29. Bölüm : GÖRÜNMEZ UÇAK

221 31 21
                                    

Uçağa bindiğimizde biletlerimizin kontrolü için görevlendirilmiş adamları ışınlanarak boş koltuklara kaçma yoluyla atlatabilmiştik.

Havalandığımızda ise cam kenarında stresten terleyen Jimin'i gördüğümde ;

- Neden korkuyorsun ?

Başını bana çevirip elimi kendisininkinin arasına aldı ;

- Korkmak sayılmaz , sadece seni bir kez daha kaptırmanın endişesi bu.

- Youngjae uçağa binmiş olsaydı şimdiye kadar sorun çıkartmış olurdu. Bence endişelenmene gerek yok.

- Onun düşünce yapısına akıl erdirebildiğimi sandığım zamanda benden bir adım önde gittiğini anlıyorum. Sinirlerimi bozmaya başladı açıkçası onun bu oyunları !

Gülümseyip servis edilen kahvemden bir yudum aldığımda birçok konuşmayı duymaya başlamıştım.

Uçaktaki herkesin sesini net bir şekilde duyabiliyordum.

Elimi Jimin'den kurtarıp iki kulağımı avuç içlerimle kapatma gereği duymuştum.

Sesleri biraz olsun engellemem gerekiyordu.

- Angel ? İyi misin ?

- Fazla ses var !

- Kulakların hassaslaşmış olmalı.

Hafifçe ayağa kalkıp etrafına baktığında kimseyi susturamayacağını bildiğimden oturması için kolundan tutup aşağı çektim.

Herkesin konuşmasını duymamın yanında hepsini net bir şekilde anlıyor olmam ilginçlik katıyordu durumuma.

Evlenmek üzere olan bir çiftin kavgası ; evli bir iş adamının asistanına , karısından ayrılıp onunla evleneceğini söylediği konuşma ; okul gezisinden hiç memnun olmayan öğrenciler ve uçağın radarlarda görünmemesine kadar bir çok konuşmayı dinliyordum.

Bir dakika !

Uçağın görünmemesi mi ?

Büyüyen gözlerle Jimin'a baktığımda ;

- Daehyun burada !

Şaşkınlık dolu ifadesinin ardından ;

- O buradaysa Youngjae de vardır.

Elimden tutup kaldırdığında uçağın giriş kapısının hemen yanında bulunan bir kişinin bile zor girdiği minik tuvalete doğru götürdü.

Hosteslerin servis için dolanmasını fırsat bilerek kapıyı açtı ve beni içeri çekti.

- Kargo bölümünde devam edeceğiz bundan sonraki yolculuğumuzda.

- Jimin on üç saatlik yol bu !

- iyi tarafından bak ; üç saati gitti bile.

Gözlerimi kapatmasının ardından ışınlandık ve uçağın alt tarafına indik.

- Neden oturduğumuz yerden ışınlanmadık da tuvalette sıkıştık çok merak ediyorum ?

Kendimi geri çekip valizlerin üzerine attığımda söylediğim şeydi bu.

- Yan taraftaki oyun oynayan iki çocuk sürekli bize bakıyordu. Onların görmesine izin veremezdim. Hayatın gerçeklerini öğrenmek için çok küçükler.

Hafifçe gülümseyip yanıma bir valizi yaklaştırdı, üzerine oturdu o da.

Elimi tutup arkadaki uçağın duvarına yaslanarak beni kendisine çekti.

Daimi Kaçış ★ B.A.P & BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin