2.Bölüm

320 10 14
                                    

Gökçe: Ben sana aidim Tuğtekin. Ebediyen sana ait olucam.

Tuğtekin: Ha- ha- hayır!

Ses: Ahhhh!

Üç atlı arkadan koşa koşa geliyorlardı. En baştaki Samsa'ydı. Elinde de oku vardı. Ses Noyandan gelmişti. Sırtına ok saplanmıştı.

Gökçe Noyan'ın boş anını bulup karnına dirsek attı. Ardından hemen Tuğtekin koşup kılıcı tuttu. Gökçe kurtulmuştu. Tuğtekin kılcı bırakmıştı. Ve tabiki Noyan tek seferde ölecek biri değildi. Kılıcı Tuğtekin'e doğru savurdu. Tuğtekin eğilerek kurtuldu. Ve hemen ardından kılıcını kınından çıkartıp Noyan'ın saldırısının önledi. Büyük bir kapışma oldu. Gökçe yerde oturuyordu. Islak olan gözlerini kollarıyla silmeye çalışıyordu.

Noyan sağdan bir saldırı yaptı. Tuğtekin eliyle tutup kılıcı düçürdü. Noyan'ın eli boş kalmıştı. Tuğtekin Noyan'ın dizine vurup oturmasını sağladı. Kılıcını soluna boylamasına sapladı. Kılcın ucu arkadan çıkmıştı. Noyan'ı o şekilde tekrar havaya kaldırdı.

Tuğtekin:Sana bizimle uğraşma demiştim Noyan. Bizi dinlemedin imdi cezasını çekme vaktidir. Kılcı çıkartı. Etrafında dönüp Noyan'ın kafasına indirdi. Nihayet canı cehenneme Noyan gebermişti.

Tuğtekin kılıcına kınına koyup yerde duran Gökçe'ye doğru ilerledi. Gökçe ayağa kalktı ve sanki yüz yıldır görüşmenişler gibi birbirlerine sarıldılar. Gökçe hıçkırarak ağlıyordu.
Tuğtekin Gökçe'yi bırakıp alplerine dönüp göğüs selamı verdi.

Tuğtekin: Eyvallah koç yiğitler. Haydi obamıza dönme vaktidir.

Noyan'ın yanından geçerken iğrenerek baktılar ve atlarına binip yollarına devam ettiler.

Obaya gelmişlerdi. Gökçe'nin atı olmadığı için Tuğtekin'le binmişti.

Selcan Hatun meraklanmasın diye ilk olarak Kayı obasına gelmişlerdi.

Geldiklerini gören gözcü davulları çalmaya başlamıştı. Selcan sesi duyunca hemen ayağa kalktı.

Hayme Ana'ya dönerek: Geldiler Ana.

Hayme Ana: İnşaallah hayırla gelmişlerdir kızım.

Hemen dışarı çıktılar. Ardından en önde üzerinde Tuğtekin'le Gökçe'nin olduğu at geliyordu. Gökçe büyük bir hızla attan indi. Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Ablası Selcan' a  doğru yürümeye başladı. İki kardeş gözyaşlarıyla beraber özlemlerini giderdiler.

Gökçe Hayme Ana'nın elini öpüp sarıldı. Gündoğdu Bey'e ve Ertuğrul Bey'e kafa selamı verdikten sonra Selcan ve Hayme Ana'yka bey otağına geçtiler.

Tuğtekin Ertuğrul'a sarılıp: Demiştim sana Ertuğrul. Eğer onu getiremeseydim buralar bana mezar olurdu demiştim.

Eetuğrul: Allah'a şükür emmi oğlu Allah'a şükür.

Gökçe bey otağına girdiği zaman Halime'de yan otağdan geliyorlardı. Birbirlerine gülümsediler ve sarıldılar.

Halime: Allah'a şükür kardeşim. Kurtulmuşsun.

Gökçe: Daha yaşayacak anılarımız varmış Haline kardaş. Tuğtekin Beyim sadece beni kurtatmakla kalmadı birde Noyan soysuzunun kellesini aldı.

Hayme Ana: Şükürler olsun kızım. Bak her şerde bir hayır vardır derler.

Gökçe: Öyleymiş Ana öyleymiş.

Hayme Ana: O vakit hem senin kurtuluşunu hem de Noyan ölümünü kutlamak için akşam ziyafet verelim.

Selcan: Çok güzel olur anam. Mükellef bir sofra hazırlarız. Eee sonuçta üç bacı bir araya gelmiş.

GÖKÇE TUĞTEKİN Ölüm Gerçek Aşıkları Ayıramaz (Diriliş Ertuğrul) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin