanın sınırlarını zorlayacağım Angel. Bir kerede en fazla o kadar yaklaşabiliyoruz. Bütün ışınlanma enerjisini bitirdiğim zaman araba normal şekilde bile gidilemez halde olacak.

- Bu araba ışınlanabiliyor mu ?

- Sadece rüya alemine giren bir araba ne işime yarayacaktı ki ?

- Yani istersek geri Kore'ye dönebiliriz. Öyle mi ?

- Aklından geçen şeyi tahmin edebiliyorum. Bu olmayacak !

Kollarımı bağdaştırdım ve kafamı gerime yaslayıp yola baktım.

- Ne geçti ki sanki aklımdan ?

Öylesine söylenmiş olmama rağmen Youngjae ani bir fren yaptı ve arabayı durdurdu.

Sert olduğu için ellerimle önümdeki kısımdan destek aldım ve cama yaklaşan kafamı geri çekerken ;

- Yavaş olur musun ? Bizi öldürmeyi mi çalışıyorsun ?

Sert bir ifadeyle bana baktıktan sonra arabandan indi ve benim kapıma geldi.

Açtığında inmemi beklediği belliydi.

- Ne yani ? Beni bu ıssız yollarda yalnız mı bırakacaksın ?

- Hayır. Aklından onu sileceğim.

Beni omuzlarımdan tuttu ve arabanın arka kapısına sırtımı yasladı.

Ellerini başıma yerleştirdiğinde beynimin içinde ağrı hissetmemle gözlerim kapandı ve bağırmaya başladım.

Kollarımı kaldıramayacak kadar güçsüzdüm.

Bana acı çektirdiği birkaç dakikanın sonunda ellerini çekti ve çenemden tutup yüzümü ona doğru kaldırdı.

- Kimi seviyorsun ?

- Seni değil !

Derin bir nefes alıp bıraktıktan sonra bir adım gerisine doğru gitti ve ellerini saçına götürüp düşünmeye başladı.

Vücudum tam anlamıyla gücüne kavuşamıyordu. Halsizlik had safhadaydı.

- Yeterince güçsüz değilsin.

Yaklaşıp zar zor kaldırdığım kafamı tekrar avuçlarının arasına aldı ve acı tekrar başladı.

Ne kadar çığlık atsam da sesimi kimsenin duyamayacağını biliyordum.

Nefes alışlarım hızlandı ve gözlerim yavaşça kendini bırakmaya başladı.

Ellerini çektiğinde ;

- Kimi seviyorsun ?

- Ne kadar acı çektirirsen çektir. Jimin'den başkasını sevmiyorum.

Gözlerindeki öfkeyi gördüğümde numaradan bile olsa Jimin'i unutmuş gibi yapmama sebebimi daha iyi kavradım.

Onun beni alamayacağını , asla isteğimle ona gitmeyeceğimi bilmesi için elimden gelen her şeyi yapacağım. Acıdan bayılsam bile ona gerçeği söyleyeceğim.

Daimi Kaçış ★ B.A.P & BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin