Ertesi sabah şafak sökerken gözlerini açan Turgut, yılların verdiği alışkanlıkla hemen ayıldı. Kendi evinde olmadığının bilinci ile yan tarafında yatan afeti fark etti ve kaşları çatıldı. Adamı bulamadıkları gibi yıllar sonra ilk defa ilgisini çeken bir kız tarafından terslenmişti,
"Yok, hayır tersleme değil" diye düşündü kibarca haddini bildirmişti.
Kız oldukça ilgisini çekmişti fakat geceyi başkasıyla geçirmesine engel olacak kadar değil.
-Çocuk, diye mırıldandı sessizce.
Yanındaki kızı uyandırmadan kırmızı saten çarşafların arasından çıktı ve giyinmeye başladı. Sessizce evden ayrılırken "kırmızı mı?" diye düşünüyordu. Kız gece karanlığında daha zevk sahibi görünmüştü gözüne. Vicdan azabı çekmiyordu çünkü kadınlara beklentilerini en baştan anlatır sonradan başına bela olmalarını istemezdi.
Siyah büyük arabası ile evine yaklaştığında emektarı Hüseyin Efendi kapıdaydı. Genç adam zaman kaybetmeden odasına çıkarak duşa girdi.
Her şeyinde olduğu gibi odasında da erkeksi zevkini görmek mümkündü. Büyük direkli, koyu nevresimin serili olduğu yatağına koyu ahşap mobilyalar ve önünde rahat bir oturma grubunun olduğu şömine eşlik ediyordu. Duştan belinde havlusu ile çıkan adam bir yandan saçlarını kuruluyor bir yandan da odasındaki dev ekran televizyondan haberleri takip ediyordu.
Giyinme odasından kendisine koyu gri bir takım seçerken aklı Rüya'ya kaydı. Kızı beğendikten sonra ismini öğrenmek Turgut gibi bir adam için çocuk oyuncağıydı, aynı zamanda adresini, geçmişini telefon numarasını öğrenmek gibi. Rüya, ismi de kendisi gibi güzeldi fakat küçüktü, "uğraşmaya değmez" diye düşündü. Şirketin yolunu tutarken Rüya çoktan aklından çıkmıştı.
Rüya bütün hafta adamın gelip tekrar kendisini göstermesini bekledi ama beklediği gerçekleşmedi. Kendisine bile itiraf edemezken bu durum hayal kırıklığı yaşatmıştı. Rüya arkadaşlarından gizlisi saklısı olmayan bir kızdı ama gündüz okul akşam Nefes derken vakit bulamadı.
Aradan geçen bir hafta diğer haftaları kovaladı vize dönemi başladı. Gerek evde gerek kütüphanede saatlerce çalışmalarının karşılıklarını aldılar. Son sınavdan önce yine kütüphanede çalışan kızlar ara vermek ve bir kahve içmek istediler. Peri ile yan yana oturan Rüya sessizce arkadaşına dokundu ve şifreyi alan Peri, Gül'e mesaj atarak kafede buluşma organize etti.
Kızlar kahvelerini içerken kafa dağıtmak için havadan sudan sohbet etmeye başladılar. Konu konuyu açtı ve Rüya o gece yaşadıklarını anlattı.
-Yuhh kızım şimdi mi söylenir bu. Ağzını burnunu dağıtsaydık ya.
-Dur Peri, bi dakika ya anlamadan dinlemeden. Kız Rüya çok yakışıklıydı o çocuk ben fark ettim aslında sana baktığını. Belki bir şeyler içelim falan demek istemiştir neden tersledin hemen.
-Ya Gül aşk böcüğü kesildin başımıza, ne içmesi adam bıraksak götürecekmiş kızı!
-Yavaş götürsün diye cevapladı Rüya.
Arkadaşları şaşkınlıkla bakınca kıkırdamasına engel olamadı. Rüya için sert bir sözdü evet ama kendisini tutamamıştı.
-İşte benim kızım diyerek övündü Peri.
Rüya gibi kızları beğenen çok erkek olurdu ve ilk defa birisinin uzatmadan peşini bırakması kızları şaşırtsa da uzatmayıp Rüya'yı sıkıştırmayı bıraktılar. O sırada mesajlarını alıp yanlarına gelen Yapraklar da konuyu dağıtınca genç adam da usulca süzüldüğü sohbet gibi genç kızların da aklından silindi gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZELİM / RAFLARDA
RomanceRüya, geçmişin izlerini silmekte zorlanan genç bir kızdır. Korkuları yüzünden karşısına çıkan nefes kesici adamdan uzak durmaya çalışsa da ruhu ateş almıştır. Tutkulu birliktelikleri aslında aşık olduğu adamı hiç tanımadığını fark ettiğinde keskin b...